Çam
Çam ağaçları, püsküle benzer demetler oluşturan ve iki-üç yıl kadar yeşil kaldıktan sonra kuruyup dökülen iğne gibi ince uzun yaprakları ve kozalaklarıyla tanınır. Çam (Pinus) türlerini de kapsayan bitkiler, iğneyapraklılar ya da kozalaklılar denen ve çoğunluğu ağaç olan büyük bir bitki grubu içinde çamgiller adıyla bir familya oluşturur.
Çamın ve benzeri bitkilerin iğneyaprakları, genellikle ikisi ya da üçü, bazen de daha çoğu bir arada olmak üzere ağacın kısa sürgünlerinin ucunda oluşur. Ender olmakla birlikte tek yapraklı sürgünler de görülür. Öteki kozalaklı bitkilerde olduğu gibi çamda da bitkinin üremesini kozalaklar sağlar. Aynı ağaçta hem erkek hem de dişi kozalaklar bulunur. Erkek kozalaklar dişilere göre daha küçüktür. Erkek kozalağı oluşturan pulların her birinde ikişer çiçektozu kesesi vardır. Dişi kozalaklarda ise her pulun altında ikişer tohumtaslağı bulunur. İlkbaharda ya da yaz başında keselerden çıkan çiçektozları rüzgârla çevreye dağılır. Dişi kozalaklar açılarak çiçektozlarını alır. Asıl döllenme bir sçnraki ilkbaharda, dişi kozalağın içinde gerçekleşir. Tohumların olgunlaşması ise iki ya da üç yıl sürer; tohumlar olgunlaşırken dişi kozalaklar da odun gibi sertleşir. Sertleşip olgunlaşan kozalakların pulları açılır ve bazı türlerde kanatlı olan tohumlar rüzgârın etkisi ile çevreye dağılır. Bazı türlerde ise kozalaklar çürüyerek, yanarak ya da hayvanlarca açılır.
Çamların 100 kadar türü bilinmektedir. Bu türler kuzey yarıkürenin serin bölgelerinin ve tropik kuşağın kuzey kesimlerindeki dağların yerlisi olan herdemyeşil bitkilerdir. Aslında bütün iğneyapraklılar gibi çamlar da solan yapraklarını dökerek yeni yapraklar verir. Ancak bu bitkilerin bütün yaprakları aynı anda dökülmediğinden tümüyle yapraksız kalmazlar. Çok dayanıklı bir bitki olan çam besince fakir topraklarda, kışın şiddetli don, yazın da kuraklık görülen yörelerde bile yetişebilir.
Türkiye’deki ormanlarda en çok bulunan çam türleri kara çam (Pinus nigra), sarı çam (Pinus sylvestris), kızıl çam (Pinus brutia), Halep çamı (Pinus halepensis) ve fıstık çamıdır (Pinus pinea). Bu türlerin hepsinin kısa sürgünleri iki yapraklıdır. Bir kara çam çeşidi olan Toros kara çamı doğu ve güneydoğu dışında hemen her bölgede, genellikle başka çam türleriyle karışık olarak bulunur. Batı Anadolu’nun dağlık bölgelerinde ise katışıksız ormanlar oluşturur. San çam özellikle Karadeniz Bölgesi’nde yaygındır. Kızıl çam ise Türkiye’de en geniş alanı kaplayan çam türüdür. Gerçek yayılma alanı Akdeniz kıyıları olmakla birlikte Trakya ve Karadeniz’de de kendiliğinden yetişir. Halep çamı Adana yakınında çok küçük bir alanda kızıl çamlarla karışık olarak bulunur. Fıstık çamı ise Akdeniz çevresinde, Bergama, Aydın ve Muğla’da yaygındır. Ayrıca Karadeniz kıyılarında da bulunur.
Çam ağacının değeri öncelikle, kullanışlı kerestesinden ve kâğıt yapımında kullanılan selülozun kaynağı oluşundan gelir. Kuzey Am erika’ya özgü Veymut çamının (Pinus strobus) kerestesi özellikle evlerin iç bölümlerinde ve mobilya yapımında kullanılır. California kıyı şeridinin yerli bitkilerinden olan Monterey çamı (Pinus radiata) Avustralya’da ticari amaçla yetiştirilen çam türlerinin başında gelir. Avustralya’da iğneyapraklı ağaçlarm başka cins ve türleri bulunmakla birlikte, kıtanın yerlisi olan çam türü yoktur. Avrupa’ nın en değerli kerestelik ağaçlarından biri olan sarı çam İskandinav ülkelerinde ve SSCB’de geniş çapta yetiştirilir. Bu türün kerestesi inşaat işlerinde kullanılır ve telefon direği yapılır. Ayrıca tren yollarının ahşap bölümlerinde de bu çamın kerestesi kullanılır.
Çam ağaçlarının kabuklarından sızan reçine, çamın mantar hastalıklarından ve zararlı böceklerin saldırısından korunmak için ürettiği, antiseptik etkili bir savunma aracıdır. Reçineden boya ve vernik gibi yararlı ürünler elde edilir. Avrupa’da üretilen reçine ve terebentinin büyük bir bölümü uzun ve sert yaprakları, üç-dört tanesi bir arada ve her biri 15 cm kadar uzunlukta kozalakları olan sahil çamından (Pinus pinaster) çıkarılır. Ağacın kabuklarında açılan kesiklerden reçine yavaş yavaş sızar. Daha sonra kabuklar şeritler halinde kesilip çıkarılır; çıplak kalan yerlerin altına özel çömlekler bağlanarak ağaçtan sızan reçine toplanır.
Bazı çamların iri ve tatlı tohumları hayvanlar tarafından yenirken çevreye dağılırlar; böylece bitkinin üremesi sağlanır. Bu türlerin tohumları insanlarca da toplanıp kullanılır. Örneğin Akdeniz çevresine özgü fıstık çamının tohumları “çamfıstığı” adıyla bildiğimiz ve yemeklerde, tatlılarda kullandığımız yağlı tohumlardır.
Gerçek çamlar dışında, aynı familyalarda yer alan bazı iğneyapraklılara da japonçamı, japonşemsiyeçamı gibi adlar verilir.