Tekke ve Zaviyeler
Tekke ve Zaviyeler, tarikat etkinliklerinin yürütüldüğü yapılardır. Tekke anlamında dergâh, hankâh, âsitane sözcükleri de kullanılır. Bazı tarikatlarda hankâh ve âsitane yalnızca merkez tekkeye denir. Zaviyeler ise, daha çok kırsal alanlarda kurulan ve farklı işlevleri olan yapılardır.
Tekke yapılarının büyüklüğü tarikatlara göre değişir. Tek bir mekândan oluşan tekkelerin yanı sıra, geniş alana yayılmış birçok yapıyı barındıran külliye görünümlü tekkeler de vardır. Ayrıca daha çok sınırlarda kurulan, ribat adı verilen dinsel ve askeri amaçlı korunaklı yapılar da bir tür tekke sayılır.
Tekkelerin tek bir mekândan oluşanları genellikle tarikata bağlı kişilerin haftanın belirli günlerinde bir araya geldikleri, tarikata özgü törenleri düzenledikleri yapılardır. Birden çok mekândan oluşanlarda ise tarikat etkinliği daha geniş ve süreklidir. Böyle tekkelerde, genellikle şeyhin ailesiyle oturduğu ayrı bir yapı, dervişlerin sürekli ya da geçici olarak barındıkları yapılar, aşevi, çamaşırhane, hamam gibi yerler ve tarikata bağlı kişilerin toplanıp ayin, sohbet ya da zikir denilen törenlerini düzenledikleri ayrı bir mekân bulunur. Merkez tekkeler doğal olarak daha çok mekândan oluşur. Örneğin Bektaşi tarikatının merkezi olan, Nevşehir'e bağlı Hacıbektaş ilçesindeki Hacı Bektaş Veli Dergâhı üç avluya açılan bir yapılar topluluğu biçimindedir. Bu yapıların başlıcaları Hacı Bektaş Veli Türbesi, Balım Sultan Türbesi, aşevi, kilerevi, mihmanevi (konukevi), çamaşırhane, hamam, meydan (ayinlerin yapıldığı yer), muhabbet divanı ve mescittir. Eskiden var olduğu bilinen erzakevi ile ekmekevi yıkılmıştır. Mevlevi tarikatının merkezi olan Konya’daki Mevlana Dergâhı da Mevlana Türbesi, semahane (ayinlerin yapıldığı yer), mescit, mutfak, derviş hücreleri ile dede ve çelebi dairelerinden oluşur.
Tekkelerin içinde tarikat büyüklerinin gömüldüğü türbeler, tekke bahçesinde de daha çok dervişlerin gömüldüğü, hazire adı verilen küçük mezarlıklar bulunur.
Zaviyeler de özelliklerine göre tarikat zaviyeleri, Ahi zaviyeleri ve zaviyeli camiler olarak üçe ayrılır. Tarikat zaviyeleri daha çok kırsal alanda ve yolların üzerinde kurulur. Tekkeler gibi tarikata bağlı kişilerin yaşadığı, törenlerini düzenlediği bir yer olmanın yanı sıra, yolda geçenlerin barınma, yeme içme gibi gereksinimlerini de karşılar. Bu yönüyle de tekkeden ayrılır. Zaviyeler giderlerini vakıf yoluyla karşıladıkları gibi, yöredeki vakfedilmiş topraklan dervişler eliyle ekip biçenlerine de rastlanmıştır. Ahi zaviyeleri kırsal alanlardan çok yerleşim yerlerinde kurulmuştur. Tekkelerin ve tarikat zaviyelerinin taşıdığı özellikler Ahi zaviyelerinde de vardır. Ama bir amacı da gençleri Ahi gelenekleri içinde eğitmek, esnaf ve zanaatçıları örgütlemektir. Zaviyeli camiler ise Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde (13.-15. yüzyıllar) görülmüş özel bir yapı biçimidir. Bu yapılarda, bilinen cami mekânının yanında yan mekânlar yer alır. Bu mekânların işlevi tam olarak aydınlanmamış olmakla birlikte, Osmanlı Devleti’ nin kuruluş döneminde yönetimde önemli rol oynamış olan Ahiler’in toplandıkları, toplumsal, ekonomik, siyasal sorunları görüştükleri yerler oldukları sanılmaktadır.
İslam dünyasının hemen her yerinde yaygın biçimde bulunan tekke ve zaviyeler Türkiye’ de 1925’te çıkarılan bir yasayla kapatılmış, tarikat etkinlikleri de yasaklanmıştır. Sonradan bazı tekke yapılan müze olarak ziyarete açılmıştır.