Yarasa
Memeliler arasında yalnız yarasalar kanatlarını çırparak gerçek anlamda uçabilir. Uçan sincaplar gibi başka memelilerin ön ve arka bacakları arasında, gövdeleri boyunca uzanan deri uzantıları vardır. Bu hayvanlar ağaçtan ağaca süzülerek uçabilir. Ama süzülmeye yarayan bu yapılar hiçbirinde etkin biçimde ve uzun süreli uçmayı sağlayamaz. Yarasanın uzun kolları ile iyice uzamış el parmakları etkin biçimde uçmasını sağlayan çok ince bir deriyle örtülüdür. Bu kanatlar bacaklara, birçok türde ise kuyruğa kadar uzanır.
Kanatlarını büyük bir ustalıkla kullanan yarasalar uçuş rotaları üstünde bulunan engellere çarpmadan yollarına devam edebilir. Deneyler yarasaların görmeleri engellendiğinde bile manevra becerilerini sürdürebildiklerini göstermiş, çarpabilecekleri nesneleri çok yüksek perdeden çıkardıkları seslerin yankısını dinleyerek belirledikleri kanıtlanmıştır. Çıkardıkları seslerin yankısına göre engelleri belirleme özellikleri radarın çalışmasına oldukça benzemektedir.
Yarasalar genellikle gündüzleri uçmaz; mağara duvarlarına, oyuklara ve öbür karanlıkta kalan yerlere ayaklarından baş aşağı asılarak dinlenirler. Bu gibi yerlerde çok sayıda yarasa bir arada bulunabilir. Barındıkları yerlerden karanlık bastığında ya da sabah alacasında çıkarak besinlerini ararlar. Bazıları gece boyunca uçar. Dişiler baharda bir ya da iki yavru doğurur. Başlangıçta yavru yarasa göğsüne sıkıca tutunduğu annesiyle birlikte uçar. Ama dişi daha sonra yavrusunu tünekte asılı bırakarak dolaşmaya çıkar. Yavrular sonbahara doğru kendi başlarına uçabilecek duruma gelir. Yarasalar boyutlarına göre uzun ömürlü hayvanlardır. Küçük yapılı hayvanlar arasında 10-15 yıl yaşayana pek rastlanmaz. Meyve yarasalarının iri olanları ise daha da uzun ömürlüdür ve bakım altında 19 yıl kadar yaşayabilir.
Yarasaların yaklaşık 900 türü vardır. Tür sayısı bakımından memeliler arasında kemiricilerin ardından ikinci sırayı alırlar. Yarasalar ılıman ve tropik bölgelerde bulunur. Türlerin büyük bölümü tropik bölgelerde yaşar. Boyutları büyük bir çeşitlilik gösterir. Filipin bambu yarasasının (Tylonycteris pachypus meyeri) ağırlığı 1,5 gr, kanat açıklığı 15 cm dolayında kalırken, uçantilki de denen tilki yarasanın (Pteropus vampyrus) ağırlığı 1 kilograma kanat açıklığı ise 1,5 metreye ulaşabilir.
Ilıman bölgelerdeki yarasaların çoğu uçarken yakaladıkları kelebek ve sinek gibi böceklerle beslenir. Yeryüzünün öbür bölümlerinde yaşayan yarasaların besinleri ve beslenme alışkanlıkları çok çeşitlidir. Birkaç tür arka ayaklanndaki irileşmiş tırnakları sayesinde balıklan kaparak avlanır. Birçok tür yırtıcıdır. Bunlardan büyük mızrak burunlu yarasa (Phyllostomus hastatus) böceklerin yanı sıra kuş, küçük yarasa ve kemiriciler gibi çeşitli hayvanlan avlar. Orta ve Güney Amerika’nın ünlü vampir yarasaları, hayvanlarda ve insanda ön dişleriyle açtıkları küçük deliklerden akan kanı yalayarak beslenir. Ama bazı insanlar arasında neden oldukları korkuyu hak edecek ölçüde tehlikeli değildirler. Tropik bölgelerdeki bazı türler yalnız çiçeklerin balözü ve çiçektozlanyla beslenir. Beslenme biçimlerine uygun çok uzun dilleri vardır. Bu yarasalar çiçeklerin tozlaşmasında önemli bir rol oynar. Bazı kaktüsler ile muz ve baobab gibi ağaçların çiçekleri yarasalar aracılığıyla tozlaşır.
Meyve yarasaları yalnız yıl boyunca meyve bulabilecekleri ılıman bölgelerde yaşar. Birçok yerde bu yarasaların binlercesine rastlanabilir. Hava kararırken tünedikleri ağaçlardan aynlarak geniş bir bulut halinde, beslenecekleri yerlere doğru uçarlar. Tilki yarasalar da meyve yarasalarının bir cinsidir. Bu yarasalar adlarını tilkininkini andıran başlarından alır. Meyve yarasaları yedikleri meyvelerin tohumlarını tünedikleri yerlerde dışkılarıyla atarak bitkilerin yayılmasına yardımcı olur.
Kışı soğuk geçen bölgelerde kış boyunca böcek bulmakta güçlük çeken yarasalar ya göç eder ya da kış uykusuna yatar. Bilindiği kadarıyla Avrupa’da yaşayan yarasaların hepsi kış uykusuna yatmaktadır. Kuzey Amerika’ daki böcek yiyen yarasaların birçoğu ise kışı güneyde ve Orta Amerika’da geçirir.