Halk Müziği
Halk Müziği, en basit anlamıyla, kulaktan öğrenilmiş ve bir kuşaktan öbürüne aktarılmış bir müziktir. Kentsel toplumlardan çok kırsal kesimlerde gelişen geleneksel halk ya da folk müziği yazılı değildir. Bunun yanı sıra kentlerde siyasal bir görüş dile getirmek ya da birtakım adaletsizlikleri protesto etmek amacıyla yazılan çağdaş folk ezgileri de vardır.
Geleneksel Halk Müziği
Dünyadaki her ulusun kendine özgü halk ezgileri vardır ve bunların çoğu çok eskidir. Bu gibi geleneksel ezgiler çeşitli duyguları dile getirir. Aşk, nefret, sevinç, üzüntü, mutluluk ve acı kadar insanın çalışma ve eğlence yaşamına ilişkin büyük küçük tüm olaylar ezgilere konu olabilir.
Halk müziğinin en eski örneklerinden bazıları dinsel tören ve festival şarkılarıdır. Ürün toplama gibi çeşitli etkinlikler sırasında söylenen ezgiler ile gençlerin kendi ulusal kültürlerini tanımalarını sağlayan şarkılar bunlara örnektir.
Halk ezgileri bir kişiden öbürüne aktarılırken değişir. Birkaç kuşaktan sonra hem sözleri hem de müziği etkileyecek kadar büyük değişiklikler olabilir. Bazen de bir ezginin zamanla birçok çeşitlemesi ortaya çıkar. Bunlar, 20. yüzyılın başlarında Macar halk ezgilerini derleyen Belâ Bartôk’un saptadığı gibi, ezgi “aileleri” oluşturabilir.
Her ülke halk müziğini kendine özgü bir yolla yorumlar. Kuzey Amerika, Avustralya ve Batı Avrupa halk ezgilerinin bazı ortak özellikleri vardır. Hepsi de baladları, iş şarkılarını ve dans ezgilerini içerir. Ezgiler çoğu zaman kıtalara bölünmüştür ve her kıtadan sonra aynı sözlerden oluşan bir nakarat yinelenir. Şarkıcı, nakaratlara katılmaları için izleyicilerini coşturmaya çalışır. SSCB ile Balkanlar’ın bazı bölgelerinde ve İtalya’da bazı geleneksel ezgiler çok karmaşık nakaratlar içerir. Öte yandan, Orta ve Doğu Avrupa’da insanlar çoğunlukla çiftler ya da gruplar halinde şarkı söyler.
Halk müziği çoğunlukla söylenmek içindir; ama bazıları, özellikle dans müzikleri çalınmak içindir. Düdük, çıngırak, İsviçre kavalı olan alp boynuzu gibi basit tahta borular, gitar, banço, keman, lir, kanun, balalayka (telli bir Rus çalgısı), saz, bir Yunan çalgısı olan buzuki gibi çeşitli halk müziği çalgıları vardır. Üflemeli çalgılar arasında Orta Avrupa ve Güney Amerika’da kullanılan panflüt ve birçok ülkede değişik biçimleri olan gaydalar bulunur. Bir kutuya takılı tellere tokmakla vurularak çalınan simbalom ilginç bir Macar çalgısıdır. Macaristan’dan başka ülkelerde de bulunan bu çalgının yanı sıra, 15. ve 16. yüzyılda İngiltere’de çalınan ve gene aynı tür bir vurmalı çalgı olan santuru İngiliz göçmenler Amerika’ya götürmüşlerdir. Santur, özellikle Appalaş Dağları gibi yörelerde günümüzde hâlâ çalınmaktadır.
Bazı toplumların halk ezgileri bütün dünya da tanınmıştır. Kuzey Amerika halk ezgilerini, yalnızca İngiltere’den değil, Fransa ve İspanya’dan da gelen ilk göçmenlerin getirdikleri ezgiler oluşturmuştur. Amerika’ya köle olarak getirilen Siyahlar’ın Hıristiyan dinini kabul etmesinden sonra da, kiliselerde çalınan ayin müziği ile Afrika ritimlerinin birleşmesinden spiritual adı verilen müzik doğmuştur. Siyahlar yoksulluk ve güçlüklerle dolu yaşamlarını blues adı verilen ezgilerle dile getirmiş; mutlu oldukları zaman çaldıkları kendi dans müzikleri de sonradan cazın temeli olmuştur.
Çağdaş Folk Müziği
20. yüzyılda, özellikle başta ABD’de olmak üzere, bazı etnik grupların hakları için verdikleri mücadelelerden kaynaklanan toplumsal içerikli şarkılar 1960’larda yaygınlaştı. Kent yaşamının acımasızlığı ve çalışan insanların mücadeleleriyle ilgili benzer şarkılar daha önce de görülmüştü, ama bu yeni şarkıların etkisi çok daha güçlü oldu. Bu şarkılarla bir yandan da savaşlara ve adaletsizliğe karşı çıkılıyordu. Yalın bir folk tarzını izleyen Bob Dylan, bu protesto şarkılarının öncü bestecisi ve söz yazarıydı. Bu müziğin en tanınan şarkıcıları arasında Joan Baez, Pete ve Peggy Seeger, Ewan McColl, Peter, Paul ve Mary ile Janis Joplin vardır. 1960’larda Vietnam Savaşı ABD’deki “protesto şarkısı” hareketinin özel hedefi oldu. 1980’lerde de UB40, U2 gibi müzik toplulukları ile Tracy Chapman ve Sting gibi şarkıcılar barış, insan hakları ve çevre sorunlarını ezgilerinde duyarlı bir biçimde yansıttılar.
Türk Halk Müziği
Henüz bilimsel olarak kesin bir biçimde kanıtlanmış olmasa da, Türk halk müziğinin kökeninin pentaton ik (beş tonlu ) Orta Asya müziği olduğu kabul edilir. Anadolu’nun, çevresiyle ilişkileri, iletişimi zayıf, etkilere kapalı birçok küçük yerleşim yerinde pentatonik ezgilere rastlanması da bunu göstermektedir.
Türk Halk Müziğinin Yapısı
Türk halk müziğindeki yapıtların çoğu sözlü ezgilerdir. Bunlar, “türkü” genel adıyla anılır. Yalnızca çalgılarla seslendirilen halk ezgilerine ise, genel olarak “oyun havası” denir.
Türk halk müziği ikiye ayrılır: Kırık havalar (bazı yörelerde buna kısık hava denir) ve uzun hava'lar. Ritmik melodilerden oluşan parçalara kırık hava; doğaçlama izlenimi veren, gerçekteyse kalıplaşmış melodilerden oluşan ritimsiz parçalara ise uzun hava denir. Kırık hava sınıfına giren sözlü parçalar, güftelerinin tür adıyla anılır: Koşma, varsağı, mani, destan, karşılama, semai, divan, kalenderi. Uzun hava sınıfından sözlü parçalar yöreden yöreye değişen adlar alır. Türk halk müziğindeki gerçek doğaçlamalar daha çok bağlama ailesinden bir çalgıyla çalman ve “açış” ya da “ayak” diye adlandırılan taksimlerdir.
Bu alanda, son derece tek düze bir melodisi olan parçaların yanı sıra, olağan üstü parlak melodilerle örülü parçalar da vardır. Gerek sözlü, gerek sözsüz parçalardaki ses alanı yaklaşık bir buçuk oktavdır. Bu, insan sesinin ortalama genişliğidir.
Sözlü parçalan seslendirmede hemen hemen her yörenin kendine özgü bir söyleyiş biçimi vardır. Buna “ağız” denir. Hangi ağızla seslendirilirse seslendirilsin, Türk halk ezgileri, genellikle, güftelerindekine eş bir içtenlik, yalınlık ve duyarlılığı yansıtır.
Modal (makamsal) müzikler kapsamında ele alınan Türk halk müziğinde belli başlı altı makam vardır. “Ayak” denen bu makamlar garip, kerem, bozlak, derbeder, müstezat ve misket diye adlandırılır. Bazı yörelerde ayakların bazıları hiç kullanılmaz; bazı ayaklar da yöreden yöreye değişen biçimde kullanılır. Bazı parçalarda birkaç ayak özgün bir tarzda bir araya gelir. Halk müziği usullerinin (ritim kalıpları) özel adları yoktur. Folklorcular bu usulleri birim zaman sayılarına göre, sözgelişi “dokuz zamanlı usuller”, “10 zamanlı usuller” diye adlandırmışlardır. Türk halk müziğiyle ilgili terimler yörelere göre değişir. Bazı yörelerde bu alanda hiçbir terim kullanılmaz.
Türk Halk Müziğinde Çalgılar
Türk halk müziğinde çalgıları, genel çalgıbilim (organoloji) terimleriyle sınıflandırılmıştır:
1. Telli çalgılar: Bağlama ailesi, çarta, ırızva gibi mızraplı (tezeneli) çalgılar ile kabak kemane, Karadeniz kemençesi, tırnak kemanesi gibi yaylı çalgılardan oluşur.
2. Vurmalı çalgılar: Davul, dümbelek (ya da deblek, darbuka) gibi derili çalgılar ile zil, maşa, zilli maşa, çalpara (bir tür kastanyet), kaşık gibi çalgılardan oluşur.
3. Üflemeli çalgılar: Kaval ailesi, mey, zurna, tulum (bir tür gayda), sipsi gibi çalgılardan oluşur.