Hac
Hac, Dinlerin kutsal savdığı yerlerin, bu dinlerden kjşiler tarafından yılın belli aylarında ziyaret edilmesi. Hindistan, en eski hac yerlerinden biri olarak kabul edilir. Ganj ırmağı kıyısındaki Benares'i görmek ve kutsal ırmağın sularında yıkanmak, bütün hinduların ortak isteğidir. Eski Yunan, Mısır, İsrail ve Japonya'da da hac ziyaretleri yapıldığı bilinir. Hıristiyan dini haccı giderek yaygınlaştırmış, Kudüs dışında da bazı yerleri hac ziyareti yeri olarak kabul etmiştir. Türkiye'de Efes (İzmir) de bu hac yerleri arasındadır.
İslâm'da hac, dinin beş farzından biridir ve dinsel bir görev olarak Mekke'de Kâbe'yi ziyaret etmeyi gerektirir. İslâm dininde hac ziyaretini yerine getirmek bazı koşullara bağlıdır: Yolculuğun giderlerini rahatça karşılayabilecek maddi olanakları bulunmak, borçlu olmamak, sağlık açısından yolculuğu engelleyici bir durumda bulunmamak, giderken geride bıraktığı bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, kendisi hacda bulunduğu süre içinde geçimini sağlamış olmak, vb.
Hac ziyaretini yapan kişilere "hacı" denir. Hacılar, hac töreninden sonra genellikle Medine'ye giderek Hz. Muhammed'in kabrini ziyaret ederler. Araplar için İslâm'dan önce de kutsal bir yeri olan ve her yıl ziyaret edilmesi gereken Kâbe dünyanın dört bir yanından gelen çeşitli uluslardan kişilerin yılda bir kez karşılaşmalarına olanak sağlayarak, bir İslâm kardeşliği havası yaratır.
Dünyanın dört bir yanından hacca gidenlerin sayısı, her yıl bir milyon kişiyi bulur; bazı yıllarsa aşar. Hac günü, 7 yılda bir cuma gününe rastlar. O yılki hacca "haccülekber" ("büyük hac") denir. Daha makbul sayılan bu hac yıllarında, gerek Türkiye'den gerek öbür ülkelerden hacca gidenlerin sayısında artış olur.