Bilim ve Bilimsel Yöntemler
BİLİM VE BİLİMSEL YÖNTEMLER, “Bilmek” sözcüğünden türemiş olan bilim terimi, evrene ve evrendeki her şeye ilişkin temel bilgilere ulaşmak amacıyla her konuda yürütülen araştırma etkinliklerini anlatmak için kullanılır. Bu konulardan her biri de ayrı bir bilim dalıdır: Fizik bilimi, kimya bilimi, biyoloji bilimi gibi. Bilim dalları genellikle, konularının niteliği açısından temel bilimler ve uygulamalı bilimler olmak üzere iki bölümde toplanır.
Bilim Dalları
Bilimin ilgi alanına giren konular sistemli bir biçimde sınıflandırılabilir ya da dallara ayrılabilir. Gerçi bazı konular birden çok bilim dalının ortak ilgi alanıdır; ama sınıflandırmada kolaylık sağlamak için her konunun ayrı bir bilim dalına özgü olduğu düşünülebilir. Bu maddede başlıca bilim dallarına ve her dalın temel konularına ilişkin genel bilgiler verilmiştir. Sözü edilen bilim dallarının ve konuların çoğunu Temel Britannica'da ayrı madde başlıkları olarak bulabilirsiniz.
Yer bilimleri grubu jeoloji, meteoroloji, mineraloji, okyanusbilim (oşinografi) ve paleontolojiyi kapsar. Jeolojinin konusu, kayaçlar ve kayaç oluşumlarıyla birlikte bütün yeryüzünün yapısını incelemektir. Meteoroloji Dünya’nın atmosferini ve hava koşullarını inceler. Mineraloji, minerallerin özelliklerini, bileşimlerini, yapılarım, yeryüzündeki dağılımlarını ve nasıl oluştuklarını araştırır. Okyanusbilim denizlerin ve okyanusların yapısını, akıntıları, dalgalan ve gelgit olaylarını inceleyen bilim dalıdır. Paleontoloji ise fosilleri inceler ve biyoloji ile yakından bağlantılıdır.
Yaşam bilimleri biyoloji ile tıp bilimlerini içerir. Bütün canlıları konu alan biyolojinin iki temel dalı, bitkileri inceleyen botanik ile hayvanlan inceleyen zoolojidir. Tıp bilimleri ise anatomi, patoloji ve fizyolojiyi kapsar. Anatominin konusu insan vücudunun yapısıdır; patoloji hastalıkları ve hastalıkların vücut dokularında yaptığı değişiklikleri inceler; fizyoloji ise insan vücudunda olup biten bütün fiziksel, kimyasal ve biyolojik süreçleri aydınlatmaya çalışır. İnsan ruhunu inceleyen psikoloji de yaşam bilimleri grubunun önemli dallarından biridir.
Bazen yaşam bilimleri ile yer bilimleri birlikte sınıflandırılarak doğa bilimleri adıyla anılır.
Fizik bilimleri grubu madde ve enerjiyi inceleyen fiziği; maddelerin özelliklerini ve davranışlarını inceleyen kimyayı; yıldızlan, gezegenleri ve uzayın derinliklerindeki öbür gökcisimlerini inceleyen astronomiyi; metalleri inceleyen metalürjiyi ve uygulamalı bilimlerin en önemlisi olan mühendisliği kapsar. Mühendisliğin, hepsi de bilimsel ilkeleri sanayiye uygulamayı amaçlayan pek çok dalı vardır.
Toplum bilimleri, insan toplumlarını çeşitli yönleriyle ele alan bilim dallandır. Toplumların yapısını inceleyen sosyoloji; geçmişteki insan topluluklarını inceleyen tarih ve arkeoloji; yönetim biçimlerini inceleyen siyaset bilimi; dünyamızın yüzeyini ve insanların yaşadıkları bölgelerle olan ilişkilerini inceleyen coğrafya ve bir toplumun ya da ülkenin doğal ve parasal kaynaklarını nasıl değerlendirdiğini inceleyen ekonomi bilimi bu ana dal içinde toplanır. Antropoloji genel olarak insanın, onun yaşam ve davranış biçimlerinin incelenmesidir. Dilin özelliklerini ve insanlar arasındaki iletişimi inceleyen dilbilim ile insanların evreni ve ona ilişkin deneyimlerini kavrama biçimlerini ele alan felsefe de toplum bilimlerine girer (bak. Toplum BİLİMLERİ).
Birkaç bilim dalının ortak araştırma ve yöntemleriyle incelenebilen konular, genellikle bu işbirliğini vurgulayan bir adla anılır. Örneğin astrofizik gökcisimlerinin fiziksel davranışlarını inceler; başka bir deyişle astrofizik, astronominin konularına fiziğin uygulanmasıdır. Benzer biçimde, biyokimya biyoloji ile kimyanın, jeofizik jeoloji ile fiziğin, sosyoekonomi ise sosyoloji ile ekonomi bilimlerinin örtüştüğü alanlar olarak tanımlanabilir.
Matematik birçok kişinin gözünde yalnızca bir bilim değil, aynı zamanda bir sanattır. Üstelik başlı başına bir inceleme alanı olduğu kadar, birçok bilim dalının da temel araçlarından biridir. İstatistiği de kapsayan matematik bilimlerinden hemen hemen bütün bilim dallarında her an yararlanılır.
Bilimsel Yöntemler
Eskiçağlardan bugüne kadar bilim adamlarının temel uğraşısı evrendeki olguları açıklamaya çalışmak olmuştur. Doğal süreçlerle kendiliğinden gelişen bu olgular genellikle, Yunanca bir sözcükten türetilmiş olan fenomen (görüngü) terimiyle adlandırılır. Bilim, en basit biçimiyle, bu olguların gözlenmesinden ve nasıl gerçekleştiğini anlayabilmek için sorulan sorulardan doğmuştur. 17. yüzyıldan önce bilim adamları bu soruların yanıtlarını, daha eski bilginlerin o konudaki yazılarına başvurarak ya da bilgisine güvenilen kimselere danışarak araştırırlardı. Bu tür açıklamalar çoğu kez yalnızca tahminlere dayanıyordu ve bilim adamları olup bitenleri anlamak için deneye başvurmuyorlardı. İÖ 3. yüzyılda cisimlerin bağıl yoğunluklarına ilişkin ünlü ilkeyi bulan Yunanlı matematikçi Arşimet deneye önem veren birkaç eskiçağ bilgininden biridir (bak. ArşImet).
İS 1600 dolaylarında yaptığı deneylerle çok önemli sonuçlara varan İtalyan astronomi bilgini Galileo’nun (bak. Galilei, Galileo) açtığı yolda ilerleyen bilim adamları deneylerinin sonuçlarını ve bulgularını yazmaya başladılar. Bu deneyler evrendeki bazı olguları açıklığa kavuşturdu ve bilinenler arttıkça bazı olgular arasında ilişki olduğu anlaşıldı. Bunlar yasa denen genel ilkeler altında toplandı. Bu yasaların bütün koşullarda geçerli olup olmadığını sınamak için yeni deneyler yapıldı ve böylece bilimsel bilgi birikimi hızla büyüdü. Bazen, bir yasayı sınamak için yapılan deneyler sırasında karşılaşılan yeni ve beklenmedik bir olgu, yasanın yeniden gözden geçirilerek değiştirilmesini zorunlu kıldı.
Birbirleriyle ilişkili yasalar birleştirilerek bir varsayım (hipotez), birçok varsayımdan yola çıkarak da bir kuram (teori) oluşturulabilir.
Deney ve gözlem yoluyla edinilen bilgilerin derlenip bütünleştirilmesi, bilimsel kuramların deneylerle sınanması ve bu bulguların ışığında yeniden düzenlenmesi bilimsel yöntemin temel aşamalarıdır. Bilimsel yöntemlerin ayrılmaz bir parçası olan duyarlı araştırma araçlarıyla bunca gözlem ve deneyler yapılıp bilimin temel ilkeleri açıklığa kavuşturulmasaydı, 20. yüzyılın sonlarına doğru uzayın keşfinde, elektromagnetik dalgalarla haberleşmede, bilişim ve bilgisayar teknolojisinde varılan bu ilerlemelerin hiçbiri gerçekleştirilemezdi. Bu gelişimlerin çoğunda laser, mikroskop, parçacık hızlandırıcıları gibi duyarlı ve karmaşık aygıtların çok büyük payı olmuştur. Bugün değişik bilim dallarında eğitim görmüş uzmanlar, iyi donatılmış araştırma enstitülerinde genellikle sıkı bir işbirliği içinde çalışırlar. Çünkü bugün için çözüm bekleyen konular tek bir bilim dalını aşacak kadar karmaşıklaşmış ve evrendeki her olgunun bütün bilim dalları için değerli ipuçları taşıdığı anlaşılmıştır.