Antropometri
Antropometri, İnsan bedeninin ölçülerinin, çoğunlukla karşılaştırma yapmak amacıyla, incelenmesi. Ergonomi alanı için önemli olan antropometri, tasarımcıların ve üretimcilerin güvenilir, etkili ve kullanılması rahat tüketim malları üretmelerine yardımcı olur. Kemiklerin antropometri yoluyla ölçümleri, Tarihöncesi insanın incelenmesiyle ilgilenen paleoantropologlar için son derece yararlı olmuştur.
Antropometrinin kökleri, farklı insan ırkları arasındaki farklılıkları, niceliksel açıdan kanıtlama çabalarına dayanır. Hollandall anatomi uzmanı Petrus Camper (1722-1789), yüz açılarını ölçmek için bir yöntem oluşturmuş ve bu yöntemle yaptığı ölçümleri temel alan bir sınıflandırma sistemi geliştirmiştir. Kranometri diye adlandırılan kafatası ölçümleri, XIX. yy'da önemli bir bilim dalı olmuştur. ABD'li hekim ve doğa bilimci Samuel George Morton (1799-1851), yüzlerce kafatasının boyutlarını öİçerek, ırkların karşılaştırmalı bir çözümlemesini yapmayı denemiştir. Özellikle Fransız cerrahı ve fiziksel antropologu Paul Broca'nın yaptığı başka araştırmalarda, günümüzdeki insan beyinlerinin boyu ve ağırlığı ölçülerek, kafatasıyla ilgili veriler zenginleştirilmiştir.
Evrimcilerin yolunu izleyen antropometri uygulamacıları, ırklar arasında bir aşamasırası oluşturmaya çalışmışlar ve ilk sıraya en ileri ve en zeki ırk saydıkları Kuzey Avrupalıları yerleştirmişlerdir. Yapılan başka araştırmalarda da antropometri ölçümleriyle, erkeklerin kadınlardan, hattâ bir üst toplumsal-ekonomik sınıftan olanların aşağı sınıflardan olanlardan daha üstün olduğu kanıtlanmaya çalışılmıştır. İtalyan kriminoloji uzmanı Cesare Lombroso, suçluların bazı bedensel özellikleriyle tanınabileceklerini öne sürmüştür.
Antropometri Nedir
Bütün bu sınıflandırma girişimlerinin yanlışlığı, günümüzde açıkça ortaya çıkmıştır. Günümüzün fiziksel antropologları ve anatomi uzmanları, aynı "ırk"tan kişiler arasında bile büyük anatomi farklılıkları bulunduğunu kanıtlamışlar, insanları ırklara ayırma girişimlerinin büyük bölümünü reddetmişlerdir. Ayrıca, bir insanın beyninin büyüklüğünün, o insanın zekâsıyla hiçbir ilişkisi olmadığı ya da çok az ilişkisi olduğu da, ezici biçimde kanıtlanmıştır.