Güneydoğu Asya Sanatı
Asya’nın güneydoğusunda yer alan Birmanya, Tayland, Laos, Kampuçya, Vietnam, Malezya, Singapur, Endonezya ve Filipinler gibi ülkeler hem doğal yapı ve iklim, hem de tarihleri ve kültür birikimleri açısından benzer özellikler gösterirler. Bu ülkelerin edebiyatı, resim, heykel ve gösteri sanatları bölgede yaşayan halkların yaşam biçimlerini, gelenek ve göreneklerini, inançlarını ve dünyayı algılama biçimlerini yansıtır.
İS 1. yüzyılda Hintli tüccarlar aracılığıyla yöreye yayılan Hindu dini ve Budacılık, bölgenin gelenekleri ve dinsel inançları içerisinde yoğrularak değişikliğe uğramıştır. Güneydoğu Asya’nın kültürel gelişimi Hindistan’dan önemli ölçüde etkilenmiş olmakla birlikte, yörenin kendine özgü kültürel öğeleri günümüze kadar bozulmadan ulaşabilmiştir.
Baharat bakımından zengin bir bölge olan Güneydoğu Asya öteden beri Hintli tüccarların yanı sıra Avrupalı ve Müslüman tüccarların da ilgisini çekiyordu. 15., 16. ve 17. yüzyıllarda bölgeye Portekizli, Hollandalı, İngiliz ve Fransız sömürgeciler akın etti. 19. yüzyılda Birmanya İngilizler’in, öteki bölgeler ise Fransızlar’ın egemenliği altına girdi. O yıllarda bölgede yayılmaya başlayan Hıristiyanlık ile İslam dininin Güneydoğu Asya kültürü üzerinde önemli bir etkisi olmadı.
Bölgede yapılan kazılar ve araştırmalar, Güneydoğu Asya sanatının, yüzyıllar süren sömürgecilik dönemi boyunca eski canlılığını yitirmiş olmakla birlikte, kendine özgü kültürel değerleri yitirmediğini göstermiştir. Birmanya ve Tayland’daki buluntular Güneydoğu Asya ülkelerinin tarihöncesi çağlardan beri kültürel açıdan etkin ve yaratıcı bir varlık gösteremediği, daha da ötesi batı kültürünün etkileriyle biçimlendiği yolundaki genel kanının doğru olmadığını kanıtlamıştır.
Heykel ve Mimarlık
Güneydoğu Asya oldukça sık bir orman örtüsüyle kaplı olduğundan ilk oyma işlerinde doğal olarak ahşap kullanıldı. Altın, gümüş ve tunç işçiliğinin de oldukça erken dönemlerde geliştiği sanılmaktadır. Vietnam’da Hanoi yakınlarında bulunan, İÖ 4.-1. yüzyıllar arasındaki Dong Son kültürüne ait tunçtan yapılmış tören davullarına Güneydoğu Asya’nın öteki yörelerinde de rastlanmıştır.
Güneydoğu Asya sanatında Hindistan etkisinin en güçlü olduğu alanlar heykel ve mimarlıktır. Budacılık ve Hindu dininin en çok yaygın olduğu Birmanya, Tayland, Laos ve Kampuçya’daki tapmaklar, dev boyutlu Buda heykelleri, kabartmalar ve simgeler Eski Hint ve İS 9.-13. yüzyıllar arasında Kampuçya’da yaşamış Khmer uygarlığının özelliklerini taşır.
Tapınaklar ve dinsel yapılar yöreye ve ülkeye göre değişik adlar taşırlar. Örneğin Tayland’da tapınak gruplarına ve manastırlara vat, Birmanya’da pagoda, Sri Lanka’da dagoba denir. Hindu tapınakları merkezde çan biçimli bir kubbeyle, kat kat alçalarak kubbenin çevresini saran teras biçimli yapılardan oluşur. Bu tapınaklar genellikle dayanıklı ve sert taşlardan ya da Birmanya’nın ilk ve tarihsel başkenti Pagan’daki tapınak ve türbelerde olduğu gibi tuğladan yapılmıştır. Birmanya’da Rangun’da yaklaşık 15. yüzyıldan kalma Shve Dagon Tapınağı, Kampuçya’da Khmer döneminden kalma Angkor Vat ve Angkor Thom tapınak kentlerindeki yapılar çeşitli heykel ve kabartmalarla bezenmiştir. Kabartmalarda Mahabharata, Ramayana gibi eski Hint destanları ile Buda’nın kişiliğini ve daha önceki yaşamlarını konu alan Cataka öyküleri anlatılır. Tapınakların büyüklüğü kralların gücünün göstergesiydi. Örneğin Khmer Kralı II. Suryavarman’ın yaptırdığı Angkor Vat, 1.550 metre uzunluğunda ve 1.400 metre genişliğinde bir alanı kaplıyordu.
Tapınakların iç bölümünde Hindu tanrılarından Şiva ve Vişnu'nun ya da Buda ve bodhisattva'nın (geleceğin Buda’sı) taş ya da tunçtan yapılmış heykelleri yer alır. Birmanya’daki ilk krallıklardan olan Pegu Krallığından (1387-1539) kalma 60 metre boyundaki uzanmış dev Buda heykeli Güneydoğu Asya’daki örneklerinin en büyüğüdür. Güneydoğu Asya sanatında yaygın biçimde kullanılan aslan, yılan, timsah gibi hayvan figürleri Hindu dini ve Budacılık’ta önemli bir yeri olan doğaüstü güçleri ve koruyucu ruhları simgeler.
Heykellerde ve kabartmalarda kullanılan simgeler yöreye göre değişir. Sözgelimi doğaüstü bir güç olan naga Birmanlar’da taçlı bir yılan, Monlar’da timsah, Khmer ve Endonezya kültürlerinde dokuz başlı bir yılan olarak gösterilmiştir. Simgesel hayvan figürleriyle bezenmiş duvar resimleri ve duvar panolarından pek azı günümüze ulaşabilmiştir.
Güneydoğu Asya’daki öteki sanat türleri Hindistan kökenli batik ve ikat dokumacılığı, müzik, dans ve wayang denilen kukla tiyatrosu ve gölge oyunlarıdır. Batik özellikle Endonezya ve Filipinler’de, ikat ise Kampuçya’da yaygındır. Bu dokumalar karmaşık ve ince desenleriyle eşsiz güzelliktedir.
Müzik ve tiyatro
Müzik ve dansın kökenleri dinsel törenlere dayanır. Vurmalı çalgılardan oluşan gamelan orkestralarındaki çalgı türleri ülkeye ve yöreye göre değişir. Endonezya’da Bali ve Cava’daki orkestralarda vurmalı metal çalgılar kullanılır. Laos, Tayland ve Kampuçya’da metal ve ahşap vurmalılar üflemeli çalgılarla birlikte kullanılır. Müzik son derece ritmik, ama melodi yönünden zayıftır. Tayland, Kampuçya ve Laos müzikleri Hint kökenlidir ve birçok benzerlikler taşırlar. Tayland’da saraydaki törenler ve tiyatro oyunları için müzik yapan orkestralara p i phat; köylerde eğlence müziği yapanlara kruang sai; solo ve koro seslerin yaylı, üflemeli ve vurmalı çalgılara eşlik ettiği orkestralara ise mahori adı verilir.
Güneydoğu Asya’da müzik, dans ve tiyatro genellikle bir arada ve uyum içindedir. Danslar yöreye ve dansın türüne göre maskeli ya da maskesiz olarak yapılır. Bir öyküyü ya da bir olayı anlatan danslarda genellikle maske kullanılır. Savaş sahneleri dışında tempo ağır, hareketler abartısız ve ölçülüdür. Danslarda, gölge ve kukla tiyatrolarında genellikle Ramayana ve Mahabharata gibi Eski Hint destanları anlatılır. Giysiler, makyaj ve sahne dekorları son derece zengin, renkli ve göz alıcıdır.
Gölge oyunlarının ve kukla tiyatrosunun başlıca kişileri tanrılar, yarıtanrılar, krallar, prensesler, efsane kahramanları ve soytarılardır. Karakterler müzik eşliğinde dans ederek, duygu ve düşüncelerini mim yoluyla anlatırlar.
Kampuçya’da nang sbek, Tayland’da lakonnai, khon ve likay, Birmanya’da zat pwe, Endonezya'da wayang kulit, Vietnam’da hat cheo adıyla bilinen oyunların kökeni çok eski tarihlere dayanır.
Hint kültürünün Güneydoğu Asya kültürü üzerindeki etkileri dil alanında da belirgindir. Eski Hint metinlerinin yazıldığı Sanskrit dilinin bölgede egemen oluşu, yerel dillerde edebiyatın gelişimini önemli ölçüde yavaşlattı. Yerel dillerde edebiyat yüzyıllar süren Çin istilaları ve sömürge yönetimine karşı gelişen ulusalcı hareketlerin etkisiyle 14.-15. yüzyıllarda yeniden canlanarak hızla gelişmeye başladı.
Tayland. Birmanya ve Laos gibi ülkelerde çok eski bir şiir geleneği olduğu bilinmekle birlikte, bugüne kadar Güneydoğu Asya edebiyatına ilişkin köklü ve kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır.
Bu maddede adı geçen ülkelerle ilgili ayrıntılı bilgiyi kendi sayfalarında bulabilirsiniz.