Teb
Teb, Yukarı Mısır’da Nil Irmağı kıyısında, Eski Mısır’ın en önemli kentlerinden biriydi. Büyük İskender’in Mısır’ı işgal edip İskenderiye’yi kurmasına kadar, kısa aralıklar dışında uzun yıllar imparatorluğun başkenti oldu. Eski Krallık döneminden (İÖ yaklaşık 3000- 2180) beri var olduğu bilinen Teb kenti, Orta Krallık (İÖ yaklaşık 2050-1700) ve Yeni Krallık (İÖ yaklaşık 1570-935) dönemlerinde zenginliğinin doruğuna ulaştı.
O dönemde Eski Mısır, Afrika’nın ortalarından Fırat Irmağı’na kadar uzanan büyük bir imparatorluktu. Ortadoğu’dan, Ege ve Akdeniz’den gelen gemiler Nil Irmağı yoluyla kente ulaşabiliyordu. Teb Asya’dan, Anadolu’dan Ortadoğu ve Akdeniz ülkelerinden gelen değerli malların toplandığı zengin bir ticaret ve kültür merkeziydi. Orta Krallık dönemini başlatan 11. hanedan tarafından başkent ilan edildi. Kentte tanrı Amon adına birbirinden güzel tapınaklar ve saraylar yapıldı.
Asya’dan gelen göçmen Hyksoslar (Hiksoslar) Mısır’ı işgal edince Teb eski canlılığını yitirdi. Önceleri Hyksoslar’ın üstünlüğünü kabul etmek zorunda kalan firavunlar sonunda onları ülke dışına sürmeyi başardılar. Yaklaşık 100 yıl süren bir çöküntü döneminin ardından, 18. hanedanın en güçlü firavunlarından III. Tutmosis, III. Amenhotep (Amenofis) ve Tutanhamon’un yönetimleri sırasında Teb yeniden eski zenginliğine kavuştu.
Kent, III. Amenhotep'in oğlu Ahenaton'un yönetimi altında kötü bir dönem yaşadı. Tek tanrıya inanan Ahenaton tanrı Aton’a dayalı bir din oluşturmaya çalıştı. Bu amaçla yönetim merkezini, bugünkü adı Amarna olan bir başka kente taşıdı. İÖ 663’te Asurlular Teb’i yağmaladı. Mısır’ın çöküşüyle birlikte önemini yitiren Teb, bir daha eski zenginliğine kavuşamadı.
Görkemli Teb kentinden günümüze ulaşabilen en ünlü yapılar Nil’in doğu yakasında, Karnak ve Luksor’daki Amon tapınakları; kentin batısındaki Krallar Vadisi’nde, Kraliçe Nefertiti döneminden kalma kaya mezarları ile II. Tutmosis’in karısı Kraliçe Hatşepsut’un ve III. Tutmosis’in mezar tapınaklarıdır. Luksor ve Karnak tapınaklarını birleştiren yol koç başlı, aslan gövdeli sfenkslerle donatılmıştır. Teb tapınaklarının en gösterişli olanı III. Amenhotep’in mezar tapınağıdır. Çok az bir bölümü günümüze ulaşabilmiş olan tapınağın en çarpıcı özelliği, yüksekliği 21 metreyi bulan, dev boyutlu iki heykeldir. Bu heykeller Memnon Heykelleri olarak bilinir. Yunan mitolojisinde şafak tanrıçası Eos’ un oğlu olan Memnon, Truva Savaşı’nda Aşil tarafından öldürülmüştü. Kuzey yönündeki heykelden bazı günlerde, şafakla birlikte arp sesine benzeyen bir ses yükseldiği duyulur, bu yüzden “şarkı söyleyen Memnon” adıyla anılırdı.