Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Hiyeroglif

  • Okunma : 785

Hiyeroglif, Eski Mısırlıların dili yazıya geçirmek için kullandıkları düşünyazı (ideogram) sisteminde temel birim. Hiyeroglifte her imge, nesnelerin, varlıkların bütününün ya da bir parçasının görüntüsüdür; bunlar, yaşayan canlıların, bitkilerin, astronomi, coğrafya, vb. olaylarının,yapıların, sanat yapıtlarının, eşyaların grafik simgeleri olabilir. Özellikle eski Mısırlıların dili için kullanılmakla birlikte, hiyeroglif terimi aslında birçok dilin ortak yazı sistemini belirten genel bir terimdir. Adı, eski Yunanlıların, İ.Ö. I. yy'da Mısır hiyerogliflerine verdikleri hieroglyphika grammeta ("kutsal oyma yazılar") adından kaynaklanır. Ama eski Yunanlıların bu tanımı doğru değildir; çünkü Eski Mısır dili ile öbür dillerde, hiyerogliflerle dinsel (kutsal) olduğu kadar, din dışı konular da yazılmıştır. Hiyerogliflere ağaç ve taş yüzeyler üstüne kazılmış olarak, ağaç, papirüs ya da benzeri gereçler üstüne yazılmış olarak ya da kil tabletler üstüne oyulmuş olarak rastlanır.

Çok sayıda hiyeroglif bulunmuştur. Bunların en eskileri (İ.Ö. y. 3100- 2700), Mezopotamya, Romanya, günümüzdeki İran (Erken Elam dönemi) ve Mısır'da ortaya çıkarılmıştır. Mısır hiyeroglifleri en eskileridir (İ.Ö. 3100-İ.S. 394). Ayrıca, Pakistan'da İndus vadisinde, Girit'te (Girit hiyeroglifleri, Çizgi A, Çizgi B çizgisel yazıları ile Phaistos kursu), Sina'da (Erken Sina), Filistin ve Lübnan'da, Suriye ve Anadolu'da (Hitit hiyeroglifleri) daha geç dönemlerden kalma (İ.Ö. 2500-İ.Ö. 700) hiyeroglifler bulunmuştur. İ.Ö. yaklaşık 1500'deki Çin yazısının da hiyerogliften kaynaklandığı varsayılır. Aşağı Nil havzasında, İ.Ö. II. ve I. yy'larda kullanılmış Meroe dilinde metinler, Eski Dünya'nın hiyeroglifle yazılmış son metinleridir. Orta Amerika'daysa Mayalar, İ.S. I. yy'dan VIII. yy'a, Azteklerde, XII. yy'dan XVI. yy'a kadar hiyeroglif kullanmışlardır.

Hiyeroglifin, yapı olarak giderek karmaşıklaşan toplumlarda, varlıklar ile insanları belgeleyebilmek ve bellekte tutmak amacıyla anlatısal resim sanatından türediği düşünülmektedir. Hiyerogliflerin bazıları, sözgelimi Maya ve Aztek hiyeroglifleri, aşağı yukarı bütünüyle ideogramlardan (düşünyazı) oluşmuştur; ideogramda her simge, temsil edilen düşünceyle ya da yer aldığı bağlamla yakından ilintili bir kavram olarak ortaya çıkar. Bununla birlikte bazı hiyeroglifler bir fonetik abeceye dönüştürülmüştür ve sonuçta belirli bir dilbilgisi ve sözdizimi sisteminin izlerini taşırlar. Birçok simge, ideogram olarak kullanıldığı gibi, birer fonogram olarak da kullanılabilir: Her biri bir sesi simgeler ve birleşerek anlam açısından simgelerle gösterilen nesnelerden farklı sözcükleri oluştururlar. Fonetik bir biçim verilmiş hiyerogliflerin çoğu hece birimseldir; sonuçta her imge bir ünlü ile ünsüzler bileşimini gösterir. Buna karşılık Eski Mısır dilinin, bütünüyle ünsüzleri temel alan bir yapısı vardır: Ünlüler yazıya geçmez. Yalnızca Meroe dili ile bir bakıma Erken dönem Sina dili hiyeroglifleri tam anlamıyla ideogramlara, hecesel simgelere ve homofonlara (iki ya da daha çok imge tarafından gösterilen benzer ya da özdeş sesler) indirgenmiş ve böylece tam bir abece sistemi oluşturmuştur. Sözgelimi Meroe dilinde yalnızca 23 hiyeroglif harf yer alırken, Eski Mısır dilinde 600, Mezopotamya dilinde yaklaşık 900 hiyeroglif harf vardır. Çağdaş Batı dilleri abecelerinin, Erken Sina (ya da benzer bir yazı sistemi) dilinden türeyen diller aracılığıyla Mısır hiyeroglifinden kaynaklandığı varsayılabilir.

Hiyerogliflerin çoğu ya hiç çözülmemiş ya da ancak bazı bölümleri çözülebilmiştir. Bazı yazıtlar elde yeteri kadar çözümleyici gereç olmadığı için çözülemezken, Meroe dili gibi bazıları da, yazının fonetik değerlerinin bilinmesine karşın, sözlü dilin fonetiğinin bilinmemesi yüzünden çözülememiştir. Çözülen ilk hiyeroglif, birçok yazılı metnin günümüze kaldığı Eski Mısır hiyeroglifidir. İ.Ö. 196'dan kalma, aynı metnin hem Mısır dilinde, hem de Yunanca kazılmış olduğu Reşit taşı (Rozet taşı),Jean François Champollion'un 1822'de hiyeroglifin ana ilkelerini belirlemesine olanak vermiştir. Champollion'un başarılı çalışması, ses değerlerinin saptanmasını ve Eski Mısır dilinin dilbilgisini ve sözcük dağarcığını korumuş olan Kopt (Kıpti) dilinin ortaya çıkarılmasını sağlamıştır.