Beslenme Ağı
BESLENME AĞI, Bitkiler gibi kendi besinini üretme yeteneği olmayan hayvanlar, yaşamlarını sürdürebilmek için başka canlıları yemek zorundadır. Bu yüzden doğadaki yabani hayvanların yaşamı genellikle başka bir hayvana yem olarak son bulur. Örneğin ot yiyerek beslenen bir tavşan günün birinde bir tilkiye yem olur; tilki ölünce de onun leşini bu kez sinek kurtçukları ile leşböcekleri yiyip bitirir. Bitkilerden başlayıp çeşitli hayvanların birbirini yemesiyle sürüp giden bu ilişkiyi çevrebilim (ekoloji) uzmanları beslenme zinciri olarak adlandırırlar.
Doğada tek tür yiyecekle beslenen hayvan pek azdır. Tavşan yalnız otları değil yabani meyveleri, ağaçların yaprak ve filizlerini de yiyebilir. Tilki ise tavşandan başka fareleri, sıçanları, kümes hayvanlarını ve böcekleri yiyerek beslenir. Bu nedenle, çok karmaşık olan bu ilişkiler ağını anlayabilmek için, pek çok besin zinciri arasındaki bağlantıyı kurmak gerekir. Çevrebilim uzmanları bu bağlantıyı göstermek için, canlıların adlarını ya da resimlerini oklarla birleştirerek ayrıntılı şemalar çizerler. Genellikle bir örümcek ağı kadar karmaşık olan bu şemalara beslenme ağı denir.
Aslında doğa son derece karmaşık olduğu için, gerçeğe birebir uyan bir beslenme ağı çizmek çok güçtür. Bu ağa katılacak her yeni hayvan başka bir canlıyı yediğinden ya da başka bir canlıya yem olduğundan, ağa eklenecek okların sonu gelmeyecektir. Çevrebilimciler bu güçlüğü yenmek için genellikle bir hayvanın yalnızca temel yiyeceklerini ya da belli bir bitki türünü yiyen bellibaşlı hayvanları göstermekle yetinirler.
Beslenme Basamakları
Beslenme ağının çizilmesiyle, doğadaki bu karmaşık ilişkinin bazı noktaları açıklığa kavuşur. Enerjisini güneş ışığından, hammaddelerini topraktan ve sudan alarak kendi besinini kendisi üretebilen yeşil bitkiler genellikle en alt basamağa yerleştirilir. Temel olarak bitkiyle beslenen tavşan ve sıçan gibi hayvanlar bir üst basamakta toplanabilir. Bunlar otçul hayvanlardır. Daha çok öbür hayvanları yiyerek beslenen gelincik ve baykuş gibi hayvanlar ise daha yukarıdaki bir basamakta yer alır. Bunlar etçiller'dir. Otçullar ile etçillerin arasındaki basamağa da hem bitki, hem hayvan yiyen porsuk, tilki gibi hayvanlar yerleştirilir. Bunlar da hepçiller'dir.
Beslenme basamağı denen bu aşamaların belirlenmesinden sonra, beslenme ağı karmakarışık bir çizgiler yumağı olmaktan çıkarak düzenli bir şemaya dönüşür. Bu şemaya bakıldığında, bitkilerden otçullara ve etçillere doğru gidildikçe her basamakta daha az sayıda canlı olduğu açıkça görülebilir. Bu nedenle, tabanı geniş tepesi dar olan bu şekil bir piramidi andırır. Bu beslenme piramidinin tabanında yaprak, ot, çiçek ve ağaçlarıyla kalabalık bir bitki topluluğu, tepesinde ise yalnızca bir iki gelincik ya da baykuş vardır.
Çeşitli Beslenme Ağları
Yukarıda sözü edilen hayvanların çoğu ormanda yaşadığı için, çizilen bu piramit bir orman bölgesi beslenme ağıdır. Ama çöllerden tropik ormanlara varıncaya kadar, her yaşama ortamı için bir beslenme ağı çizilebilir. Örneğin denizlerdeki beslenme ağının en alt basamağında, bitkisel plankton ya da fitoplankton denen çok küçük bitkiler yer alır. Küçük balıklar ve öbür deniz canlıları ara basamaklardadır. En tepede ise köpekbalıkları, katil balinalar gibi iri ve yırtıcı hayvanlar bulunur.
Beslenme ağlarının incelenmesi bilim adamlarına birçok açıdan yardımcı olur. Sözgelimi, bir ormandaki aynı türden bütün ağaçlar kesildiğinde ne olacağını önceden görebilmek için o ormanın beslenme ağı çizilir. Eğer az bulunan bir hayvan türü bu ağaçlardan beslenen hayvanları yiyerek yaşıyorsa, böyle bir kesim bu türün yaşamını tehlikeye atacaktır. Çevre korumacılar bir türü ya da bölgeyi en iyi nasıl koruyabileceklerine karar verirken, beslenme ağlarından ve benzeri yöntemlerden çok yararlanırlar