Hayvan Göçü
Memelilerin, kuşların, balıkların ve böceklerin çoğu her yıl belirli zamanlarda bulundukları yerden başka bir yere göç ederler ve buna hayvan göçü denir. Bu yolculuklar içinde en kolay izlenebilen ve en eskiçağlardan beri bilineni kuşların göçüdür.
Kuşların neden ve nasıl göç ettikleri bugün bile her yönüyle anlaşılabilmiş değildir. Bilim adamları bu konuyu incelemek için göçmen kuşlardan birkaçını yakalayıp ayaklarına halkalar takar ve yeniden gökyüzüne salıverirler. Aynı kuş aylar sonra başka bir ülkede bulunduğunda, ayağındaki halkaya bakarak hangi ülkeden geldiği öğrenilebilir. Ama yollarını nasıl buldukları ve neden hep aynı mevsimde belirli yerlere gitme gereği duydukları hâlâ büyük ölçüde gizemini koruyor. Uzmanlar, bu hayvanların ırmaklar ve dağlar gibi belirgin yer biçimlerinden, Güneş’in, Ay’ın ve yıldızların konumundan, hatta içlerindeki “biyolojik pusula” yardımıyla Dünya’nın çevresindeki magnetik kuvvet çizgilerinden yararlanarak yollarını bulduklarını sanıyorlar.
Böceklerle beslenen kuşların çoğu yazın üremek için kuzeye göç eder, çünkü günlerin daha uzun ve güneşli olduğu bu bölgelerde yiyecek bulma şansları daha fazladır. Kuzey yarıkürenin uzun yaz günleri ve bol yiyecek, hemen hemen bütün kuşların burada kuluçkaya yatması için geçerli bir nedendir. Kuzeyde günler kısalıp havalar soğuduğunda, bu kez yaza girmek üzere olan ve bol yiyecek umudu veren güney yarıküreye uçarlar. Bütün kuşlar içinde en uzun göç yolculuğuna çıkan kutup sumrusudur. Bu kuş yazı Kuzey Kutbu’nda geçirdikten sonra her yıl 18 bin kilometrelik yolu aşarak Antarktika’ya ulaşır ve güneyin yazı bitince aynı yolu bir kez daha uçarak yeniden kuzeye döner. Böylece yıllık göçü sırasında yaklaşık 36 bin km yol almış olur.
Göçmen memeliler arasında en ilginçleri Avrupa’nın kuzeyinde yaşayan lemminglerdir. Bu küçük kemiriciler birkaç yılda bir besin kaynakları kıtlaştığında çok kalabalık sürüler halinde göç yolculuğuna çıkarlar. Yollarının üzerindeki ırmakları geçer, dağları aşarlar, ama iyi yüzücü olmadıklarından denize ulaştıklarında sürünün çoğu boğularak ölür.
Rengeyikleri bildikleri verimli otlaklara ulaşmak için sonbahar ile ilkbaharda uzun yolculuklara çıkarlar. Afrika’daki gnu denen antiloplar ile öbür otlayan hayvanlar da, yaşadıkları bölgedeki otlaklar yoksullaşınca binlerce hayvandan oluşan büyük sürüler halinde göç ederler. Foklar, özellikle kuzeyde yaşayan kulaklı foklar, her yıl aşağı yukarı aynı günde çiftleşecekleri yerlere gidip yavruları büyüyünce yeniden dönüş yolculuğuna çıktıkları için neredeyse bütün ömürlerini denizde geçirirler. Kuzey Amerika’da yaşayan ve böcek yiyen bazı yarasalar da tıpkı kırlangıçlar gibi daha bol böcek bulmak umuduyla güneydeki sıcak bölgelere göç eder. Başta boz balina olmak üzere birçok balina türü, Baja California’nın ılık sularında üremek amacıyla güneye iner ve bir sonraki yaz yeniden Kuzey Kutbu’na doğru yola çıkar. Afrika’da yaşayan birçok memeli de bir su kaynağı ya da su depolayan bitkileri bulmak için yıl boyunca durmadan dolaşır.
Göçmen Balıklar ve Böcekler
Göçmen balıkların en tanınmışı olan yılanbalıkları üreme çağma gelinceye kadar yaşamını tatlı sularda sürdürür, sonra yumurta dökmek üzere Atlas Okyanusu’nun kuzeyindeki Sargasso Denizi’ne göç eder. Oysa sombalıklarının üreme göçü tam ters yöndedir. Bu balıklar yumurtalarını akarsulara bırakır ve tatlı suda gelişen yavrular en çok 2-3 yaşına geldiğinde denize açılır. Birkaç yıl denizde yaşadıktan sonra, yumurtadan çıktıkları akarsuya dönerek kendi yumurtalarını da oraya bırakırlar. Sombalıklarının sulardaki belirli “kokuları” izleyerek ilk yuvalarının yolunu bulabildikleri sanılmaktadır.
Göçmen böcekler içinde en tehlikeli grup göçmen çekirgelerdir. Dünyanın birçok yerinde, özellikle Afrika ve Ortadoğu’da toprağı bir bulut gibi örten bu çekirge sürüleri ekinlere inanılmaz boyutlarda zarar verir.
Kelebekler ise kimseye zararı dokunmayan göçmen böceklerdendir. Avustralya’nın bogong adıyla anılan gece kelebekleri, nüfusları aşırı arttığında kalabalık sürüler halinde Yeni Güney Galler’in dağlık bölgelerini aşıp doğuya, denize ve ölüme doğru giderler. Kuzey Amerika’da yaşayan kral kelebekleri de kışı California, Florida ve Meksika’nın sıcak ikliminde geçirmek üzere her sonbahar güneye uçarlar. Turuncu, kara ve sarı benekli dev bir bulutu andıran milyonlarca kelebeğin uçuşu çok çarpıcı bir görüntüdür. Geceleri ağaçların tepelerinde konaklayıp gündüzleri uçarak 2.500 kilometreden fazla yol alan kelebekler sonunda kışlıklarına ulaşırlar. Kuzeydeki üreme bölgelerine dönmek üzere ilkbaharda yeniden göç eden kelebekler bu uzun yolculuklarını tamamladıklarında bazen aradan beş kuşak geçmiştir.