Lozan Barış Antlaşması
Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923), yeni Türk Devleti’nin uluslararası alanda tanındığını belgeleyen önemli bir antlaşmadır.
I. Dünya Savaşfndan zaferle çıkan ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya, savaşta yenilen Almanya’ya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na ve Osmanlı Devleti’ne ağır koşullar içeren barış antlaşmaları önermişlerdi. Yenik devletlerden ilk ikisi 1919’da bu antlaşmaları imzalamak zorunda kalmış, Osmanlı Devleti de 1920’de Sevr Antlaşması’na boyun eğmişti. Ama Sevr Antlaşmasinın öngördüğü düzen Kurtuluş Savaşiyla altüst oldu ve Anadolu’da güçlü bir Türk Devleti doğdu. Bu değişen koşullar karşısında galip devletler 27 Ekim 1922’de Ankara hükümetini yeni bir barış antlaşması için görüşmeye çağırdılar. Ne var ki, aynı çağrı İstanbul hükümetine de yapıldığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırarak Osmanlı Devleti’ne son verdi. Böylece Türkiye’yi temsil edecek tek güç Ankara hükümeti oluyordu.
İsviçre’nin Lozan kentinde toplanması kararlaştırılan barış konferansına Türkiye’nin yanı sıra İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya katılıyordu. Konferansta ABD gözlemci olarak bulunacak, SSCB boğazlar sorununun, Bulgaristan ise Ege Denizi kıyısındaki topraklarla ilgili sorunların görüşüleceği oturumlarda yer alacaktı. Türkiye’yi, dışişleri bakanlığına getirilen İsmet Paşa (İnönü) başkanlığındaki bir kurulun temsil ettiği konferans 20 Kasım 1922’de başladı.
Konferansın ana konuları sınırlar, boğazlar, kapitülasyonlar, azınlıklar ve Osmanlı Devleti’nin borçları olarak saptanmıştı. Savaş tazminatı da önemli bir sorun olarak gündemdeydi. Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere galip devletlerin Sevr Antlaşmasinın koşullarını biraz hafifleterek Türkiye’ye kabul ettirmeye çalışmaları nedeniyle oturumlar sert tartışmalarla geçti. Özellikle İngiltere’nin ödün vermeyen tutumu yüzünden konferans çıkmaza girdi ve görüşmeler 4 Şubat 1923’te kesildi. Yoğun diplomatik çabalar sonucunda taraflar 23 Nisan 1923’te yeniden bir araya geldiler. Bu kez İngiltere’nin tutumu daha yumuşamıştı. Nitekim görüşmeler olumlu sonuçlandı ve üzerinde anlaşmaya varılan metin 24 Temmuz 1923’te imzalandı.
Beş bölümde toplanmış 143 maddeden oluşan Lozan Barış Antlaşması’nın temel hükümlerine göre, doğu sının SSCB ile daha önce imzalanmış olan antlaşmadaki biçimiyle kabul ediliyordu. Suriye sınırı için de Fransa ile yapılan eski antlaşma geçerliydi. Buna karşılık Irak sının konusunda İngiltere ile anlaşmaya yanlamadığından bu sorun ancak 1926’da iki ülke arasında yapılan yeni bir antlaşmayla çözüldü. Lozan’da Trakya sınırı yeniden çiziliyor, ayrıca savaş tazminatından vazgeçmesi karşılığında Karaağaç yöresi Türkiye’ye bırakılıyordu. Ege Denizi’ndeki İmroz Adası (Gökçeada) ile Bozcaada da Türkiye’ye veriliyordu. Banş zamanında İstanbul ve Çanakkale boğazlarından sivil gemilere geçiş serbestliği tanıyan taraflar, askeri gemilere kısıtlama getirmişlerdi. Savaş durumunda ise Türkiye savaşta taraf olup olmamasına göre davranacaktı. Boğazların iki yakasının askersizleştirilmesi ve geçişlerin uluslararası bir kurulun denetimine bırakılması gibi kararlar sonradan, 1936’da imzalanan Montrö (Montreux) Sözleşmesi’yle Türkiye lehine değiştirildi.
Türk hükümetinin ısrarla üzerinde durduğu konulardan biri olan kapitülasyonlar, Lozan Barış Antlaşması’nın hükümlerine göre tümüyle kaldırılıyordu. Azmlıkların Türk yurttaşı olması benimseniyor, ancak Anadolu ve Doğu Trakya’daki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler’in karşılıklı göç ettirilmesi kararlaştırılıyordu. Batı Trakya Türkleri ile İstanbul’da yaşayan Rumlar bu göçün dışında kalacaklardı. Gene antlaşma hükümlerine göre, Osmanlı Devleti’nin borçları, imparatorluğun parçalanmasıyla oluşan yeni devletlere gelirleri oranında bölüştürülecekti. Türkiye de kendi payına düşen miktarı taksitlerle ödemeyi kabul ediyordu. Galip devletler, I. Dünya Savaşı’ndaki kayıplarına karşılık Türkiye’den istedikleri savaş tazminatından vazgeçiyorlar, Türkiye de Yunanistan’dan istediği tazminata karşılık Karaağaç’ı alıyordu.
TBMM’nin 23 Ağustos 1923’te onayladığı Lozan Barış Antlaşması, öbür ülkelerin de onaylamasıyla 6 Haziran 1924’te yürürlüğe girdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önemli bir adım olan bu antlaşma, aynı zamanda I. Dünya Savaşı’nı sona erdiren antlaşmalar içinde tek onurlu belgedir.