Katakomp
Katakomp, yaklaşık 2.000 yıl önce Roma’da, ilk Hıristiyanlar’ın ölülerini gömmek amacıyla yeraltına oydukları mezarlara verilen addır. Roma katakompları uzun galeriler, küçük odalar ve geçitler biçimindeydi. Gömme işlemi genellikle dinsel törenler eşliğinde yapıldığından, katakomplara kutsal yer gözüyle bakılırdı.
Katakomp sözcüğü ilk kez Roma yakınlarında yer alan San Sebastiano Bazilikasındaki yeraltı mezarları için kullanıldı. Daha sonraları sözcüğün kapsamı genişlemiş ve ölülerin gömüldüğü yeraltı mezarlarının tümü için kullanılmıştır. Ölüleri yeraltına gömme geleneği yalnızca Romalılar’a ya da Hıristiyanlar’a özgü değildir. İtalya’nın başka kentlerinde, Sicilya’da, Malta’da, Mısır’da, Lübnan ve Tunus’ta da birçok katakomp vardır. Bir bölümü gezmeye açılan Roma katakomplarının ünü, bilinen katakompların en büyüğü olmasından gelir.
Hıristiyanlık’m ortaya çıkışından sonraki ilk iki yüzyılda başta Neron olmak üzere bazı Roma imparatorları yeni dini yasaklayarak Hıristiyanlar’ı cezalandırdı. İnançları uğruna ölümü göze alan ilk Hıristiyanlar katakomplarda gizlice ibadet etmeye başladılar. 3. yüzyılın ortalarında katakomplar güvenilirliğini yitirince, Hıristiyanlar katakomp girişlerini duvarla örerek gizlediler.
Hıristiyanlık Bizans İmparatoru Constantinus zamanında yasallaşınca, katakomplar hacıların ziyaret ettiği kutsal ibadet yerleri olarak kullanılmaya başlandı.
410’da Gotlar’ın Roma’yı istilası sırasında katakompların girişi Hıristiyanlarca mühürlenerek kapatıldı. Bu yeraltı mezarlarının girişi öyle büyük bir ustalıkla gizlenmişti ki, girişlerden biri ancak 1578’de bir rastlantı sonucu ortaya çıkarıldı. Günümüzde katakompların çoğu açık olmakla birlikte, keşfedilmemiş daha birçok katakomp olduğu sanılmaktadır.
Katakompların bazıları birkaç katlı, Roma yakınlarındaki San Sebastiano Katakompu ise dört katlıdır. Galerilerde, yapıldığı dönemden kalma mihraplar, kabartma desenlerle süslenmiş mezarlar, duvarlarında çeşitli kabartma resimler ve ölülerin gömüldüğü oyuklar vardır. Bu oyuklar o dönemde tuğla ya da taşlarla örülerek kapatılmışsa da, zamanla çoğu yıkıldığından, katakompu gezenler iki sıra iskelet arasından yürüyerek dolaşırlar.