Çankırı
İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyi ile Karadeniz Bölgesi’nin batı kesimi arasında bir geçiş alanı niteliği taşıyan ilimizdir. Bu nedenle her iki bölgenin de doğa ve iklim özellikleri bu ilde görülür. Kuzeyde İlgaz Dağı’ndan güneyde İç Anadolu düzlüklerine kadar uzanan Çankırı ili topraklarında değerlendirilmemiş şifalı birçok madensuyu kaynağı vardır. Zengin bir tarihsel geçmişi olan il toprakları üzerinde Pontos Krallığı’nm temelleri atılmış ve krallığın ilk başkenti Kimiatene Çankırı’nın 40 km kuzeyinde kurulmuştur.
Çankırı ili nüfusunun üçte ikisi köylerde yaşar. İlin, nüfusu 10 binin üzerinde bir tek kenti vardır.
ÇANKIRI İLİNE İLİŞKİN BİLGİLER
YÜZÖLÇÜMÜ: 8.454 km2.
NÜFUS: 263.964 (1985).
İL TRAFİK NO: 18
İLÇELER: Çankırı (merkez), Atkaracalar, Çerkeş, Eldivan,
Eskipazar, İlgaz, Kızılırmak, Kurşunlu, Orta, Ovacık,
Şabanözü, Yapraklı.
İLGİ ÇEKİCİ YERLER: Kenbağ, Bülbül Pınarı, Derbent,
Kırkpınar, Işık Dağı orman içi dinlenme yerleri,
Fesleğen Bahçeleri; Salman Höyük; Gerdek Boğazı,
Kayadibi, Hisariçi, İnköyü, Delik kaya mezarları;
Samail Kaya Tünelleri; Cendere köyü mezar odası;
Çankırı ve Asar kaleleri; Çankırı Ulucamisi; Taş
Mescit (Şifahane); İmaret, Ali Bey, Yeni, Mirahor,
Pazar camileri; Çerkeş, İlgaz, Kurşunlu hamamları;
Çankırı Müzesi.
Doğal Yapı
Topraklarının kuzey kesimi Karadeniz Bölgesi’nde güney kesimi ise İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Çankırı oldukça dağlık bir ildir. Kuzey kesimini doğu-batı doğrultusunda uzanan İlgaz Dağı engebelendirir. İlin orta kesiminde gene doğu-batı doğrultusunda uzanan Köroğlu Dağları’nın güney yamaçları Kızılırmak Vadisi’ne doğru alçalarak düzlükler oluşturur. Aynı doğrultudaki bir çöküntü alanında ters yönlere doğru akan Devrez Çayı ile Çerkeş Suyu’nun vadileri bu dağları birbirinden ayırır. İlin öbür akarsuları Acı, Terme, Ulu ve Soğanlı çaylarıdır. Çankırı il sınırları içine girmeden Gerede Çayı adıyla anılan Soğanlı Çayı Kastamonu iliyle sınır çizdikten sonra Filyos Çayı’na karışır. Çankırı ili toprakları üzerinde kışın su toplayıp yazın suları çekilen birçok küçük göl bulunur.
Kuzey kesimi daha yağışlı olan Çankırı ilinde genellikle karasal iklim egemendir. Kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçer; iklim kuzeyden güneye doğru sertleşir. Çankırı ili doğal bitki örtüsü bakımından zengin sayılmaz. Köroğlu ve İlgaz dağları iğne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlarla kaplıdır. İlin orta ve güney kesimi bozkır görünümündedir.
Tarih
Salman Höyük ile öteki höyüklerde yapılan kazı ve araştırmalar Çankırı yöresine Tunç Çağı’nda yerleşikliğini gösterir. Hititler’e bağlı olan yörede Kaşkalar yaşıyordu. İÖ 1200’lerde batıdan Anadolu’ya gelen kavimlerden Paflagonlar buraya yerleşti. Daha sonra Çankırı, Kastamonu ve Sinop’u içine alan yöre, buralara yerleşen halkın adıyla Paflagonya (Paphlagonia) olarak anıldı. Çobanlıkla uğraştıkları için göçebe bir yaşam süren Paflagonlar, Anadolu’da yaşayan öteki kavimlerin çekindiği savaşçı bir topluluktu. Yörede özerk bir yönetim kurarak yaşarlarken, batıdan gelen Bitinler ve doğudan gelen Kimmerler ile bir süre çatıştıktan sonra Persler’e bağlandılar. İÖ 3. yüzyılda yörenin İlgaz kesiminde Pontos Devleti kuruldu. İÖ 2. yüzyılın sonunda batı kesimi Bitinler’in eline geçen Paflagonya, daha sonra Roma ve Bizans egemenliğine girdi.
1071’de Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’ya gelmeye başlayan Türkmenler’in yayılma alanlarından biri olan Çankırı yöresini 1082’de Emir Karatekin ele geçirdi. Haçlı Seferleri sırasında izlenen yol üzerinde yer almadığından bu dönemde savaş alanı olmayan yöre, uzun bir süre BizanslIlar ile Danişmendliler arasında el değiştirdi. Trabzon’da kurulan Trabzon Rum İmparatorluğu’ nun kısa bir süre için eline geçen il toprakları, Anadolu Selçukluları’nın, Candaroğullari nın ve Osmanlılar’ın yönetiminde kaldıktan sonra Moğollar tarafından yağmalandı. Yöredeki Candaroğlu egemenliğine Trabzon Seferi’ne çıkan Fatih Sultan Mehmed 1461’de son verdi ve Çankırı Osmanlı topraklarına katıldı.
Kurtuluş Savaşı sırasında İnebolu iskelesine getirilen silah ve cephane Ankara’ya Çankırı üzerinden ulaştırıldığı için bu dönemde bu ilimizin önemli bir yeri vardır.
Ekonomi
Çankırı ilinde halkın büyük çoğunluğu geçimini tarımdan sağlar. Buğday başta olmak üzere tahıl çeşitleri, baklagiller, kavun, karpuz ve patates elde edilen başlıca ürünlerdir. Hayvancılığın da önemli bir geçim kaynağı olduğu ilde çok miktarda koyun ve Ankara keçisi beslenir; arıcılık yapılır. Başlıca hayvansal ürünler tiftik, bal ve süttür. Sanayi alanında fazla gelişmemiş olan Çankırı ilinde kereste, yem, süt ürünleri, un, alçı, tuğla ve askeri donatım fabrikalan gibi küçük sanayi kuruluşları vardır.
Çankırı ilinde en önemlileri linyit, perlit, magnezit ve kayatuzu olmak üzere pek çok maden yatağı bulunur.
Çankırı ilinden Irmak-Zonguldak demiryolu geçer.
Toplum ve Kültür
Yerleşim yeri olarak çok eski bir tarihi olan Çankırı kenti ile çevresinde elde edilen buluntular burasının Roma döneminde önemli bir tıp merkezi olduğunu göstermektedir. Günümüze yalnızca Taş Mescit bölümü ulaşmış olan Alaeddin Keykubad döneminde yapılmış Şifahane’deki yılan kabartması, hekimliğin simgesi olarak bunun kanıtlarından biridir.
Çankırı ilinin köylerinde yalnızca aile gereksinimlerini karşılamak amacıyla kökboyası ile boyanan yünlü ve pamuklu dokumalar yapılmaktadır. Yörede yapılan keçe, kilim ve cicimler kendilerine özgü renk ve desenleriyle ilgi çekicidir. Çankırı yöresinde köklü bir halk edebiyatı, âşık geleneği vardır. Ahilik örgütünün kuruluşundan sonra tüm Anadolu’da yaygınlaşan “Yaren Toplantıları” Çankırı’da sohbet toplantıları adıyla yakın zamana kadar yapılmaktaydı. Kış aylarında haftada bir kez yapılan bu toplantılarda öğüt verici türküler söylenir, töreye uygun söyleşiler yapılırdı. Katılan büyüklerin baba, orta yaşlıların ağabey, gençlerin kardeş sayıldığı bu toplantıların belli bir düzeni ve kuralları vardı. Kardeşlik duygusunu benimsetmeyi amaçlayan bu toplantılar aynı zamanda gençler için bir eğitim yeriydi.
İl Merkezi: Çankırı
Günümüzde Tatlıçay’ın iki yakasına yayılmış olan Çankırı kentinin ilk yerleşim yerleri Tatlıçay’ın doğusundaki yamaçlardadır. Paflagonya sınırları içinde bulunan kentin adı “dişi keçi” anlamına gelen Gangra’ydı. Bu adı kente keçilerin otlamasına elverişli orman bitkilerinin bolluğundan ötürü Paflagonyalı çobanlar takmışlardı. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kangırı, Kengari biçiminde yazılan kentin adı halk arasında Çangırı olarak söylenirdi. Cumhuriyet döneminde kentin adı Çankırı oldu.
Kentin kuzeyinde Karatekin Tepesi’nde yer alan Çankırı Kalesi Romalılar döneminde yapılmıştır. Günümüzde de yıkıntıları kalan kale tarih boyunca sağlamlığıyla ünlüydü.
Kurtuluş Savaşı sırasında yaralıların bakımı için kentte bir hastane kurulmuştu. Bugün de Devlet Hastanesi ile Doğumevi ve Çocuk Bakımevi vardır. Eski yerleşme yerlerindeki evlerin korumaya alındığı kentin iki yakası, yedi köprüyle birbirine bağlanır. Kentteki tek yükseköğretim kurumu, Ankara Üniversitesi’ ne bağlı Çankırı Meslek Yüksekokulu’dur. Demiryolunun yanı sıra Kastamonu’yu Ankara’ya bağlayan karayolunun da geçtiği kentte gelişmiş bir sanayi yoktur.
Kentin nüfusu 41.420’dir (1985).