Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Kars

  • Okunma : 474
Kars Resim

Kars, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan bir sınır ilidir. İl topraklarının çeşitli yörelerinde eski uygarlıkların kalıntılarıyla karşılaşılır. Tarih boyunca birçok savaşa neden olan bu topraklar 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında birkaç kez Çarlık Rusya’sının askerlerince işgal edildi.

    Kuzey ve doğuda Gürcistan ve Ermenistan’a, güneydoğuda da İran’a komşu olan Kars, güneyde Ağrı, batıda Erzurum, kuzeybatıda Artvin illeriyle çevrilidir.

Doğal Yapı

Denizden yüksekliği ortalama 2.000 metreyi bulan Kars ili topraklarının önemli bir bölümü Erzurum-Kars ve Ardahan yaylalarından oluşur. Akarsu vadileriyle yer yer derin biçimde parçalanmış olan bu alandaki dalgalı düzlüklerden oluşan Erzurum-Kars Yaylası’na göre Ardahan Yaylası daha düzdür. Yöredeki dağların birçoğunun yüksekliği 3.000 metrenin üstündedir. Kars ilinin en yüksek noktası, aynı zamanda Türkiye’nin en yüksek noktası olan Ağrı Dağı’nın Büyük Ağrı Doruğu’dur. Büyük bölümü Ağrı ili topraklarında kalan Ağrı Dağı’nın bu en yüksek kesimi, Kars ilinin İğdır ilçesi sınırları içindedir. Eskiden yüksekliği 5.137 metre olarak bilinen bu doruğun, yapılan son araştırmalarla 5.122 metre yüksekliğinde olduğu hesaplanmıştır. Kars ilinde yer alan öteki önemli yükseltiler Akbaba, Kısır, Allahüekber dağları ile Aladağ ve Aşağıdağ’dır.

    Ortalama yüksekliği 850 metre olan İğdır Ovası, Kars ilinin en alçak kesimini oluşturur. Eskiden Sürmeli Çukur adıyla anılan bu ova, Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzey kesiminde Erzincan Ovası’ndan başlayarak batı-doğu doğrultusunda uzanan tektonik kökenli çöküntü alanı dizisinin en doğusunda yer alır. Genellikle yüksek ve dağlık bir alan üstünde bulunan il topraklarındaki bu çöküntü ovası kuytu olması nedeniyle tarıma elverişlidir. Türkiye sınırları dışında Alagöz Dağı eteklerine kadar uzanan İğdır Ovası’nın güney kenarında kırık (fay) çizgileri vardır. Bu ova önemli bir deprem kuşağı üstündedir.

    Kars ili topraklarından kaynaklanan suları Kura ve Aras ırmakları toplar. İkisi de Hazar Denizi’ne dökülen bu akarsulardan Kura Irmağı’nın başlıca kolu Posof Çayı, Aras Irmağı’nın en önemli kolu da Arpaçay’dır. Tuzluca’nın kuzeyine kadar Arpaçay, daha sonra da Aras Irmağı Türkiye ile SSCB arasında doğal sınır oluşturur. Aras Irmağı Türkiye’yi terk ettikten sonra da bir süre SSCB ile İran arasındaki sınırı belirledi.

    Kars ili sınırları içinde birçok doğal göl vardır. Bunların en önemlileri Çıldır, Kuyucuk, Aygır, Turna ve Deniz gölleridir. Gürcistan sınırında yer alan ve eskiden Hazapin Gölü olarak bilinen Aktaş Gölü’nün batı kesimi il sınırları içindedir. Arpaçay üzerinde sulama amacıyla kurulan Arpaçay Barajı’nın ardında suların birikmesiyle oluşan yapay gölün batı kesimi de il sınırları içinde kalır.

    Genellikle kara ikliminin etkisinde kalan Kars ilinde Doğu Anadolu Bölgesi’nin öteki kesimlerine göre bazı farklar görülür. Bölgenin öteki kesimlerinde en yağışlı mevsim kış ve ilkbaharken, Kars iline en çok yağış yazın düşer. Bölgenin en soğuk yörelerinden olan ve kışları kar yağışlı geçen Kars, yazın fazla ısınmaz. Karın kış süresince üç ayı aşkın yerde kaldığı Kars’ta bazı kışlar hava sıcaklığının —39°C’ye kadar düştüğü gözlenir. İlin bir başka özelliği de İğdır Ovası’nda çevreye göre çok farklı iklim koşullarının egemen olmasıdır. Kışları daha ılık, yazları ise sıcak ve kurak geçen İğdır Ovası’nda pamuk bile yetiştirilir.

    Sert iklim koşulları nedeniyle ilin doğal bitki örtüsü bozkır (step) görünümündedir. Ormanlar ise dağların yüksek kesimlerine kadar çıkar. Bu, ülkemizin başka yüksek kesimlerinde pek görülmeyen bir özelliktir. Ardahan, Göle ve Sarıkamış ilçelerindeki dağlarda soğuğa ve kuraklığa dayanıklı sarı çamlardan oluşan ormanlar vardır. Bu dağların ve platoların yüksek kesimlerinde yer alan ve yazın çayırlarla kaplanan yaylalar hayvancılık açısından büyük önem taşır.

Tarih

Yapılan birçok kazı ve araştırma, Kars ili topraklarının günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce başlayan Yontma Taş Devri’nden bugüne kadar oldukça hareketli bir yerleşim alanı olduğunu göstermektedir.

    İÖ 9. yüzyılda Urartu Krallığı’nın sınırları içinde olan yöre, İÖ 7. yüzyılda Kimmerler ile İskitler’in istilasına uğradıysa da Urartu yönetimi İÖ 6. yüzyıla kadar sürdü. Daha sonra Med ve Pers egemenliğine giren yörede Eski Yunan ve İran kaynaklarına göre öteki bazı halklarla birlikte Ermeniler de yaşıyordu. Araks olarak da adlandırılan ve Aras Irmağı’na adını verdiği sanılan bu bölgede İÖ 1. yüzyılda güçlü bir yönetim kuran Dikran egemenlik alanını kuzeyde Kura Irmağı’ndan güneyde Filistin’e kadar genişletti. Daha sonra Roma’nın yönetimine giren yöre, zaman zaman Partlar’ın saldırısına uğradı. İS 2. yüzyıl sonlarında Part soyundan gelen Arsaklılar’ın, 3. yüzyılda ise Sasaniler’in denetimine girdi. 7. yüzyıldan sonra Bizanslılar ile Araplar arasında el değiştiren bu' topraklar 11. yüzyılda önce Bizans’a sonra da Selçuklular’a bağlandı. 12. yüzyılda bir süre Kıpçaklar’ın elinde kaldıktan sonra Gürcüler’in yönetimine girdi. Anadolu Selçukluları ile Gürcüler arasında el değiştiren yöre, 1239’da Moğol istilasına uğradı. Altmordu Devleti, Karakoyunlu, Timur, gene Karakoyunlu, Akkoyunlu ve daha sonra da Safevi yönetiminde kalan yöre, 1534’te Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. Bu tarihten sonra Osmanlılar’ın bir sınır ili olarak Kars yöresi, 19. yüzyıl başlarına kadar birçok kez İran ve Rus saldırısına uğradı. Başarılı olmayan bu saldırılardan sonra yöre, 1882’de ve 1855’te Ruslar tarafından iki kez işgal edildiyse de kısa süreler içinde gene Osmanlı Devleti’ne geri verildi.

    1877’de gene Ruslar tarafından alman Kars yöresi, Ayastefanos Antlaşmasıyla Rusya’ya bırakıldı. 1917 Ekim Devrimi’nden sonra boşaltılan Kars, 1918’de imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması’na göre Osmanlı Devleti’nin sınırları içinde kaldı. Bundan sonra Ermeni güçleri tarafından işgal edilen Kars, yaklaşık bir ay sonra geri alındıysa da 1918 sonlarında bu kez İngilizler’in yönetimine girdi. Ruslar’ın çekilişinden sonra burada Ermeni işgaline karşı koymak amacıyla kurulan Kars Milli İslam Şurası adlı yerel hükümet, İngilizler tarafından dağıtıldı ve yöneticileri sürgüne gönderildi. Yöreyi Ermeni ve Gürcüler’in denetimine bırakan İngilizler’in çekilmesinden sonra Kars, 30 Ekim 1920’de kurtarıldı. 1921’de imzalanan Moskova ve Kars antlaşmalarıyla bugünkü kuzey ve doğu sınırlarına kavuşan Kars, cumhuriyetin ilanından sonra il yapıldı.

Ekonomi

İl halkının büyük bölümü geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlar. Ekime elverişli fazla toprağı olmayan Kars ilinde hayvancılık önemli bir gelir kaynağıdır. Yüksek yayla düzlükleri ile dağların yüksek kesimlerinde yer alan yaylalardaki çayırlar hayvancılık açısından değerli alanlardır. Yetiştirilen başlıca hayvanlar sığır ve koyundur. Yazın çıkılan yaylalarda geçici olarak kurulan ve yörede “zavod” denen mandıralarda hayvanlardan sağılan sütle tereyağı ve peynir yapılır. Kırkılan yünler ise dokumacılıkta kullanılır. Geleneksel olarak at yetiştiriciliğinin sürdürüldüğü Kars yöresinin ünlü hayvansal ürünlerinden biri de baldır.

    Tarımsal üretimin geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla Göle ve İğdır tarım işletmeleri kurulmuştur. Başlıca ürünler şekerpancarı, buğday, arpa, patates, kayısı, elma, karpuz ve kavundur. Çevresine göre tarıma daha elverişli doğal yapı ve iklim koşulları olan İğdır Ovası’nda yaygın olarak sebzecilik, meyvecilik yapılır; pamuk yetiştirilir.

    Kars ilinde sanayi ve ticaret genellikle tarıma dayalıdır. Kaşarpeyniri ve tarım araç gereci üreten, oto onarımı yapan canlı bir küçük sanayisi olan ildeki başlıca sanayi kuruluşları et, süt ürünleri, deri, ayakkabı, dokuma, yem, çimento, tuğla ve kiremit fabrikalarıdır. Yeraltı kaynakları açısından pek varlıklı olmayan il topraklarında magnezit ve asbest yatakları vardır. Kars ilinin doğal hayvan varlığı arasında yer alan yaban horozları için Posof’ta bir koruma alanı kurulmuştur.

Toplum ve Kültür

19. yüzyıl boyunca ve 20. yüzyıl başlarında işgal, savaş ve karışıklıklar içinde yaşayan Kars yöresinin tarih boyunca renkli bir etnik yapısı olmuştur. Kars’ın toplumsal yapısı bu çeşitli ulusların kültürel gelenekleriyle biçimlenmiştir. Ayrıca Kars’a çeşitli dönemlerde birçok Türk boyunun yerleşmesi yörenin zengin bir folklora ve değişik ağız özelliklerine sahip olmasını sağlamıştır. Kars yöresinin 40 yıl Rusya’nın yönetiminde kalması da kültürel ve toplumsal biçimlenmeyi etkilemiştir. Örneğin tarlaların derin biçimde sürülmesini sağlayan ve kotan adıyla anılan büyük pulluklar yöreye Ruslar tarafından getirilmiştir. Tek kotanla kısa zamanda tarlanın sürülmesi bitirilemediğinden birkaç ailenin güçlerinin birleştirilmesiyle yapılan ve Anadolu’nun öteki yörelerinde “imece” denen ortak çalışmaya Kars yöresinde modgam denir. Kars köylerinde temmuz ayının adı kofanayı9dır. Kotanayında Kars köyleri bir hareketlilik içine girer. Kotan sürerken uyuşukluğu önlemek hız kazanmak için koro halinde “horavel” adı verilen türküler söylenir. “Kotanlama” denilen atışmalar ise işe bambaşka bir renk katar.

    Bugün ildeki başlıca eğitim ve kültür kurumu Atatürk Üniversitesi’ne bağlı Kars Veteriner Fakültesi’dir. Özellikle Ani kenti kalıntıları arasında yapılan kazılarda ele geçen arkeolojik yapıtlar Kars Müzesi’nde sergilenmektedir.

İl Merkezi: Kars

İlin orta kesiminde yer alan kent iki bölümden oluşur. Kars kentinin eski merkezini oluşturan Kars Kalesi’nin günümüzden yaklaşık 3.000 yıl önce yapıldığı sanılmaktadır. Savaşlar ve depremlerle birçok kez yıkılan kale, son olarak 16. yüzyılda Osmanlılar tarafından onarılmıştır. Eski kent, Kars’ın simgesi sayılan kalenin eteklerinden Kars Çayı’nın kıyısına kadar uzanır. Kentin bu bölümünde dar sokaklı eski mahalleler yer alır. Kentin yeni bölümü Kars Çayı’nm doğusundan başlayarak doğuya ve güneye doğru yayılır. Yeni kentin temelleri 1878’de buraya yerleşmeye başlayan Ruslar tarafından atılmıştır. Kendi kültürlerinin ürünü olan bir mimarlık anlayışıyla yapılan bu bölüm, bir Rus kentini andırıyordu. Kaldırımlı geniş caddelerin kenarında sıralanan genellikle iki katlı evler, büyük taşlarla yapılmış sağlam yapılardı. Bu kalın duvarlı konutlar, oda duvarlarının kesiştiği köşeye yerleştirilen ve galanka adıyla anılan büyük bir sobayla ısıtılırdı. Çift camlı ve küçük pencereli olan, kültürel açıdan önem taşıdığından korunması gereken bu evler, yerlerine yeni bina yapmak için yıkıldığından oldukça azalmıştır. Kentin doğu kesiminde askeri alanlar yer alır.

    Tarihi boyunca bir sınır kenti olma özelliği taşıyan Kars kenti askeri açıdan önemli bir yerleşim yeriydi. Kars kenti günümüzde ilin en önemli bitkisel ve hayvansal ürünler ticareti, sanayi ve hizmet merkezidir. Kent, Türkiye’nin öteki yerleşme merkezlerine kara ve demiryollarıyla bağlanır.

    Kentin nüfusu 69.293’tür (1985).

Kars İline İlişkin Bilgiler

Yüzölçümü: 18.557 km2.

Nüfus: 722.431 (1985).

İl Trafik No: 36.

İlçeler: Kars (merkez), Akyaka, Aralık, Ardahan, Arpaçay, Çıldır, Digor, Göle, Hanak, İğdır, Kağızman, Posof, Sarıkamış, Selim, Susuz, Tuzluca.

İlgi Çekici Yerler: Ağrı Dağı; Sarıkamış kış sporları ve kayak tesisleri; Soğuksu ve Karıncadüzü orman içi dinlenme yerleri; Kars, Ardahan ve Şeytan kaleleri; Ani kenti kalıntıları arasındaki surlar, Büyük Katedral, Surp Gregor Kilisesi, Çoban Kilisesi, Keçeli (Halaskâr) Kilisesi, Ebul Muammeran ve Menuçehr camileri; Kars Havariler Kilisesi; Paşa Sarayı; Evliya Camisi; Taş Köprü; İğdır Selçuklu Kervansarayı; Kars Müzesi.

Kars Resimleri