Kestane
Lezzetli ve besleyici meyvelerinden olduğu kadar odunundan da yararlanılan kestane ağaçlarının kuzey yarıküreye dağılmış 10 kadar türü vardır. Bunlardan en yaygını ve en tanınmışı Anadolu kestanesidir (Castanea sativa). Anayurdu Güney Avrupa, Kuzey Afrika, Türkiye ve Kafkasya olan bu ağaç ülkemizdeki tek kestane türüdür. Türkiye’de, en çok Marmara ve Karadeniz bölgelerindeki ormanlarda yetişir, ayrıca özel olarak üretilir. Bilimsel kaynaklarda, öbür türlerden ayırt edebilmek için “Anadolu kestanesi” olarak adlandırılmışsa da bu türe günlük yaşantımızda kısaca kestane deriz.
Ilıman iklimleri ve gölgeli yerleri seven kestane ağacının yaşayan en yaşlı ve en iri örnekleri Etna ve Vezüv yanardağlarının yamaçlarında bulunmaktadır. Normal koşullarda 30 metre boy atan bu ağacın yanlara uzanan sık dalları ve geniş tepesiyle oldukça görkemli bir görünüşü vardır. Gençken düzgün olan gövde kabuğu yaşlandıkça çatlaklarla dolar. Boyu 30 santimetreye varan uzun mızraksı yapraklarının ucu sivri, kenarı dişli, üst yüzü parlak yeşil, alt yüzü ise tüylüdür. Yapraklar sonbaharda dökülmeden önce dönüştüğü bakır rengiyle çok güzel bir görünüm sergiler. En geç çiçeklenen ağaçlardan biri olan kestane yaz ortasına doğru çiçek açar. Kestane çiçekleri, sapa yakın bölümde dişi, uçta ise erkek çiçeklerin bulunduğu tırtıl ya da kedicik denen uzun salkımlar halindedir. Rüzgârın ya da çiçeklerin üzerinde dolaşan böceklerin yardımıyla çiçektozları erkek çiçeklerden dişi çiçeklere taşındığında dişi çiçekler döllenir ve üstü dikenli bir kılıfla kaplı meyveler verir. Her kılıfın içinde genellikle üç, bazen de iki tane parlak, kızıl kahverengi, fındıksı meyve bulunur. Meyvelerin karbonhidratça zengin içi çok eskiçağlardan bu yana insanlara değerli bir besin kaynağı oluşturmuştur. Meyveler en çok kavrulup çerez olarak yenir ya da şekerlemesi yapılır. Ayrıca Güney Avrupa’da öğütülüp domuzlara yem olarak yedirilir. Koyu renkli ve dayanıklı odunu ise inşaatlarda, mobilyacılıkta, alet sapı yapımında kullanılır. Kestane ağaçlarının odunundan sırık ve çit de yapılır. Ama bunun için gerekli odun genellikle ana gövde kesildikten sonra geride kalan kütüğün çevresinden çıkan genç sürgünlerden yararlanılır.
Türkiye’de en çok kestane üreten iller Aydın, Kastamonu, Kütahya ve İzmir’dir. Bursa ise kestane şekerlemesi yapılan iri çeşitleriyle ünlüdür. Ülkemizde sayıları 1,8 milyonu aşan kestane ağaçlarından yılda 70 bin ton dolayında kestane elde edilmektedir.
Çin kestanesi (Castanea mollissima) ve Japon kestanesi (Castanea crenata) gibi kestane türleri de bu ülkelerde meyveleri için yaygın olarak yetiştirilir. Gene lezzetli meyveleriyle tanınan bir başka tür ise Amerika kestanesidir (Castanea dentata). Eskiden özellikle Kuzey Amerika’nın doğusunda geniş bir dağılım gösteren bu güzel görünümlü orman ağacı, 1900’lerin başlarında “kestane kanseri” denen bir mantar hastalığından etkilenerek 50 yıl gibi kısa bir süre içinde neredeyse tümüyle yok olmuştur. Bunun üzerine geride kalan ağaçlar Eskidünya’dan getirilen kestane türleriyle melezlenerek hastalığa daha dayanıklı melez ağaçlar geliştirilmiştir.