Emperyalizm
Emperyalizm, Bir devletin başka bir devlet ya da devletler üstündeki egemenliği. Devletler, çok eski çağlardan bu yana emperyalist eğilimler göstermişlerdir. Emperyalizm terimini tarihçiler, hem imparatorluk hem de bu eğilimi gerçekleştirmeyi belirtmek için kullanırlar. Firavunların yönetimindeki Mısır'da başlayarak, pek çok devlet ya da imparatorluk, başka topraklar üstünde insanlardan çıkar sağlamışlarsa da, gerçek anlamıyla emperyalizm, XVI. yy'dan sonra, Yeni Dünya'da ve Doğu'da Avrupalı gezginlerin yeni topraklar bulmalarından sonra, gelişmiştir.
XIX. yy. sonunda ve XX. yy. başlarında, emperyalizmle sömürgecilik birbirine karışmış, güçlü Avrupa Devletleri (İspanya, Portekiz, Fransa, Büyük Britanya ve Hollanda), ABD ve Japonya, Güney Amerika, Asya ve Afrika ülkelerinden yararlanmışlar ve her seferinde siyasal egemenlik, özellikle bir ekonomik sömürü aracı olmuştur. Bunun nedeni, sömürgeciliğin ve emperyalizmin gelişmesinin, güçlü olma isteğinin ya da nüfus artışının zorlamasından çok, ilerlemiş ülkelerin sanayilerini ayakta tutma gereksinmelerinden kaynaklanmış tır.
Böylece bazı ülkeler,bağımsız kalmakla birlikte,büyük bir devletin etki alanına girdiklerinden bir çeşit sömürge durumuna düşmüşler, büyük devletlerin şirketleri, bu ülkelerin madenlerini ve tarım ürünlerini ucuza kapatmışlar, sanayileşmiş ülkeler, söz konusu ülkelerden hammadde alıp, işledikleri bu maddeleri yeniden onlara satarak büyük kazançlar sağlamışlar dır.
Günümüzde, yeryüzündeki sömürgelerin aşağı yukarı tümünün bağımsızlıklarını elde etmeleri sonucu emperyalizm de, genellikle uluslararası çapta bir tür işbölümü gerektiren yeni-sömürgecilik biçimini almıştır. Eski sömürgecilerin büyük bölümü hâlâ hammadde üreticisi kalmışlardır. Ticaretin uluslararası nitelik kazanması ve çokuluslu şirketlerin aralarında yaptıkları anlaşmalarla, bu ülkeler, sanayileşmeyi bir türlü başaramamıştır, bu yüzden de, az gelişmişlik durumundan kurtulamadıkları gibi; büyük devletlere ekonomik yönden bağımlılık zincirini de kıramamaktadırlar.