Sinagog
Sinagog ya da öbür adıyla havra, Yahudiler’in ibadet etmek amacıyla toplandıkları yerdir. Sinagog,
İbranice’de “toplantı evi” anlamına gelen Yunanca kökenli bir sözcüktür. Sinagogların çok eski bir geçmişi olduğu, en az 2.000 yıl önce ortaya çıktığı ya da önem kazandığı bilinmektedir.
Sinagoglarda, On Emir’in “Kendin için oyma put yapmayacaksın” diye başlayan ikinci emrindeki yasağa uygun olarak, put sayılan heykel ya da resimler bulunmaz. Sinagogların genellikle doğuya bakan duvarında küçük bir dolap vardır. Bu dolapta parşömen tomarlar üzerine yazılmış Tevrat bulunur. Parşömenlerde Hz. Musa’nın beş kitabı İbranice yazılıdır ve işli bir örtüye sarılarak, gümüş eşyalarla süslenmiş olarak saklanır. Önünde sürekli yanan bir lambanın asılı olduğu bu dolaba Kutsal Sandık adı verilir. Kutsal Sandık’ın önünde ya da sinagogun ortasında ayinlerin yönetildiği yüksekçe bir yer bulunur.
Sinagogda her gün ayin yapılabilmesi için en az 10 erkeğin bulunması gerekir. Ayinler genellikle kutsal dinlenme günleri sayılan cuma, cumartesi sabahları ve akşamları ile bayramlarda düzenlenir. Ayinleri bilgi ve görgü sahibi herhangi bir Musevi erkek yönetebilir. Törenlerin önemli bir bölümünde
ilahiler söylendiği için, birçok sinagogda özel olarak eğitilmiş şarkıcılar görevlendirilir. Haham, bir rahipten çok bir öğretmendir ve başlıca görevi ayinlerde dinsel öğütler vermektir. Bu öğütler genellikle Tevrat ve Kutsal Kitap’ta yer alan metinlere dayanır.
Sinagogların çoğunda erkekler başlarını örtmek zorundadır. Sabah ayinlerinde omuzlarına dua şalı alırlar. Bu şalı Kutsal Sandık’ı açmak, kutsal metinlerden birini okumak ya da ayinin bir bölümünü yönetmek için çağrıldıklarında da kullanırlar. Tevrata sıkı sıkıya bağlı gelenekçi sinagoglarda kadınlar erkeklerden ayrı otururlar. Çağdaş ve daha hoşgörülü sinagoglarda ise ayinlere kadın erkek bir arada katılır.
Her sinagogda, ibadet edilen bölüm dışında, çocuklara dinsel bilgilerin verildiği sınıflar ve toplantı odası da bulunur.