Uçuş
Hayvanların iki temel uçuş biçimi vardır: Kendini havaya bırakıp kayarcasına ilerleyerek gerçekleştirilen süzülme ve kanat çırparak uçma.
Süzülme
Çok çeşitli hayvan türü süzülerek uçmakla birlikte, ormanların derinliklerinde yaşadıklarından ya da yalnızca geceleri ortaya çıktıklarından pek tanınmazlar.
Ağaçtan ağaca süzülerek geçen birçok orman hayvanı vardır. Örneğin Avrasya ve Kuzey Amerika’daki ormanlarda yaşayan uçan sincaplar 35 dolayında türden oluşur. ABD’nin doğusundaki karışık ormanlarda yaşayan ve akrabaları gibi geceleri etkinlik gösteren bir uçan sincap türü (Glaucomys volitans) tırmandığı ağacın tepesinden başka bir ağacın alt bölümlerine doğru süzülürken aştığı yol 70 metreyi geçebilir. Uçan sincap ön ve arka bacaklarını gererek süzülür. Bu sırada bacaklarının arasında yer alan deri kıvrımı açılarak hem paraşüt, hem de süzülmeye yardımcı kanat işlevi görür. Hayvan bir yere konmadan önce kuyruğunu indirir ve yukarı kaldırdığı ön bacakları sayesinde gevşettiği uçma derisini bir çeşit hava freni olarak kullanır.
Güneydoğu Asya ve Doğu Hint Adaları’nda yaşayan kolugolar iri bir uçan sincabı andırır. Yalnız ön ve arka bacakları arasında değil, yarasalardaki gibi kısa kuyrukları ile bacakları arasında da geniş bir deri parçası bulunur.
Uçan kelerler (Draco cinsi) gövde yanlarındaki deri uzantılarını kanat gibi kullanıp 18 metre kadar süzülebilir. Güneydoğu Asya’da yaşayan uçan kurbağaların perdeli parmakları alışılmadık ölçüde uzundur. Gene aynı bölgeye özgü uçan yılanlar (Chrysopelea cinsi) gövdelerini düzleştirip alt bölümlerini oluk oluşturacak biçimde içeri doğru bükerek kısa süreyle süzülebilirler.
Kuşların büyük bir bölümü kanat çırpmaya az ya da çok ara verip süzülerek uçmayı yeğler. Akbaba ve kartal gibi birçok iri kuş ise süzülürken yitirdikleri yüksekliği yerden yükselen sıcak hava akımlarından yararlanarak yeniden kazanabilir. Ayrıca birçok balığın kanat biçiminde gelişmiş yüzgeçleri vardır. Bu balıklar kuyruklarının güçlü darbelerinden yararlanarak sudan fırlar, “kanatlarını” açarak havada süzülürler. Uçma eylemi genellikle öbür balıklara yem olmaktan kurtulmaya yönelik bir davranıştır.
Kanat Çırparak Uçma
Yarasalar, kuşlar ve böcekler kazandıkları büyük tür çeşitliliğini, uçarak değişik yaşama ortamlarına geçebilmelerine borçludur.
Yarasanın bir deri kıvrımından oluşan kanadı ön ve arka bacaklarının arasında uzanır. Kanat ön bacakların son derece uzamış parmaklarını da örter. Çoğu yarasanın arka bacakları arasında da koyu renkli bir deri bulunur. Yarasanın kanatları kuşlarınkine oranla çok daha büyüktür. Kanatları, göğüs kemiğine bağlı güçlü kaslar hareket ettirir.
Kuşlar havalanırken ya da daha yükseğe çıkarken kol uçma tüylerini (ikincil uçma tüyleri) kaldırarak, kanatlarının üst yüzeyini dışbükey, alt yüzeyini içbükey duruma getirir. Bu düzenleme sayesinde kanat üstünden akan hava ek bir taşıma kuvveti oluşturarak kanadı kaldırır. Martı, sumru, yelyutan ve albatros gibi kuşlar taşıma kuvvetini korumak amacıyla rüzgâra baş vererek kilometrelerce süzülebilir. Örneğin martılar gemilerin yarattığı güçlü hava akımlarını kullanarak gemileri izler. Kanat çırparak uçarken göğüs kemiğine uzun kirişlerle bağlanmış kaslar kanatlan kaldırır. Gene göğüs kemiği boyunca uzanan bir başka kas grubu ise kanatları aşağı ve geriye doğru çekerek gövdeye kaldırma ve itme kuvveti verir. Ama kanatlar yalnız aşağı ve yukarı doğru değil, önden arkaya doğru da bir kürek çekme hareketi yapar. Kuyruk tüyleri dümen, denge ve fren işlevi görür.
Bütün kuşların kanatları davranışlarına uygun biçim ve iriliktedir. Kolibriler belki de en ilginç uçma örneğini sergiler. Geri geri uçabilir ve saniyede yaklaşık 80 kere kanatlarını çırparak havada asılı kalabilirler.
Böceklerin kanatları kuşlar ve yarasalardan farklı olarak, başkalaşıma uğramış bacaklar yerine gövde örtüsünün uzantılarıdır. Havayla dolu bir boşluğu çevreleyen ve borucuklarla güçlendirilmiş iki ince örtü katmanından oluşur. Kanatlar diplerine ve göğüs bölümüne bağlı kasların kasılıp gevşemesiyle hareket eder.
Kelebekler saniyede sekiz kez kanat çırparken bu sayı sivrisineklerde 600'ü, bazı sürü sineklerinde 1.000’i aşar.