Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Polonya

  • Okunma : 317
Polonya Resim

Polonya büyük bir Doğu Avrupa ülkesidir. Kuzeyinde Baltık Denizi, güneyinde Çekoslovakya’nın Südet bölgesi ve Karpat Dağları bulunur. Batısında Almanya , doğusunda Belarus ve Ukrayna vardır. Kuzey Avrupa Ovası’nın bir bölümü Polonya sınırları içindedir.

    Baltık kıyıları boyunca tepeleri çamlarla kaplı burunlara ve kumsallara rastlanır. Polonya güzel gölleri ve ormanlarıyla ünlüdür. Kıyı şeridinin gerisinde, büyüleyici görüntüleriyle binlerce gölün yer aldığı geniş bir ova uzanır. Kielce yakınındaki orta düzlükte yer alan ormanlık bölge, Kraków’dan (Krakovi) Czestochowa’ya uzanan kireçtaşı yaylası, Ojcow’daki mağaralar ve tepelerdeki kale kalıntıları Polonya’nın görülmeye değer yerleri arasındadır. Karpatlar’ın kuzeyindeki görkemli yeşil yamaçlar, granit Tatra Dağları’nın yalçın görüntüsüyle ilginç bir karşıtlık oluşturur.

    Polonya Avrupa’nın kuzeybatısındaki ılıman iklim ile Rusya’nın sert iklimi arasında bir geçiş bölgesi özelliği taşır. Yılın en soğuk ayı olan ocakta toprak karla örtülür, göller ve küçük ırmaklar buz tutar. En sıcak ay ise temmuzdur. Yağışlar daha çok yaz aylarında görülür. Toprağın büyük bölümü, yer yer huşağaçlarıyla karışan çam ormanlarıyla kaplıdır. Öbür yaygın ağaç türleri kayın, kavak, karaağaç ve meşedir. Akarsu kenarlarında sık sık söğüt ve kızılağaca rastlanır. Elma, armut, erik ve kiraz ağaçları ülkenin her yerinde yetişir.

    Yüzyıllar önce Polonya’da, Avrupa bizonu ve sığınların yaşadığı büyük ormanlar vardı. Günümüzde ise yalnızca Bialowieza Ormanı’nda ve daha başka bir iki yerde az sayıda bizona rastlanır. Bunların avlanması yasaktır. Ormanlarda yaban domuzu, kurt, tilki, kızıl geyik ve boz ayılar bugün de varlıklarını sürdürmektedir.

    Polonya’nın ırmakları kuzeye doğru akarak Baltık Denizi’ne dökülür. En büyük ırmağı, Çekoslovakya’dan doğan ve ülkeyi boydan boya geçen Vistül’dür. Kolları Almanya ile sınır oluşturan Oder ise ikinci büyük ırmaktır.

Halk ve Kentler

II. Dünya Savaşı öncesinde çeşitli etnik grupların yaşadığı Polonya’da yaklaşık 6 milyon Yahudi vardı. Bunlardan 3 milyonu Naziler’ce yok edildi. Savaş sonrasında büyük göç hareketleri oldu. Günümüzde oldukça türdeş nitelikteki nüfusun yaklaşık yüzde 80’i Katolik’tir. Polonya’da Hint Avrupa dil ailesine bağlı Slav dilleri grubundan bir dil olan Lehçe konuşulur. 1850’lerde sanayileşmenin başlamasıyla genç nüfus kırsal alanlardan kentlere göçtüyse de, bugün hâlâ nüfusun üçte biri çiftçilik yapmaktadır.

    Polonya’nın en eski ve güzel kenti, 1600’den önce 500 yıl kadar ülkenin başkenti olan Kraków’dur. Avrupa’da en iyi korunmuş ortaçağ kentlerinden biri olan Kraków, gotik ve Rönesans mimarlık üslupları açısından çok zengindir. Kentteki Meryem Ana Kilisesi’nin kulesinden her öğlen, yanda kesilen, coşkulu bir trompet sesi yükselir. Efsaneye göre 1241’de bir nöbetçi ufukta bir toz bulutu görür. Yaklaşan Moğol ordusuna karşı halkı uyarmak amacıyla trompetini çalmayı yarıda keser. Çarçabuk kapılar kapatılarak düşmana karşı barikatlar kurulur ve başkent yağma edilmekten kurtarılır. 13. yüzyılda Moğollar’ın saldırısına uğrayan başka bir eski kent olan Lublin ise kurtarılamayarak yakılıp yıkılmıştır.

    Gniezno ülkenin ilk başkentiydi ve 1320’ye kadar Polonya kralları bu kentin katedralinde taç giyerdi. Bugünkü başkent, aynı zamanda ülkenin en büyük kenti olan Varşova’dır. İkinci büyük kent, dokuma sanayisinde önemli yeri olan Łódź’dur. 1945’e kadar Breslau adıyla bir Alman kenti olan
Wrocław’da pek çok fabrika vardır. Poznan, Rönesans döneminden kalma eski ve güzel belediye binası ve barok üsluptaki katedraliyle ünlüdür. Varşova ile Kraków arasında yer alan Częstochowa’da 14. yüzyıldan kalma bir manastır vardır.

    Gdansk-Gdynia liman bölgesi, Baltık Denizi’ndeki önemli ticaret merkezlerinden biridir. Gdansk (Danzig) Rönesans döneminde başlıca liman kentlerinden biriydi ve 1970’lerin sonunda gelişen Dayanışma hareketinin merkezi oldu.

Kültürel Yaşam

Polonya tarih boyunca birçok kez saldırıya uğramış, topraklan güçlü devletlerce parçalanmış, buna karşın ulusal kimliğini yitirmemiştir. Kimliğinin korunmasında ve biçimlenmesinde edebiyatın önemli bir rolü vardır.

    19. yüzyılda yetişmiş üç büyük şairinden 1798 doğumlu Adam Mickiewicz 1855’te İstanbul’da öldü. Öldüğü ev bugün müzedir. Sonraki kuşağın önde gelen edebiyatçılarından Henryk Sienkiewicz (1846-1916) ile Wladyslaw Reymont (1867-1925) ve çağdaş yazarlardan Czeslaw Milosz (doğumu 1911) Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir. Polonyalı olup da ünü ülkesinin sınırlarını aşan önemli yazarlardan biri de sonradan İngiltere’ye yerleşen Joseph Conrad’dır.

    Polonyalı bir yurtsever olan ünlü besteci Frederic Chopin, piyano için yazdığı romantik yapıtlarıyla ünlüdür. Değerli piyanist Ignacy Jan Paderewski (1860-1941) 1919’da Polonya başbakanı olmuştu. Artur Rubinstein (1887-1982) ise dünyaca ünlü bir piyanistti. Sinema sanatında çok ileri giden Polonya’da 20. yüzyılın ikinci yarısında Andrzej Wajda (doğumu 1926), Andrzej Munk (1921-1961) ve Roman Polanski (doğumu 1933) gibi üstün yetenekli yönetmenler yetişti. Polonya tiyatrosu da 20. yüzyılda büyük bir canlanma gösterdi.

    Bilime büyük katkısı olan PolonyalIlar arasında modern astronominin kurucusu Mikolaj Kopernik ve radyumu bulan Marie Curie ilk akla gelenlerdir.

    Polonya’nın süsleme sanatları, şarkılar ve halk danslarında kendini gösteren renkli bir folkloru vardır. Günümüzde bu gelenekler çeşitli kurumlar aracılığıyla yaşatılmaya çalışılmaktadır.

    Okuryazarlık oranı yüzde 99,3’ü bulan Polonya’da eğitim 7-14 yaşları arasında zorunlu ve tüm aşamalarda parasızdır. En önemli üniversiteleri arasında Varşova Üniversitesi, dünyanın en eski üniversitelerinden biri olan Kraków’daki Jagiello Üniversitesi ve Lublin Katolik Üniversitesi sayılabilir. Ayrıca ülkede çeşitli araştırma enstitüleri ve akademiler vardır.

Sanayi, Tarım ve Ulaşım

Polonya yeraltı kaynakları zengin bir ülkedir. Yukarı ve Aşağı Silezya’da taşkömürü çıkartılır. Güneydoğuda kükürt, Katowice’de çinko ve kurşun yatakları vardır. Ayrıca linyit, kayatuzu, doğal gaz ve bakır elde edilir. Petrol ve demir gereksinimini büyük ölçüde dış ülkelerden sağlayan Polonya gelişkin bir sanayi ülkesidir. Demir-çelik, makine, ulaşım araçları, kimyasal maddeler, pamuklu dokuma, kâğıt, metal ürünler ve elektrikli ev aygıtları üretilir. Ormanlarından elde edilen yumuşak odunlu kereste dışarıya satılır. Balıkçılık da ülke ekonomisine büyük katkı sağlar. Gdansk’ta gemi yapım ve onarım tesisleri vardır.

    Topraklarının yarıya yakım ekime elverişli olan Polonya’da patates, şekerpancarı, çavdar, buğday, arpa üretilir; domuz ve sığır yetiştirilir.

    Polonya’da sanayi bölgelerine ve limanlara ulaşan demiryolları özellikle yük taşımacılığında önemlidir. Varşova, karayolu ağının merkezidir. Ayrıca Oder Irmağı’ndan suyolu taşımacılığında yararlanılır. Başlıca limanları Szczecin, Gdynia ve Gdansk’tır. Uluslararası hava seferleri Varşova Havalimanı’ndan yapılır.

Tarih

Slav kabilelerinin Vistül havzasına İÖ 2000’lerde yerleştikleri sanılmaktadır. İS 9. ve 10. yüzyıllarda bu bölgede Piast hanedanı egemendi. 966’da Piast Hükümdarı I. Mieszko Hıristiyanlık’ı kabul etti ve Polonya devletinin temelini attı.

    Ne var ki, Polonya 200 yıl boyunca, doğuya doğru genişleme amacında olan Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’na karşı bağımsızlığını korumak için mücadele etmek zorunda kaldı. Polonya 12. yüzyılda bu imparatorluğun egemenliğine girdi ve bazı topraklarını yitirdi. Ülke 13. yüzyılda yeni sorunlarla karşılaştı. 1241’de başlayan Moğol akınları büyük yıkımlara neden oldu. Öte yandan ülkenin kuzeyi, Vistül’ün doğusunda güç kazanmış olan Töton Şövalyeleri’nin tehdidi altına girdi. Töton Şövalyeleri 1308’de Danzig’i (bugün Gdansk) ve Pomorze’nin (Pomeranya) kıyı bölümünü ele geçirince Polonya’nın denizle ilişkisi kesildi.

    Son Piast Kralı III. Kazimierz, Tötonlar’ın tehdidi altındaki komşuları Litvanyalılar ile Polonyalılar arasında bir birlik oluşturmaya çalıştı. 1386’da Litvanya Grandükü II. Wladyslaw Jagiello’nun Polonya Kraliçesi Jadwiga ile evlenmesiyle istenen birlik gerçekleşti. Bu evlilikle Polonya toprakları dört kez büyüdü ve doğu ticaret yolu açılmış oldu. 1410’da Jagiello, Grunwald’de Töton Şövalyeleri’ni yenmeyi başardı. 1466’da oğlu IV. Kazimierz, Töton Şövalyeleri’ne karşı açtığı On Üç Yıl Savaşları’nı kazanarak Pomeranya ile Gdansk’ı geri aldı. Böylece Baltık Denizi’ ne çıkış yeniden sağlanmış oldu. 15. yüzyılın sonuna doğru Osmanlılar ve Kırım Tatarları Karadeniz çevresindeki bazı bölgeleri ele geçirerek Polonya’nın doğu ticaret yolunu kestiler. Aynı dönemde Kutsal Roma-Germen imparatoru, Töton Şövalyeleri’ni Polonya’ya karşı ayaklandırdı. Bu arada Polonya sınırları Rus ve Osmanlı akınlarıyla zorlanıyordu.

    I. Zygmunt (1506-48) Rus saldırılarının çoğunu püskürttü. Osmanlılar’ın sürekli akınlarını durdurmak için ise 1533’te bir barış antlaşması imzaladı. 1569’da birleşik ve bağımsız bir krallık yönetimini öngören bir anayasa hazırlandı. Tüm soyluların kralın seçimine doğrudan katılması sağlandı. Litvanya Grandüklüğü ve Polonya Krallığı, tek bir hükümdarca yönetilen bir devlet oluşturdular. Bu dönemde soyluların köylüler üzerindeki sömürüsü ağırlaşmıştı.

    Polonya Doğu Avrupa’nın önemli bir tarım ve ticaret merkezi durumuna geldi. Seçimle işbaşına gelen Stefan Batory, Ruslar’ın işgali altındaki toprakları geri almayı başardı, ülkede reformlara girişti. Batory’den sonra başa geçen III. Zygmunt Waza (1587-1632) İsveç ve Rusya ile savaşa girdi. Bu dönemde parlak zaferler kazandıysa da daha sonra Osmanlı akınları karşısında zayıf düştü. Polonya’nın zayıf düşmesinden yararlanan İsveç, 1629’daki bir antlaşmayla Baltık kıyı kentlerini aldı. Bir yandan Osmanlılar Avrupa’nın ortalarına doğru ilerlerken, Ruslar da topraklarını batıya doğru genişletmeye başlamıştı. 1674’te tahta çıkan Jan Sobiesky, Viyana’yı kuşatan Osmanlı ordusunun yenilgiye uğratılmasında önemli rol oynadı (1683). Karlofça Antlaşması’yla Osmanlılar’ın elindeki topraklar yeniden Polonya’ya geçti (1699).

    Avusturya ve Rusya 17. yüzyılın sonunda Avrupa'nın iki büyük gücü olarak öne çıkmıştı. 18. yüzyılın başında Polonya İsveç'in işgaline uğradı, kentleri yağmalandı ve nüfusunun dörtte birini yitirdi. Bundan yararlanan I. Petro, Polonya topraklarının bir bölümünü ele geçirerek, Polonya’nın Rusya’nın koruması altına girdiğini ilan etti. 1772’deki bir anlaşmayla Polonya topraklarının yaklaşık üçte biri Rusya, Avusturya ve Prusya arasında bölündü. Bu olay Polonya soylularının yurtseverlik duygularını kamçıladı. Düzenli bir ordu kurduktan başka 1791’de yeni bir anayasa ile halk egemenliğini öngören bir yönetim planı geliştirdiler. Polonya’nın Fransız Devrimi’ne benzer bir girişimde bulunmasından kaygılanan Rusya ülkeyi işgal etti. 1793’teki ikinci paylaşımla Polonya daha da küçüldü. Sonraki yıl General Tadeusz Kosciuszko önderliğindeki ayaklanma yenilgiyle sonuçlandı. 1795’te Rusya, Avusturya ve Prusya’nın katıldığı son bölünmeyle birlikte Polonya 100 yılı aşacak bir süre boyunca Avrupa siyasal haritasından silindi.

20. Yüzyıl

I. Dünya Savaşı’nın yarattığı yeni durum, Polonya’nın yeniden bir devlet olarak ortaya çıkışının koşullarını hazırladı. Buna yardımcı olan başlıca etkenler bağımsızlık özlemi içinde olan Polonyalılar’ın sürekli mücadelesi, Rusya’da gerçekleşen Ekim Devrimi, Almanya’nın yenilgisi ve Avusturya İmparatorluğu’nun çöküşüydü. 1917 Şubat’ında Rusya’da kurulan geçici hükümet Polonya’nın bağımsızlık hakkını tanıdı. 1919’da Paris Barış Konferansı’nın sonunda imzalanan Versay Antlaşması’yla Polonya daha önce yitirmiş olduğu toprakların önemli bir bölümünü geri alarak bağımsızlığa kavuştu. Bağımsızlığın ilanından hemen sonra kurulan Polonya ordusu Litvanya, Ukrayna ve Beyaz Rusya’ya karşı saldırıya geçti. Bu yüzden SSCB ile savaş çıktı. Batılı devletlerce desteklenen Polonya, Kızıl Ordu’yu yendi ve 1921’de Riga Antlaşmasıyla doğu sınırını da çizdi.

    Polonya sanayi açısından çoğu Avrupa ülkesine göre daha geriydi. Bu nedenle yalnızca savaş yaralarını sarmakla kalmayıp yeni bir yönetim oluşturmak, eskiden üç parçaya ayrılmış olan ülkede birliği sağlamak ve bir sanayileşme programı uygulamak zorundaydı. 20 yıl sürecek bağımsızlık döneminde oldukça önemli adımlar atıldı.

    Polonya, SSCB ile Almanya arasındaki anlaşmazlıkların dışında kalacağını umuyordu. Fransa, Romanya ve İngiltere’yle savunma anlaşmaları yaparak olası bir savaştan uzak kalmaya çalıştı. Almanya ile de saldırmazlık paktı imzaladı. II. Dünya Savaşı öncesinde Almanya ile SSCB 23 Ağustos 1939’da kendi aralarında bir saldırmazlık paktı imzaladılar. Alman birlikleri savaş ilan etmeden 1 Eylül’de Polonya’yı istila etti. SSCB de doğu illerine girdi. Polonya toprakları ikiye bölünerek Almanya ve SSCB’ye bağlandı. Bunun üzerine Paris’te bir Polonya sürgün hükümeti kuruldu. Polonyalılar Fransız ordusuyla birlikte Almanlar’a karşı savaştılar. Sürgün hükümeti daha sonra Londra’ya taşındı. Nazi işgali altındaki Polonya’da çok sayıda Yahudi’nin yaşadığı gettolar kapatıldı. 1941’den başlayarak Naziler büyük bir soykırıma girişti. Chelmno, Auschwitz ve Treblinka toplama kamplarında 3 milyon Yahudi öldürüldü. Alman orduları Polonya üzerinden SSCB’ye saldırıya geçti. Bunun üzerine SSCB, Polonya sürgün hükümetini tanıdı ve Polonyalı savaş tutsaklarından bir direniş ordusu kurulmasını onayladı. Polonya’nın işgaliyle başlayan ülke çapındaki direniş hareketi savaş yılları boyunca giderek gelişti, 1 Ağustos 1944’te Varşova’da büyük bir ayaklanmaya dönüştü. İki ay süren çarpışmalar kentin yıkılması ve halkın toplama kamplarına sürülmesiyle sonuçlandı. Ayaklanma bastırıldıktan sonra Ocak 1945’te Kızıl Ordu Varşova’ya girdi. Mart 1945’te Alman işgali sona erdirildi.

    II. Dünya Savaşı’ndan sonra Polonya Ulusal Birlik Hükümeti ABD ve İngiltere tarafından tanındı. SSCB ile de doğu sınırı konusunda anlaşmaya varıldı. Böylece Polonya bağımsız bir devlet olarak yeniden Avrupa haritasında yerini aldı. Ne var ki, yüzölçümü 1939 öncesine göre küçülmüştü; eski topraklarını Almanya’dan geri almasına karşılık, daha fazlasını SSCB’ye bırakmak zorunda kalmıştı.

    Ulusal Birlik Hükümeti’nin kurulmuş olmasına karşın, hepsi de savaş sırasında bağımsızlık mücadelesi vermiş çeşitli partiler arasında anlaşmazlık çıktı. Sonunda komünist Boleslaw Bierut cumhurbaşkanı oldu.

    Ülkede toprak reformu yapıldı ve büyük sanayi işletmeleri kamulaştırıldı. Hızla sanayileşme amacıyla planlar yapıldı ve ülke kaynakları bu amaca yönelik olarak kullanılmaya başladı. Ama, kilise, öğrenciler ve aydınlar özgürlüklerin kısıtlanmasından, mal kıtlığından ve gelirlerinin yetersizliğinden şikayetçiydiler. 1956’da Poznari’da başlayan genel grev bastırıldı. 1968’de aydınların ve öğrencilerin protestosu tüm üniversite kentlerine yayıldı. 1970’lerde ülke çapında işçi direnişleri başladı. Bu arada 1978’de Polonyalı Karol Vojtyla, II. Johannes Paulus adıyla papa seçildi. Yeni papanın 1979’da Polonya’yı ziyareti sırasındaki karşılama törenleri yönetim karşıtı gösterilere dönüştü. 1980’de Lech Walesa’nın önderliğinde Dayanışma Sendikası kuruldu ve kısa sürede bir muhalefet odağı durumuna geldi.

    1981’de General Wojciech Jaruzelski başkanlığında yeni bir hükümet kuruldu. Aynı yılın aralık ayında sıkıyönetim ilan edildi ve Dayanışma Sendikası kapatıldı. 1983’te sıkıyönetim kaldırıldı, 1985’te seçimler yapıldı. Jaruzelski yönetimi, SSCB’de ve öteki sosyalist ülkelerde yürürlüğe giren reformların da etkisiyle ülkede ekonomik ve toplumsal alanda önemli değişimlere yöneldi. Ama 1988’de yeni bir grev dalgası patlak verdi. Hükümet ve Dayanışma önderlerinin aldığı ortak kararlar doğrultusunda Haziran 1989’da serbest seçimler yapıldı. Seçimler sonunda Dayanışma yanlılarının ağırlıkta olduğu bir koalisyon hükümeti kuruldu.

    Dayanışma Sendikası içindeki düşünce ayrılıkları 1990’da bölünmeyle sonuçlandı ve Walesa’nın karşıtları yeni bir parti kurdu.

Polonya'ya İlişkin Bilgiler

Yüzölçümü: 312.683 km2.

Nüfus: 37.875.000 (1989).

Yönetim: Bağımsız cumhuriyet.

Başkent: Varşova.

Doğal Yapı: Ülkenin büyük bölümü güneyde Çekoslovakya'nın Südet bölgesi ve Karpat Dağları'yla sınırlanmış, Vistül Irmağı ve kollarının akaçladığı bir düzlüktür. Ormanlık bölgeler yaygındır.

Başlıca Ürünler: Çavdar, buğday, yulaf, patates, şekerpancarı, keten, canlı hayvan, kömür, çelik, çimento, çinko, kayatuzu.

Dışarıya Satılan Başlıca Ürünler: Kömür, bakır, kükürt, gemi, demiryolu gereçleri, sanayi ürünleri, et, süt ürünleri.

Başlıca Kentler: Varşova, Lödz, Kraków, Wrocław, Poznan, Gdansk, Szczecin, Katowice, Bydgoszcz, Lublin, Gdynia, Zabrze, Częstochowa.

EĞİTİM: 7-14 yaşları arasında zorunlu ve parasızdır.

Polonya Resimleri