Adana
Adana, Akdeniz Bölgesi'nde il. Yüzölçümü 17 253 km², nüfusu 1990 sayımına göre 1 934 907, merkezi Adana kenti olan Adana ilinin, 17 ilçesi vardır: Aladağ, Bahçe, Ceyhan, Düziçi, Feke, İmamoğlu, Kadirli, Karaisalı, Karataş, Kozan, Osmaniye, Pozantı, Saimbeyli, Seyhan, Tufanbeyli, Yumurtalık, Yüreğir.
Doğuda Kahramanmaraş ve Gaziantep illeri, güneyde Hatay ili ve Akdeniz, batıda İçel ili, kuzeybatıda Kayseri ve Niğde illeriyle sınırlı olan Adana ilinin kuzey kesimleri ve güney kesimleri yüzeyşekilleri bakımından son derece farklıdır: Kuzey ve doğu kesimleri dağlık, güney kesimleri genellikle ovalıktır. Adana ilinin kuzeyinde yer alan dağlar, "Toroslar" adı verilen sistemin "Orta Toroslar" denen bölümünün parçalarıdır. Güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda birbirine paralel sıralar halinde uzanan Orta Toroslar'ın en yüksek doruklarını taşıyan Aladağlar, Adana ilinin sınırları içinde yer alırlar. Daha çok İkinci zaman kireçtaşlarından oluşan bu dağların en yüksek dorukları Kaldı dağı ( 3 734 m) ve Demirkazık tepesidir (3 756 m).
Adana İli
İlin doğusundaki dağlık kesimi, ilin doğu sınırları üstünde yükselen Amanos dağları oluşturur. Toroslar'ın dış sırasından olan bu dağlar, kuzey-güney doğrultusunda uzanır, daha sonra da Hatay ili sınırları içinde devam ederler. Amanos dağlarının yapısında Birinci ve İkinci Zaman'da oluşmuş kıvrımlı tabakalara rastlanır.
İlin güneyindeki ovalık kesimde Adana ovası adı verilen geniş düzlük bulunur. Türkiye'nin deniz düzeyine yakın ovalarının en büyüğü olan Adana ovası, Toroslar, Amanos dağları ve Akdeniz arasında yer alır; Çukurova ve Yukarıova diye iki kesime ayrılır. Çukurova, Adana kenti yakınlarında başlar; Seyhan ve Ceyhan ırmaklarının aşağı çığırları boyunca yayılarak, Akdeniz'e kadar uzanır. Misis tepeleriyle Çukurova'dan ayrılan Yukarıova, Ceyhan kenti yakınlarında başlayıp, Ceyhan vadisi çevresinde yayılarak, doğuda Osmaniye, kuzeyde Kozan ve Kadirli kentlerinin önlerine kadar ulaşır.
Adana Meteoroloji İstasyonu'nun gözlemİerine göre, Adana ilinde en sıcak ay ortalaması 28,1 °C, en soğuk ay ortalaması 9,3°C,yıllık yağış miktarı 647 mm'dir. Bu yağışın aşağı yukarı yarısı kış aylarında düşer. Yaz mevsiminde düşen yağışlarsa, bir yıllık yağışın yalnızca % 4'ü kadardır. İl merkezi Adana kentinde 647 mm olan yıllık yağış miktarı, çevredeki dağlık kesimlere doğru artar (Feke'de 947 mm, Saimbeyli'de 858 mm, Kozan'da 855 mm); ovalık kesimlerdeyse aşağı yukarı il merkezindeki gibidir (Ceyhan'da|672 mm). Dağlık kesim ile ovalık kesim arasındaki asıl büyük ayrılık, sıcaklık bakımındandır. Bunun sonucu olarak, ova kesiminde ve denize yakın yerlerde hemen hiç yağmayan, yağsa da yerde kalmayan kar, dağlık kesimlerde bol bol yağar ve dorukları aylarca örter. Gene bu iki kesim arasındaki sıcaklık farkı, yaz aylarında sıcaktan bunalan ova halkının yaylalara çıkma geleneğini doğurmuştur.
Adana'nın Akarsuları
İlin en önemli akarsuları Seyhan ve Ceyhan'ın yaz mevsiminde suları iyice azalır; kış ve ilkbahar aylarındaysa çoğalır ve taşkınlara yolaçar. Çoğunlukla büyük zararlara yolaçan bu taşkınları önlemek için, Adana'nın 8 km kadar kuzeyinde Seyhan barajı yapılmıştır. Toprak dolgu tipindeki bu barajın temelden başlayarak yüksekliği 77 m, zeminden başlayarak yüksekliği 57 m'dir, tepe uzunluğu 1 955 m, tepe genişliği 9 m'dir. Barajın gerisinde oluşan yapay gölün hacmi 1,6 milyar m³'tür. Seyhan barajı hem elektrik enerjisi üretir, hem Adana ovasında geniş bir alanı ırmak sularının taşkınlarından korur; hem de geniş bir alandaki toprakları sulama olanağı verir.
Adana ilinde önemli göl yoktur. Yalnızca Seyhan ve Ceyhan ırmağının denize döküldüğü kesim yakınında denizkulağı gölleri görülür. Bunların en büyükleri olan Akyatan, Akyayan göllerinin ikisi de denizden dar bir şeritle ayrılmıştır. Adana ilindeki oluşum bakımından farklı başka bir göl öbeği, Torosların yüksek kesimlerindeki (özellikle Aladağlar üstündeki) buzul gölleridir.
1990 sayımının sonuçlarına göre Adana ili sınırları içinde 1 934 907 kişi yaşar. 1985-1990 arasında yıllık nüfus artış hızı il merkezinde ve ilçe merkezlerinde %o 33,34, kırsal kesimde %o 1,42, ortalama %o 23,96 olarak, Türkiye ortalamasının (%o 21,71) üstünde gerçekleşmiştir.
Adana Ekonomisi
EKONOMİ: Adana ili topraklarının yüzde 40'ını ekili-dikili alanlar oluşturur. Tahıl türleri arasında en çok buğday, arpa, yulaf, pirinç yetiştirilir. Sanayi bitkileri arasında öteden beri pamuk başta gelir. Hatta bazı yıllar, pamuğa ayrılan alanlar, buğday ekimine ayrılan alandan fazla yer tutar. Pamuk tarımının Adana ovasında oldukça eski bir geleneği vardır. Pamuğun adı geçen ovada ne zaman ekilmeye başlandığı kesinlikle bilinmemekteyse de, çok eski tarihlerde Hindistan'dan Mezopotamya aracılığıyla gelmiş olduğu sanılmaktadır. Ünlü gezgin Evliya Çelebi'nin (XVII. yy'ın ikinci yarısı), Aydın dolaylarında olduğu gibi, Adana çevresinde de pamuğun başlıca ürünler arasında yer aldığından söz etmiş olması, pamuğun yöreye girişinin XVII. yy'dan önce olduğunu kanıtlar. Ne var ki, XIX.yy. ortalarına kadar "yerli" adı verilen, verimi ve niteliği (kalın ve kısa telli) düşük kapalı kozalı pamuklar ekilmiş, XVIII. yy'da İngiltere'de pamuklu dokuma sanayisinin pamuk gereksinmesi ABD'den karşılanırken, bu ülkede başgösteren Bağımsızlık Savaşı (1861-1865) ham madde bulunmasını güçleştirdiği için, İngilizlerin girişimiyle, çeşitli ülkelere olduğu gibi Adana ovasına da açık kozalı, daha ince telli amerikan pamuğu tohumları dağıtılmıştır. Elde edilen ürün nicelik ve nitelik bakımından gereksinmeyi karşılamadığı için, Cumhuriyet döneminde yeni atılımlara girişilmiş, bir yandan ovadaki sulama sorununu çözecek donatımlar yapılarak sulama alanı genişletilirken, bir yandan da, ekilenlerden daha yüksek nitelikli, ince-uzun telli pamuk türleri yayılmaya başlamıştır. 1941 'de, daha önceleri Ege Bölgesi'nde ekimine başlanmış olan akala (acala) soyu pamuk Çukurova'ya girmiş ve öteki türlerin önüne geçmiş daha sonra ABD kökenli koker(coker) soyu pamuk önce Suriye'den Hatay'a, oradan Adana ovasına getirilerek, özellikle sulanabilen kesimlerde, o güne kadar kullanılan tiplerin tümünden daha verimli ve nitelikli bir pamuk ürünü sağlamış ve akalayı gerileterek, kısa sürede öne geçmiştir. Daha yakın bir tarihte ekimine başlanan D.P.L. (delta-pine) soyuysa, akalayı büsbütün geriletmiştir.
Yağ çıkarılan bitkilerden pamuk çekirdeği ve yerfıstığı da önemlidir. Eskiden önemli olan susam üretimi son yıllarda gerilemiştir. Meyvacılıkta turfandacılık (özellikle üzüm) ve turunçgiller üretimi başta gelir.
Hayvan sayısı bakımından kılkeçilerinin koyunlardan önde olduğu, büyükbaş hayvan sayısınınsa daha düşük olduğu görülür. Çukurova at ırkının ünlü olmasına karşılık, at sayısı günden güne azalmaktadır.
Adana ilindeki yeraltı gelir kaynaklarının başlıcası petroldür. Adana'nın 30 km kuzeybatısında, Toroslar'ın öncü kesimindeki Bulgur dağında petrol yatakları bulunmuş ve işletilmeye başlanmıştır. Niteliği iyi olan bu petrolün rezervi azsa da, eskiden beri araştırmalar yapılmakta olan Adana ovasının derinliklerinde, başka petrol yataklarına raslanılacağı umulmaktadır.
Sanayi son yıllarda büyük ölçüde gelişmiş, eski pamuk iplik ve dokuma fabrikalarına yeni ve daha büyük fabrikalar eklenmiş, bazı eski kuruluşlar genişletilmiştir. İplik ve dokuma sanayisini sırasıyla bitkisel yağ fabrikaları, tütün, un ve kereste fabrikaları izler. Bunların dışında, çimento, suni elyaf, bira, vb. fabrikaları ilin sanayi yelpazesini önemli ölçüde genişletmiştir.
Adana Ulaşımı
ULAŞIM: Ulaşım bakımından, Adana ili toprakları, ,eski çağlardan bu yana bir geçiş alanı olmuştur: Balkanlar'ı ve Anadolu'yu Suriye ve Mezopotamya'ya bağlayan yollar, tarih devirlerinin başından beri il topraklarından geçmektedir: Gülek boğazı daha Roma döneminde "Kilikya kapısı" adıyla ün kazanmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Toros ve Amanos tünelleri açılarak demiryolu ulaşımı sağlanmış, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ulaşım etkinliği karayollarına geçmiştir. Deniz ulaşımı da büyük dışalım ve dışsatımda rol oynar; Adana'nın iskelesi, 68 km uzağında bulunan Mersin'dir. Tarihsel Yumurtalık (eski Ayas) limanı, Irak'tan gelen petrol boru hattının bağlanmasıyla, eski önemini yeniden kazanmışsa da, Körfez bunalımından (1990) bu yana Türkiye'nin BM'nin Irak'a uyguladığı ekonomik ambargoya uyarak hattı kapatmasından, olumsuz yönde etkilenmiştir. İlin tek sivil havaalanı (Şakirpaşa havaalanı) Adana kentindedir.
Adana Tarihi
Adana, Anadolu yarımadasını boydan boya izleyerek Gülek boğazı üstünden Çukurova'ya inen önemli tarihsel yol üstünde, çok eski çağlardan bu yana önemli bir konaklama yeri olmuştur. Tarihsel belgelerden, günümüzdeki Adana'nın yerinde ya da çok yakınında, Adaniya ya da Ataniya adlı bir kent bulunduğu anlaşılmaktadır.
Adının efsanelere göre kentin kurucusu sayılan tanrı Uranüs'ün oğlu Adanus'tan geldiği sanılan Adana ve çevresi, İ.Ö. XV. yy'da Hitit Federasyonu içinde yer alırken, İ.Ö. IX. yy'da Asur devletine, Anadolu'nun Pers egemenliğine girmesinden sonra da Pers İmparatorluğu'na bağlandı. İ.Ö.333'te Büyük İskender'in eline geçen kent ve çevresi, İskender'den sonra, mirasçıları olan Seleukoslar (Selefkiler) ile Ptolemaioslar arasında bir süre el değiştirdi. İ.Ö. 12'de Roma İmparatorluğu topraklarına katıldı. Gerek Roma İmparatorluğu döneminde, gerek 395'te başlayan Bizans döneminde önemli bir ticaret merkezi olan Adana'ya, ilk İslam akınları Hazreti Ömer döneminde başladı ve Muaviye döneminde de sürdü. Ama kentin müslüman Araplar tarafından fethi ancak, Emevi Halifesi Abdülmelik döneminde gerçekleştirildi. Abbasi Halifesi Harunurreşit döneminde, Adana ve çevresine çok sayıda Türkmen topluluğu yerleştirildi. X. yy'da yeniden Bizans'a geçen kent XI. yy. sonlarında Selçukluların egemenliğine girdi. Selçuklular döneminde kısa bir süre Haçlıların işgalinde kaldı. XII. yy'da Anadolu Selçuklularına, bir süre sonra da yeniden Bizans'a geçti. XIV. yy'da Memluklar tarafından alınıp, Memluklara bağlı olarak Ramazanoğulları Beyliği'nin merkezi oldu.
Ramazanoğulları döneminde büyük ölçüde gelişen çeşitli camiler, hanlar, vb. anıtlarla süslenen Adana'nın, en büyük camisi Ulucami de Ramazanoğulları döneminde yapıldı. Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında Osmanlı korumasına giren, ama gene Ramazanoğulları ailesi tarafından yönetilen kent, 1608'de Pir Munsur'un beylikten çekilmesiyle kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı.
Osmanlı yönetiminde bazen Halep eyaletine bağlı bir sancağın merkezi, bazen de bağımsız Adana eyaletinin merkezi olan Adana kenti, Tanzimat'tan sonra eyalet sisteminden vilayet sistemine geçilince, Adana vilayetinin merkezi oldu. XIX. yy'ın ilk yarısında, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın ayaklanması sırasında, Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa tarafından işgal edildi. 1833-1840 yılları arasında İbrahim Paşa'nın elinde kalıp, Londra Antlaşması sonucunda yeniden Osmanlı devletine geçti (1841). Birinci Dünya Savaşı sonunda Fransızlar tarafından işgal edildiyse (24 Aralık 1918) de, Adana direnişi sonucunda, 5 Ocak 1922'de Fransızlar kenti boşaltmak zorunda kaldılar.