Toplum
İnsanlar en eski çağlardan beri yalnız başlarına değil, topluluklar oluşturarak yaşamışlardır. Çok bilinen bir deyişle, insan toplumsal bir hayvandır. Bir toplum, insanların toplumsal ilişkiler yoluyla katıldığı gruplardan oluşur. Herkes yaşamı boyunca başta ailesi olmak üzere, bir dizi toplumsal grupta yer alır. Bir çocuk, anne ve babasına, büyükanne ve büyükbabasına, kız ve erkek kardeşlerine akrabalık bağlarıyla bağlıdır. Daha sonra okul topluluğunun bir üyesi olan çocuk burada arkadaşlar edinir, çevresindeki insanlarla tanışır ve onlar tarafından tanınır.
Toplum sınırları kesin olarak belirlenmiş bir örgüt değilse de, kendisine özgü düzeni ve kuralları vardır. Çoğu toplumda iyi örgütlenmiş gruplar bulunur. Bu grupların bazıları çok sayıda alt grup ve bireyi içerir. Örgütlenmiş toplumsal grupların en güçlüsü devlettir. Devlet, hükümeti aracılığıyla belirli bir coğrafi bölgede yaşayan insanların tümünü yönetir. Aile, okul, cami, kilise, kulüp, fabrika, sendika ve işyerleri daha küçük boyutlu toplumsal gruplardır. Bu grupların her biri, hem kendi içlerinde küçük birer toplum, hem de daha büyük toplumun parçalarıdır. İnsanların çok daha yakın ve dostça ilişkiler kurduğu bu küçük ve yerel gruplar, genellikle topluluk olarak adlandırılır. Bazen toplumdaki bazı gruplar kendilerini toplumun bütününden soyutlayarak, içlerine kapanır. Örneğin, bir dinsel topluluk, üyelerinin bu topluluktan olmayan kişilerle ilişki kurmasını yasaklayabilir. Bazen de daha geniş bir topluluğa katılmak isteyen kişiler, belirli bir ırka ya da dine bağlı oldukları için, bu topluluğun üyelerince dışlanabilir.
Toplumlar sınıf denen toplumsal katmanlara ayrılır. Örneğin, ortaçağda Avrupa toplumları soylular, tüccarlar ve nüfusun çoğunluğunu oluşturan toprağa bağlı köylüler ya da serfler gibi sınıflara bölünmüştü. Günümüzün modern toplumlarında da sınıfsal farklılıklar sürmekte, bazı toplumlarda varlıklı sınıflar ile yoksul sınıfların yaşam düzeyleri arasında büyük farklar görülmektedir. 100 yıl önce, İngiltere’de sınıflar arası bölünme tüccarlardan ve iş sahiplerinden oluşan orta sınıf ile işçi sınıfı arasında ortak bir nokta bırakmayacak kadar kesindi. Hatta varlıklı sınıftan kişiler, kendileri için çalışanlar dışında, başka sınıflardan kişilerle karşılaşmazlardı. Günümüzde modern toplumların çoğunda, bu farklar eskisi kadar büyük olmamakla birlikte varlığını korumaktadır.
Sınıflı toplumlarda bireylerin sınıflar arası geçişini engelleyen yasal bir sınırlama yoktur. Oysa kast sistemi toplumda çok daha katı bir farklılaşma yaratmıştır. Hindistan'ın birçok bölgesinde halk, üstünlük derecesine göre yukarıdan aşağıya sıralanan kastlara ayrılmıştır. İnsanlar yalnızca kendi kastından olan kişilerle evlenebilir. Bu evliliklerden doğan çocuklar da anne ve babalarının kastında sayılır ve kastlar arası geçiş yasaktır. Geleneksel olarak, her kastın kendisine özgü uğraşı vardır. Kastların dışında sayılan paryalar ise toplumun en alt tabakasını oluşturur. Kast üyelerinin bunlara dokunması bile yasaklanmıştır.
Toplumu inceleyen bilime sosyoloji ya da toplumbilim adı verilir. Sosyologlar (toplumbilimciler) insanların toplumsal yaşamını tanımlamaya çalışırlar. Toplumların varlığını nasıl sürdürdüğünü, iç yapısını ve sorunlarını onaya çıkarmayı hedeflerler.