Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Patlayıcılar

  • Okunma : 373
Patlayıcılar Resim

Yanan her madde bir miktar sıcak gaz çıkarır. Ocak ve şöminelerin bacaları yanmayla oluşan bu gazları dışarı atmak için yapılmıştır. Bazı maddeler yanarken çok kısa bir süre içinde çok büyük miktarda sıcak gaz çıkarır. Patlayıcılar dediğimiz bu maddeler, yanarken çıkardıkları gazın oluşturduğu basınçla, çevrelerindeki her şeyi büyük bir gürültü ve şiddetle parçalar; bu olaya patlama denir.

Patlayıcı Türleri

Bilinen en eski patlayıcı, günümüzde de havai fişeklerde kullanılan kara baruttur. Eski Çinlilerin belki de binlerce yıldır bildikleri kara barutu 1249’dan bir süre önce ilk kez tanımlayan İngiliz Katolik rahip Roger Bacon oldu. Kara barut 14. yüzyıl ortalarında ateşli silahlarda kullanıldı; ama taşocaklarında kayaçların parçalanması gibi barışçıl amaçlarla kara barut kullanılmasına ancak 1660’larda başlandı.

    Güherçile (potasyum nitrat), kükürt ve odunkömürü karışımı olan kara barut yandığı zaman kendi hacminin 4.000 katı kadar gaz çıkarır. Çok hızlı gerçekleşen bu tepkime sırasında odunkömürü ve kükürt güherçilenin çıkardığı oksijenle yanar.

    Alman kimyacı Christian Schönbein’ın 1846’da keşfettiği pamuk barutu daha güçlü bir patlayıcıdır. İlk dumansız barut türü olan pamuk barutu, pamuk liflerinin derişik nitrik asit ve sülfürik asitle işlenmesiyle elde edilir. Bu tür bir lif parçası tutuşturulursa hızla ve sessizce yanar; ama sert bir darbeyle karşılaşırsa büyük bir şiddetle patlar. Bu tip patlayıcılar günümüzde pamuk yerine kâğıt ve odun talaşı asitle işleme sokularak yapılır ve rıitroselüloz adını alır.

    1847’de İtalyan kimyacı Ascanio Sobrero, gliserini derişik nitrik asit ve sülfürik asidin içine yavaş yavaş damlatarak nitrogliserin'i buldu. Patladığı zaman kendi hacminin 12 bin katı kadar gaz çıkaran nitrogliserin son derece güçlü bir patlayıcıdır; ama taşınırken küçük bir sarsıntıda kolayca patladığı için kullanılması son derece tehlikelidir. 1866’da İsveçli kimyacı Alfred Nobel, nitrogliserinin diyatomit (kizelgur) adı verilen kumlu bir toprakla karıştırıldığında peynirimsi katı bir maddeye dönüştüğünü ve bu durumdayken hâlâ güçlü bir patlayıcı olduğu halde güvenli bir biçimde taşınabildiğim bir rastlantı sonucu buldu ve bu maddeye dinamit adını verdi. Nobel, pamuk barutunu nitrogliserinle karıştırarak çok güçlü bir patlayıcı olan ve güvenle kullanılabilen bir başka patlayıcı da yaptı. Yoğun pelte kıvamındaki bu patlayıcı jelatin daha çok taşocaklarında kullanılır.

    Bu karışımdaki nitrogliserini azaltıp pamuk barutunu çoğaltan Nobel, balistit adını verdiği kemik gibi sert bir madde elde etti. Patlayıcı jelatine ya da dinamite göre daha zayıf bir patlayıcı olan bu madde, patlayınca parçalama etkisi yerine itme etkisi yaptığı için ateşli silahlarda “sevk barutu” olarak kullanılır. Patlayıcılardan büyük bir servet kazanan Alfred Nobel, servetinin bir bölümüyle bir fon kurulmasını ve insanlığa yararlı olan yazar ve bflim adamlarına her yıl bu fondan ödül verilmesini vasiyet etti.

    Patlayıcılar genellikle ikiye ayrılır. Bunlar, patlama etkisi düşük itici patlayıcılar ve patlama etkisi yüksek güçlü patlayıcılardır.Günümüzde kullanılan dumansız barut gibi itici patlayıcılar, nitrogliserinle nitroselülozun karıştırılmasıyla elde edilir. Her türlü ateşli silah fişeğinde bulunan ve bazı uçak motorları ile dizel motorlarında ilk hareketi vermek için kullanılan bu patlayıcılar güdümlü silah ve roketlerin hareketini sağlayan itici gücü elde etmek için de kullanılır.

    İki dünya savaşında en çok kullanılan güçlü patlayıcı trinitrotolüen (TNT) olmuştur. Siklotrimetilentrinitramin (siklonit) ve pentaeritritol tetranitrat (PETN) gibi uzun adları olan öbür güçlü patlayıcıların hemen hemen tümü bazı karbonlu bileşiklerin nitrik asitle işlemden geçirilmesiyle elde edilir.

    Zincirleme çekirdek tepkimeleri sonucunda da olağanüstü güçlü patlamalar oluşabilir. Nükleer bombaların çok büyük yıkıcı gücü bu tür tepkimelerin sonucudur.

Patlayıcıların Kullanımı

Kara barut bir kıvılcım ya da alevle ateşlenebilirdi, ama günümüzdeki patlayıcıları patlatmak bu kadar kolay değildir. Ateşli silahlarda itici olarak kullanılan patlayıcıları ateşlemek için ya bir darbeyle kolayca ateş alan az miktarda ateşleyici içeren bir kapsülden yararlanılır ya da elektrik akımı geçince akkor haline gelerek çevresindeki barutu yakan ince bir telden yararlanılarak yapılan bir ateşleme sistemi kullanılır. Kapsülü ateşleyecek darbe için ateşli silahın tetiği çekilir.

    Güçlü patlayıcıları patlatmak için şiddetli bir sarsıntı gerekir; çünkü bu patlayıcılar ateş aldığı zaman hızla yanar, ama patlamaz. Bunları patlatmak için gerekli olan sarsıntı, bir tüpe konmuş tetril ya da siklonit gibi şiddetli patlayıcılardan oluşan bir fünyeyle sağlanır. Fünyeyi ateşlemek için de, ya darbeyle ateşlenen bir kapsül ya elektrikli ateşleme sistemi ya da güvenlik tapası kullanılır. İnce uzun bir fitil biçimindeki bu tapanın içinde çok yavaş yanan bir barut vardır. Bir ucundan ateşlenince fitilin uzunluğuna bağlı olan bir sürenin sonunda ateş fünyeye ulaşır. Birkaç metre boyundaki bir fitilin yanma süresi, tapayı ateşleyenin patlamadan önce güvenli bir uzaklığa gitmesine yetecek kadardır.

    Savaşta olduğu gibi barış zamanında da patlayıcıların önemli kullanım alanları vardır. Kömür, taş ve cevher (maden filizi) çıkarmak için madenlerde ve taşocaklarında; tünel ve geçit açmak için karayolu ve demiryolu yapımında; liman ve kanal yapımında çok miktarda patlayıcı kullanılır. Bu amaçla kullanılan güçlü patlayıcılar genellikle kâğıtla kaplı, sosise benzer paketler biçiminde hazırlanır ve kayaların içinde açılan deliklere yerleştirilerek patlatılır.

    Patlayıcılar konusunda uzman olmayanların patlayıcı yapmayı denemesi, patlayıcıları kullanması, taşıması ya da ellemesi son derece tehlikelidir.

Patlayıcılar Resimleri