Solucan
Toprakta, akarsularda, deniz kıyılarında, denizde ya da öbür hayvanların içinde yaşayan 20 bini aşkın solucan türü vardır. Bu omurgasız hayvanların çoğu sürünerek, geriye kalanları sürüklenerek ya da
sıvıların içinde gövdelerini kıvıra kıvıra yer değiştirir. Büyük bölümü göze hoş görünmeyen, itici yaratıklardır. Ama bazı denizsolucanları güzel renkler ve ince uzantılarla bezenmiştir.
Bazen ufak solucanlara kurt denir. Ama özellikle larva evresinde tarım ürünlerine zarar veren birçok böcek türü de kurt adıyla tanınır.
En küçük solucanlar, bazen sirkede bulunan sirke solucanları gibi ancak mikroskop altında görülebilir. En irileri ise 12 metre uzunluğa erişebilen yassısolucanlardır.
En önemli ve en iyi bilinen solucanlar üç büyük grup altında toplanır. Bu gruplar ipliksolucanları
da içeren yuvarlaksolucanlar; yassısolucanlar ve yersolucanları ile denizsolucanlarını da içeren halkalısolucanlardır.
Yassısolucanlar
Yassısolucanların gövdesi yassı ve şerit ya da yaprak biçimindedir. Ön uçlarında küçük bir çift göz bulunur. Bazıları asalaktır ve öbür hayvanların içinde yaşayarak büyük zararlara yol açar. Örneğin, yapraksolucanlardan karaciğer kelebekleri koyun ve keçi gibi evcil hayvanların safrakanallarına yerleşerek ölümle sonuçlanabilen hastalıklara neden olur.
Tenyalar balık, domuz ve köpek gibi hayvanların yanı sıra insanların da bağırsaklarında yaşayan asalak yassısolucanlardır. Başlanndaki çekmenle (vantuz) bağırsak duvarına yapışan bu solucanlar yarı sindirilmiş yiyeceklerle beslenir ve bağırsağa zehirli maddeler boşaltır. Tenya larvaları bağırsak duvarını oyup kan damarlarına geçerek ulaştığı kas dokularına yuvalanır. Böylece, onlan öldürmeye
yetmeyecek kadar az pişmiş ya da çiğ sığır, domuz ve balık etlerini yiyen insanlara kolayca bulaşabilirler.
Yuvarlaksolucanlar
Yuvarlaksolucanlar nemli toprakta, yosunlar ve çürüyen maddeler arasında, tatlı ya da tuzlu sularda yaşar. Ama büyük bölümü hayvan ve bitki asalağıdır. Bunların birçoğu tehlikeli hastalıklara yol açar.
İpliksolucanlar yuvarlaksolucanların geniş bir grubudur. Sirke solucanları ancak mikroskop altında görülürken balina asalağı olan bazı türlerin uzunluğu 7 metreye ulaşır. Kulağakaçanların içinde yaşayan bir tür, sağanak yağışlardan sonra bu böceklerden ayrılarak bitkilerin, özellikle de güllerin saplarına üşüşür. Medinekurdu (Dracunculus medirıensis) sıcak ülkelerde yaşayan insanların bacak ve ayak derilerinin altına yerleşir.
Gene sıcak ülkelerde yaşayan kancalıkurtlar insanların bağırsaklarına girerek kanlarını emer. Uzun süre çok sayıda solucanın kan emmesi zayıflamaya yol açar ve her türlü hastalığın bulaşmasını kolaylaştırır.
Halkalı Solucanlar
Adlarını halkalar halinde bölütlenmiş gövdelerinden alan bu halkalı solucanların, üç büyük grup altında toplanan 9.000 dolayında türü bilinmektedir.
Yersolucanları temel olarak toprakta yaşayan oyucu solucanlardır. Açtıkları yollarla gevşetip altüst ettikleri ve yutup sindirim kanallarından geçirdikleri toprağı bitkilerin beslenmesi için elverişli bir yapıya kavuştururlar. Bir saksı toprağında bile bolca rastlanabilen bu solucanların 1.800’ü aşkın türü vardır. En yaygın ve en iyi bilinen türlerinden bayağı yersolucanı ya da topraksolucanı (Lumbricus terrestris) öbür yersolucanlarına benzer yapı, biçim ve davranış özellikleri gösterir. Bu türün kırmızımsı gövdesi art arda dizili halka biçimindeki bölütlerden oluşmuştur. Gövde her iki uca, özellikle başın bulunduğu ön uca doğru incelir. Görünürde gözleri ve kulakları olmamakla birlikte, ışığa ve yerdeki titreşimlere karşı son derece duyarlıdır. Kaslarının yardımıyla bölütlerini büzüp uzatarak hareket eder. Uzunluğu 25 santimetreye ulaşabilir. Dev Avustralya yersolucanı büzülme konumunda bile 1 metre uzunluğunda ve 5 cm kalınlığındadır. En uzun konumda ise 3,5 metreye
ulaşabilir.
Yer solucanları hem erkek, hem de dişi üreme organları taşıyan erdişi hayvanlardır. Ama kendilerini dölleyerek değil, çiftleşerek ürerler. Gövdelerindeki, semer (klitellum) denen şişkin bölgenin salgısıyla çiftleşmenin ardından bir yumurta kılıfı oluşur. Yumurtaları koruyan bu kılıf kasılma hareketiyle öne doğru kaydırılarak dışarıya atılır.
Yersolucanları genellikle geceleri ortaya çıkar ve ayak seslerinin yarattığı titreşimleri hemen duyarak toprağın içlerine doğru girerler. Yağmur sonrası toprak yüzeyinde çok sayıda görülmelerinin nedeni yuvalarının suyla dolmasıdır. Charles Danvin 1 hektarlık bahçe toprağında ortalama 130 bin, tarla toprağında ise bunun yarısı kadar solucan bulunduğunu belirtmiş, her yıl hektar başına 17-45 ton toprağın solucanlarca altüst edildiğini öne sürmüştür. Bilim adamları artık Darwin’in verdiği sayıları düşük bulmakta ve çayırlık alanlardaki 1 hektarlık toprakta yaklaşık 7,5 milyon solucanın yaşadığını belirtmektedirler.
Yaygın kanının tersine, ikiye bölünen bir solucanın her parçası ayrı birer solucan olarak gelişimini sürdüremez. Ama yersolucanları, gövdelerinin kısa bir parçasını yitirdiklerinde yeni bir “baş” ya da “kuyruk” üretebilirler.
Çamurlar içinde barınan ve akvaryum balıklarının canlı yem gereksinimini karşılamak için yaygın biçimde kullanılan kızılkurtlar ( Tubifex cinsi) yersolucanlarının tatlı sularda rastlanan üyeleri arasında yer alır.
Derıizsolucanları, tümüyle denizlerde yaşamaya uyarlanmış 5.400 kadar türden oluşan bir halkalısolucanlar grubudur. Bu solucanların bazıları taşlar arasında yüzen küçük hayvanlarla beslenirken, öbürleri ya tüpler içinde dibe bağlı kalarak uzattıkları dokunaçlarla planktonları yakalar ya da çamur ve kumlardan küçük hayvanları süzerek yaşamlarını sürdürür.
Denizsolucanlarının uzunluğu birkaç milimetre ile 3 metre arasında değişir. Gövde bölütlerinin yanlarında bulunan birer çift kıl demeti yürüme ve yüzme işlevlerinde kullanılır. Renkleri kırmızı, kahverengi ya da yeşil olabilir. Dipte açtıkları oyuklar U biçimindedir. Bu oyukları rakiplerine karşı keskin dişlerini kullanarak korurlar.
Palolo solucanları son derece ilginç üreme davranışlarıyla dikkat çeker. Her yılın aynı dönemine rastlayan üreme döneminde gövdeleri ikiye ayrılır ve üreme organlarını içeren kuyruk bölümleri yüzerek yüzeye çıkar. Burada sperma ve yumurtalar suya bırakılır. Ön uçları ise yeni birer kuyruk bölümü geliştirir.
Güney Pasifik palolo solucanı (Palolo siciliensis) mercan resiflerindeki oyuklarda yaşar. Bu solucanların üreme mevsiminde suya yayılan kuyruk bölümleri Yerliler tarafından toplanarak yenmektedir.
Sülükler halkalısolucanların ayrı bir grubunu oluşturur. Bilinen 300 türü de kanla beslenir.