Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Çeşme

  • Okunma : 391
Çeşme Resim

Çeşme, bir depo ya da kaynaktan borularla getirilen suyun kullanım amacıyla akıtıldığı bir yapıdır. En yalın biçimiyle çeşme, bir su haznesi, suyun aktığı bir lüle ya da musluk ve bir yalaktan oluşur. Çeşmeler, kimi zaman görkemli bir mimarlık yapıtı özelliği taşır. Suyun borularla evlere taşınmadığı eskiçağlarda, insanlar su gereksinimini kuyular, kaynaklar ve çeşmelerden sağlardı. Köylerde günlük yaşamda köy çeşmesinin önemli bir yeri vardı. Türkiye’de günümüzde de köy ve mahalle çeşmeleri vardır.

    Eski Yunanlılar çeşmelerini genellikle su perilerine ve tanrıçalara adarlar ve bazen de çeşme yakınında bir tapmak yaparlardı. Korinthos kentindeki bir çeşme, efsaneye göre, ölen oğulları için akıttığı gözyaşlarından pınarlar oluşan, Pirene adlı su perisine adanmıştı. Romalılar’da da çeşmelerini adamak geleneği vardı ve yılın belli bir günü çeşme şenliği olarak kutlanırdı.

    Roma kentlerinde, depolardan borularla getirilen su yalnız hamamlara, saray ve büyük yapılara değil, yoksul insanların su aldığı halk çeşmelerine de verilirdi. Genellikle sokak köşelerinde bulunan bu çeşmelerin çoğu, ağızlarından su akan insan ya da hayvan başı kabartmaları ile bezeliydi.

    İtalya ve öteki Akdeniz ülkelerinde çeşmeler hâlâ su gereksinimini karşılamakta kullanılır. Genellikle kabartmalarla süslü olan çeşmeler, çoğu zaman kent ya da köy alanlarında yer alır. İşlevsel çeşmelerden başka, bir de heykellerle bezeli, kat kat havuzları olan çeşmeler vardır. Rönesans’la birlikte figürlü çeşmelerin yanı sıra, çeşitli su oyunlarının öne çıktığı çeşmeler yapıldı. Roma’da Barok üsluptaki Dört Irmak Çeşmesi ve Trevi Çeşmesi çok ünlüdür. Bu türden çeşmeler İtalya’dan öteki Avrupa ülkelerine yayılmıştır.

    Köylerde su doldurmak üzere testilerle gelinen çeşme başı, aynı zamanda köylülerin buluşma yeridir.

    Anadolu Türk mimarlığında çeşmeler kent mimarlığının önemli öğeleri arasındadır. Günümüzde hâlâ varlığını sürdüren birçok çeşme, yapıldıkları dönemin mimarlık üslubunu yansıtır. 13. yüzyıldan kalan az sayıda çeşme arasında, Konya’da Sahipata Camisi, Sivas’ta Gök Medrese ve Afyonkarahisar’da Çay Medresesi çeşmeleri sayılabilir. Osmanlılar’ da, kent içi suyollarının yapıldığı Kanuni Sultan Süleyman döneminde çeşmeler çoğalmıştır.

    Klasik Osmanlı mimarisinde sivri kemerli, yalın bir görünümü olan çeşmeler, Lale Devri’nde süslü yüzleriyle anıtsal bir görünüm kazandı. Ayasofya’nın yanında ve Üsküdar’ da III. Ahmed adına yapılmış olan çeşmeler ile Tophane Çeşmesi, dört yüzü bezeli anıtsal çeşmelerdir. Üsküdar’daki Saadeddin Efendi Çeşmesi Rokoko üslubun, Nuruosmaniye Çeşmesi Barok üslubun özelliklerini taşır. Sultanahmet’teki Çevri Kalfa Çeşmesi, Maçka’daki Bezmialem Valide Sultan Çeşmesi ve Talim hane’deki II. Mahmud Çeşmesi, Ampir üslupta yapılmış çeşmelerdir. 1914’te yapılmış olan Kısıklı Çeşmesi’nde, Klasik Osmanlı üslubunun yeniden canlandığı görülür.

    Sokak çeşmelerinin yanı sıra saray ve konakların içindeki çeşmeler de mimarlık ve heykel sanatının çok özgün örneklerini oluşturur. Topkapı Sarayı’nda III. Murad Odası ve I. Abdülhamid’in yatak odasındaki çeşmeler anılmaya ve görülmeye değer seçkin örneklerdir.

Çeşme Resimleri