Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Çimlenme

  • Okunma : 369
Çimlenme Resim

Toprağa düşen bir tohumun elverişli koşulları bulduğu anda filizlenerek yeni bir bitkiye dönüşmek üzere geçirdiği sürece çimlenme denir. Çimlenmeye başlamadan önce tohum bir dinlenme ya da uyku halindedir. Bu “uykudan uyanarak” etkin duruma geçmesi için belirli koşulların gerçekleşmesi, her şeyden önce de yeterince su emmesi gerekir. Çünkü meyvenin içinde olgunlaşırken suyunun büyük bölümünü yitirdiği için, ana bitkiden ayrıldığı anda tohum iyice kurumuştur. Bu nedenle çimlenmeyi başlatan etkenlerin başında su gelir.

    Bazı bitkilerin tohumu yeterince su emdiği anda çimlenmeye başlar. Ama bazı tohumlarda suyun varlığı yeterli değildir ve tohumun uykudan uyanması için başka bazı etkenlerin de bulunması gerekir. Örneğin bazı tohumlar hava çok soğuk olmadıkça ya da belirli dalga boylarındaki güneş ışınlarını almadıkça çimlenemez. Bazen de çimlenmeyi geciktiren yalnızca dış etkenler değildir; tohumun yapısından doğan bazı önleyici koşullar da uyku döneminin uzamasına yol açabilir. Örneğin tohum kabuğunun çok kalın ve sert olması tohumun su emmesini engelleyebilir. Bu durumda tohumun uyanması ancak kabuğun çizilmesine ya da çatlamasına bağlıdır. Hatta bu tür tohumlardan bazıları kabuğu yanmadıkça uykusundan uyanamaz. Ama tohumları uyandıran etkenlerin başında, kabuklarını yavaş yavaş çürüten bakteriler ve mikroskobik mantarlar gelir. Kiraz gibi sert kabuklu bazı tohumlarda da bu görevi kuşlar üstlenir. Kuşların yuttuğu bu tohumların kabuğu, hayvanın taşlık denen sindirim organındaki küçük taş parçalarına sürtüne sürtüne aşınıp dağılır. Kuşlar tohumların çok geniş bir alana yayılmasında da önemli rol oynar. Bir zamanlar bilim adamları Mauritius Adası’nda yetişen bir ağaç türünün, tohumları hiçbir koşul altında çimlenemediği için yok olmak üzere olduğunu saptamışlar. Bu ağaçların adada bulunan örneklerinin hepsi 300 yıldan daha yaşlıymış. Neden sonra araştırmacılardan biri, bu ağaçların yeni kuşaklar vermemeye başladığı yıllarla dodo adlı bir kuşun soyunun tükenmeye başladığı yılların çakıştığını fark etmiş. Bu kuşların taşlıklarının en sert besinleri bile öğütebilecek kadar güçlü olduğunu bilen araştırmacı, bir deneme yapmak için, gene taşlıklarının çok sağlam olmasıyla tanınan hindilere ağacın tohumlarından yedirmiş. Hayvanın dışkısıyla toprağa karışan bu tohumlar zamanı gelince çimlenmiş ve böylece en az 300 yıldır üremesi durmuş olan bu ağaç türü yeniden çoğalmaya başlamış. Bu deney, bu tohumların çimlenmesini dodo kuşlarına borçlu olduğunu kanıtlayan güzel bir örnektir.

    Bir tohumun uykudan uyanmak için bu kadar çok ve değişik etkene gerek duymasının nedeni, çimlenmeye en uygun zamanı kollaması, daha doğrusu yeni bir bitkiye dönüşebilmesi için koşulların en elverişli olduğu anı beklemesidir.

    Örneğin bitkilerden çoğunun gelişebilmesi için ışık gereklidir. Bir ağacın tohumları ormandaki sık bitki örtüsünün gölgesinde kaldığı zaman ışık alamadığı için çimlenemez. Ancak yaşlı bir ağaç kuruyup devrildiğinde tohumu uykusundan uyandıracak olan güneş ışınları yaprakların arasından süzülüp girebilir; üstelik bu ağacın eksilmesiyle yeni yetişecek genç fidanlara da yer açılmış olur. Bir tarla sürüldüğü zaman toprağın altından yüzeye çıkan ot tohumları güneş ışınlarını almaya başladığı anda çimlenme zamanının geldiğini “anlar”. Oysa pulluğun yüzeyden alıp toprakaltına gömdüğü tohumlar karanlıkta kaldıkları için uyumaya devam eder.

    Çimlenme terimi özellikle bitki tohumlan için kullanılırsa da, bazen sporlann ve çiçektozu taneciklerinin uyanıp gelişmeye başlamasını belirtmek için de bu terimin kullanıldığı olur.

Çimlenme Resimleri