Gökyüzü
Gökyüzü, gökyüzü kavramı, insanların bulutları görme ve güneş ışığının atmosferden geçerken saçılmasıyla oluşan renkleri gözlemleme yeteneğinden doğmuştur. Görülebilir güneş ışınımı, 0,35 mikrometre (mor) ile 0,75 mikrometre (kırmızı; 3500-7500 A) arasında değişen dalga boylarındadır. Işığın bir bölümü, atmosferdeki hava molekülleri tarafından saçılır. Bu etki, en kısa dalga boylarında en güçlüyken (% 30-40 arası), kırmızı dalga boylarında azalarak neredeyse 0'a iner. Işınım, 0,5 mikrometre/5000 A dalga boyunda (mavi ışık olarak görülür) en şiddetli olduğu için, bu dalga boyunda saçılma başat durumdadır ve gökyüzü mavi görünür. Yükseklik arttıkça renk de koyulaşır, çünkü daha çok sayıda saçıcı molekül aşağıda kalır.
Gündoğumundaki ve günbatımındaki kızıllığın nedeni, ışınımın çok daha derin bir atmosfer sütununa işleyerek, bütün dalga boylarında saçılmayı en etkili duruma getirmesidir. Hava kirliliği de güneş ışığının birçok dalga boyunu saçarak Güneş'in gökyüzünde donuk kırmızı bir yuvarlak olarak görünmesine yol açar.
Çapı kırmızı ışınımın dalga boyundan daha büyük olan su damlacıkları ve toz parçacıkları, ışınımı saçmayıp yansıtırlar. Bu, gökyüzünün rengini değil, toplam ışık şiddetini etkiler. Bu nedenle, havadaki toz miktarının artmasıyla, Güneş daha zayıf olarak görünür. Bulutlar, güneş ışığını en güçlü biçimde yansıtırlar. İnce bulutlar, dağınık olarak yansıyan ışığın geçmesine olanak verdikleri için, beyazımsı görünürler; bulut kalınlaştıkça görünümü de koyulaşır.