Girit'in fethi
Girit'in fethi, Akdeniz'in doğu kesimindeki Girit adasının Osmanlı ordusu tarafından ele geçirilmesiyle sonuçlanan uzun savaşlara topluca verilen ad. Venedik egemenliğinde bulunan, tahkim edilmiş ve yer yer kaleler yapılmış Girit adasına, Türk deniz ticaret yolları üstünde yer aldığından XV. yy'dan başlanarak sık sık seferler düzenlendiyse de, hiçbir sonuç alınamadı. 1645'te Osmanlı devletinin adaya asker çıkarma ve ele geçirme kararı almasından sonra, Kaptanıderya Yusuf Paşa 70 000'i aşkın asker taşıyan Osmanlı donanmasıyla 30 Nisan 1645'te İstanbul'dan yola çıktı ve 24 Haziran 1645'te adaya çıkarma başladı. Adanın ikinci büyük kalesi Hanya 27 Haziran'da, ancak iki ay süren şiddetli çarpışmalardan sonra ele geçirildi. Ama Venedikliler öbür kaleleri iyice tahkim ettiler. Deli Hüseyin Paşa'nın serdarlığa atanmasının (1646) ardından, bir ay süren bir kuşatmadan sonra 15 Kasım 1646'da Resmo kalesinin de alınmasından sonra, Osmanlı ordusu 7 Temmuz 1647'de adanın en büyük kalesi Kandiye'yi kuşattı. Ama Girit'in merkeze uzaklığı, donanmanın kuşatma altındaki Venediklilerin yardım almasını önleyememesi ve Osmanlı devletindeki siyasal kargaşa nedeniyle, kuşatma kaldırılmak zorunda kalındı. Yirmi iki yıl sonra Mehmet IV döneminde, Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın iki buçuk yıl süren savaşların ardından 27 Eylül 1669'da Kandiye'yi almasıyla, Girit'in fethi tamamlanmış oldu. Bir eyalet haline getirilen Girit adası, 10 Ekim 1912'de Yunanistan tarafından ilhak edilene kadar, Osmanlı yönetiminde kaldı.