Yara
Vücudun herhangi bir yerinde çeşitli nedenlerle oluşan ezik, bere, çürük, sıyrık, kesik, yanık ve deri yırtılması gibi doku örselenmelerine yara denir. Uzmanlar yara oluşumuna yol açan etkenleri başlıca iki grupta toplarlar: Bıçak, mermi, cam parçası, çarpma ve vurma gibi mekanik ya da fiziksel etkenler ile yanıklara yol açan ateş, asitler ve bazlar gibi kimyasal etkenler. Yaralar bazen yaygın bir doku yıkımına yol açarak, bazen de önemli bir organın işlevini engelleyerek yaşamsal tehlike yaratabilir. Örneğin çok geniş bir alanı kaplayan ağır yanıklar doku yıkımı sonucunda insanın yaşamını tehlikeye atabilir. Kalbin ya da akciğerlerin bıçakla yaralanmasında ise, zarar gören dokuların alanı ne kadar küçük, olursa olsun, bu organların çalışmasını engelleyen herhangi bir yara ölümle sonuçlanabilir.
Vücudun, yaralan onarmak için kendine özgü yöntemleri vardır. Yara iyileşmesi denen bu karmaşık süreç her dokuda aynı biçimde gelişmez; gene de bu sürecin bazı aşamalan bütün dokularda aynıdır. Genel olarak, vücudun yeni dokular yaparak yaralan onarabilmesi için bol protein, vitaminler, özellikle C vitamini ve mineraller gerektiğinen, iyi beslenmeyen kişilerde yaraların iyileşmesi çok daha uzun sürer. Ayrıca alyuvarlann sayısı ve özel kan proteinlerinin varlığı da bu süreçte çok önemli rol oynar. Öte yandan, yaraların mikrop kaparak iltihaplanması ya da tüm vücudu etkileyen mikrobik hastalıklar da yara iyileşmesini geciktiren önemli etkenlerdir.
Kas Yaraları
Kaslardaki yaraların çevresinde örselenmiş ya da ölü kas dokusu, kan ve lenf sıvısı bulunur. Bu yaraların iyileşmesi, öbür dokulardaki genel iyileşme süreçleriyle hemen hemen aynıdır. Kasları dolaşan kan ve fagosit denen özel akyuvarlar, yaradaki ölü ya da örselenmiş dokuları temizler. Kan akımı, yaralanmış dokuda oluşan kan pıhtılarını alıp götürür ve yaranın çevresindeki boşlukları doldurur. Kastaki kesiklerin kenarlarından fibroblast denen kas hücreleri gelişmeye başlar. Daha sonra, yaralanmış bölgede yeni kas lifleri ve kan damarları oluşur. Bu bağdoku yaralanmış kas dokusunun yerini alır ve yaklaşık altı hafta içinde doku yenilenmesi tamamlanarak yara iyileşir.
İyileşmiş bir kasta, çevresindeki dokulardan daha açık renkli kalın bir şerit görülür. “Nedbe” denen bu yara izi, kastaki yaranın kenarlannı birleştiren lifsi bağdokudur. İyileşmeyi hızlandırmak üzere yaranın her yanını sarmış olan kan damarları zamanla azaldığı için yara izi de giderek beyazlaşır.
Deri Yaraları
Derinin en üst katmanı olan epitel doku sıyrılır ya da yanarsa, bu katmandaki hücreler hızla bölünerek yaralı bölgeye yayılır. Bu tip yaraların iyileşmesi hızlıdır ve hiç yara izi kalmaz. Eğer derinin daha alt katmanlan zarar görmüşse, kas yaralarında olduğu gibi bağdokuyla onarılır ve yara izi kalır. Üzeri ince bir epitel dokuyla örtülen bu yara izi ya da nedbe dokusu birkaç ay sonra büzülür ve çevresindeki sağlam doku yara izine doğru yaklaşarak kırışır. Eğer bir eklemin, örneğin parmak boğumlarının çevresinde derin bir yanık ya da yara nedeniyle böyle bir iz kalırsa, doku büzüşmesi parmağın hareketlerini kısıtlayabilir.
Kırıklar
Bir kemikteki kırığın iyileşmesi için, kırık uçlarının birleşerek yeni kemik dokusuyla birbirine kaynaması gerekir. Bu nedenle, uçların olabildiğince birbirine yaklaşması ve kırık iyileşinceye kadar hareket etmemesi çok önemlidir. Bunu sağlamak için kırık kemikler alçıya alınır ya da özel iğne ve vidalarla tutturulur. Kırık uçları kayarsa ya da aralarına kas, metal parçası gibi yabancı maddeler girerse kemikler ya eğri kaynar ya da hiç kaynamaz.
Sinir Örselenmeleri
Örselenmiş sinirlerin iyileşmesi çok güç, hatta çoğu zaman olanaksızdır. Bunun için, kopan bir sinirin iki ucunu cerrahların özenle dikmesi gerekir. Eğer kopuk parçalar tam olarak birleştirilmezse, aralarında gelişen bağdoku sinir iletisini engellediğinden kalıcı bir duyu ya da hareket yitimi görülür.
Ameliyat Yaraları
Cerrahların ameliyat sırasında dokuları keserek oluşturdukları yaralara kesi denir. Bir ameliyatın başarısı büyük ölçüde bu yaranın çabuk iyeleşmesine bağlıdır. Cerrahın olabildiğince küçük bir kesi yaparak dokulara az zarar vermesi, sinirleri ve önemli kan damarlarını kesmemesi, dokuları çekerek ya da yırtarak örselememesi çok önemlidir.
Ameliyat bitince, kesi yarasının kenarlan birleştirilerek ipek, keten, naylon ya da dakron ipliklerle dikilir. İnce paslanmaz çelik ve gümüş teller de ameliyat dikişlerinde iyi sonuç verir. Ayrıca, yaranın uçlarını yaklaştırmak için metal ya da plastik klipsler de kullanılabilir. Ama vücutta eritilmeyen bu gereçleri yara kapandıktan sonra çıkarıp almak gerektiği halde, koyun bağırsağından yapılan ve katgüt denen özel ameliyat iplikleri vücutta yok edilebildiği için sonradan dikişlerin alınması gerekmez. Dikişler kesi yerinin uçlarını birleştirerek dokuların daha çabuk kaynaşmasını sağlar ve ameliyattan sonra genellikle çok hafif bir yara izi kalır.