Medler ve Persler
Bugünkü İran’ın kuzeybatısı olan bölgeye eskiden Medler ülkesi anlamına gelen Medya denirdi. Med
kabilesinin adı ilk kez İÖ 836’da, Asur Kralı II. Şalmanezer’e haraç ödemeye başladıkları zaman duyuldu. Asur İmparatorluğu’ndan ayrılıp kendi krallıklarını kurmaları bundan yaklaşık 200 yıl sonraya rastlar. İÖ 612’deyse Asurlular’ın başkenti olan Ninova’yı yakıp yıkarak Asur İmparatorluğu’nun kuzeyini ele geçirdiler.
İlk Persler de bugünkü İran’ın güneybatısında yaşayan bir kabileydi. Krallarından biri olan Kiros (Kuruş), Med kralına karşı ayaklandı ve Medler’i yenilgiye uğratarak İÖ 550’de başkent Ekbatan’ı aldı. Kiros bununla yetinmeyerek Anadolu’daki zengin Lidya ülkesini, Yunan kentlerini ve Babil topraklarını da ele geçirdi. Babil Kralı Nabukadnezar’ın tutsak olarak Babil’e götürdüğü Yahudiler’i serbest bırakarak kendi topraklarına dönmelerine izin verdi.
Yetenekli bir kumandan olan Kiros yaklaşık 20 yılda önemli başarılar elde etti. O zamana kadar verimli ırmak vadilerinde rahat bir yaşam sürmeye alışmış toplumlar, Kiros’un komutası altındaki güçlü kuvvetli, ok atmada usta dağcılar karşısında çaresiz kaldılar. Gene de Kiros, ele geçirdiği yerlerdeki halka iyi davrandı, alıştıkları biçimde yaşamalarına izin verdi.
Kiros’un oğlu Kambyses İÖ 525’te Mısır’ı ele geçirdikten sonra Anadolu kıyısındaki Yunan adalarını ve Kıbrıs’ı da aldı. Ne var ki, acımasız bir hükümdardı ve sonunda delirerek kendi canına kıydı. Onun ölümünden sonra baş gösteren bir karışıklık döneminin ardından Darius tahta çıktı.
Darius kendisini, Çin dışında o güne kadar görülmemiş büyüklükte bir imparatorluğun başında buldu. Bu imparatorluk Anadolu’yu ve bugünkü Ortadoğu’nun büyük bir bölümünü kapsıyor, hatta Hindistan’a kadar uzanıyordu. Darius, imparatorluğu “satraplık” diye bilinen 20 eyalete ayırarak her birinin ödeyeceği haracı belirledi. Persler, saf altın ve gümüş çubuklar yerine ilk kez madeni para kullanmaya başladılar. Gene Darius zamanında Persler ilk kez parşömene mürekkeple yazı yazdılar. Taş ve kil üzerine yazılan çiviyazısından değişik bir tür yazı geliştirdiler.
Darius, Sicilya ve İtalya kıyılarını keşfetti. Kaptanlarından biri Hint Okyanusu’nu aştı. Yaklaşık İÖ 516’da Tuna Irmağı’nı geçerek İskitler’e saldıran Darius Rusya’ya kadar ilerledi. Mısır’da, Nil Irmağı ile Kızıldeniz arasında bir kanal açtırarak gemilerini buradan Kızıldeniz’e geçirdi.
Pers İmparatorluğu’nun zayıflayıp çökmesi büyük ölçüde Yunan kentlerinin yükselişine bağlıdır. Darius, Yunanlılarla savaşmak için komutanlar gönderdiyse de, bu girişimler başarısızlıkla sonuçlandı. Sonunda, İÖ 490’daki Maraton Savaşı’nda Persler yenilgiye uğradı.
Darius’un oğlu Kserkses babasının yerine geçti ve Yunanistan’a büyük bir sefer düzenledi. Ordunun Atina’yı ele geçirmesine karşın, donanma Salamis Savaşı’nda (İÖ 480) Atina donanmasına yenildi. Pers ordusu İÖ 479’da Plataya’da yenilgiye uğradı. Bundan sonra Pers İmparatorluğu günden güne topraklarını yitirdi, yöneticilerin güçsüzlüğünden yararlanan satraplar başkaldırdı. Bir süre için imparatorluk eski gücüne yeniden kavuştuysa da İÖ 334’te Büyük İskender ülkeyi ele geçirdi.
Persler’in dini ve yasaları eskiçağda yaşamış toplulukların çoğundan daha ileriydi. Persler tek tanrılı dinlerin öncüsüydü; İÖ 7. yüzyılın sonlarında ve 6. yüzyılın başlarında yayılan Zerdüşt dinine inanırlardı. Bu dinde tapınak ya da önünde tapınılan putlar yoktu. Zerdüşt iyi ile kötünün hep birbiriyle savaştığını, tapındığı tanrının Persler’in olduğu kadar tüm insanlığın da tanrısı olduğunu söylerdi.