Hollanda ve Flaman edebiyatı
Hollanda ve Flaman edebiyatı, Hollanda'da ve Belçika'nın Flaman kesiminde konuşulan Hollandaca'yla yazılmış edebiyat yapıtlarını belirten terim. İ.S. yaklaşık 1200'den başlayarak Hollandalı ve Flaman yazarlar, bölgede önceleri kilisenin dili olan Latince'yle yazılmış metinlerden farklı biçimde, "Orta Hollanda" dili ya da Diet diye adlandırılan kendi lehçelerini kullanmaya başladılar. Ortaçağ Hollanda ve Flaman edebiyatının büyük bölümünü Limburg, Brabant ve Flandre eyaletlerinde yazılan şiirler oluşturdu. Çoğunun yazarı belirsiz olan bu şiirlerden sonra, Limburglu soylu Heinric van Veldeke, Hollanda edebiyatının yazarı bilinen en eski yapıtı olan Het Leven van Sin Servaes'i (Aziz Servatius'un Yaşamı, 1165'e d.) yazdı. Bu yapıtı toplumdaki aşırılıkları, kahramanları olan hayvanların ağzından ustaca yeren bir epik şiir olan Vanden vos Reinaerde (Tilki Reynard) izledi. XIV. yy'da, Abele spelen ("Soylu oyunlar") adı verilen Avrupa'da bilinen en eski din dışı tiyatro oyunları yazıldı: Avrupa'da bilinen en eski ahlaksal oyun olan Elckerlye (Her İnsan, 1470'e d.), vb.
XVI. yy'da Hollanda ve Flaman edebiyatında bir çeşitlilik dönemi başladı: Yergi şiirlerinden, reform bildirilerine, Rederijkers'lerdeki ("Belagat odaları") "atışma"lardan esinlenen yeni şiirlere ve oyunlara kadar geniş bir tür yelpazesinde gerçekleştirilen yapıtlar (XVI. yy'ın ünlü Hollandalı bilim adamı Erasmus'un Avrupa'nın her yanına ün salan yapıtlarıysa, Latince yazıldı).
Altın çağ
İspanyol yönetimine karşı Hollanda ayaklanması ve XVII. yy. başında bağımsız Birleşik Eyaletler Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, Hollanda edebiyatında ve sanatında bir "altın çağ" yaşandı. Yeni türler ve edebiyat biçimleri doğdu: Hollanda'da ilk klasik tiyatro oyunu ile ilk klasik komedi bu dönemde yazıldı. Dönemin başlıca yazarı olan şair, oyun yazarı, denemeci, tarihçi ve çevirmen Pieter C.Hooft,Geeraerdt van Velsen (1613) adlı trajedisinde, devlette yetki ve güç öğesi konusundaki görüşlerinin yanı sıra, şiddet ve toplum düzeni üstüne düşüncelerini de ortaya koydu. Holandaca yazan gelmiş geçmiş başlıca tiyatro yazarı sayılan Joost van den Vondel'se, yurtseverlik duygularını yansıtan oyunu Gijsbrecht van Aemstet'de(1637), XIV. yy'da Amsterdam kentinde patlak veren ayaklanmayı ve savaşımı yüceltti; ayrıca, Milton'ın Paradise Lost (Yitik Cennet) adlı yapıtından esinlenen Lucifer adlı bir trajedi yazdı. Hollanda'da komedi ve farsın ilk önemli yazarı Gerhrand A. Bredero, Spaanschen Brabander Jerolimo (İspanyol Brabant'ından Jerolimo, 1617) adlı yapıtında, Amsterdam'daki çeşitli toplumsal sınıfların ilgi çekici bir betimlemesini ortaya koydu. Dönemin öbür önemli yazarları arasında devlet adamı ve şair Constantijn Huygens ile son derece beğenilen bir halk şairi olan Jacob Cats sayılabilir.
XVIII.yy'da Hollanda ve Flaman edebiyatında nitelik açısından bir gerileme oldu. Kuralcı Fransız klasisizminden etkilenen Hollandalı edebiyatçılar, esin anlayışlarını yitirip, daha mekanik bir edebiyata yöneldiler. Gene de, bu sınırlamaların dışına çıkan Elizabeth Wolff ve Aagje Deken (1741-1804) gibi sanatçılar da yetişti. Deken, mektup biçiminde yazdığı romanı Sara Burgerhart'ta (1782), orta sınıfların inançlarının naif bir tablosunu çizdi.
XIX.yy. Şair E.J. Potgieter, 1837'de, Hollanda yaşamını gerçekçi biçimde yansıtan bir edebiyata dönmeyi savunan De Gids (Rehber) adlı edebiyat dergisini kurdu. Dergide savunulan düşünceler, özellikle Nicolaas Beets'in yergi öyküleri dizisi Camere Obscura ile Eduard Douwes Dekker'in (1820-87) "Multatuli" takma adıyla yayınladığı özyaşamöyküsüne dayalı romanı Max Havelaat'ı etkiledi. Aynı dönemin Flaman yazarlarından şair-vaiz Guide Gezelle, görkemli doğa şiirlerini yöresel Flaman lehçesinde yazdı.
XIX.yy. sonu romancıları, doğalcılığı benimsediler. Frederik van Eeden (1860-1932), Marcellus Emants (1848-1923) ve Louis Couperus (1863-1923), romanlarında doğalcı bir anlayışla insan kişiliğinin, kalıtım, toplum ya da (Couperus'un romanlarında) "kader" aracılığıyla biçimlenip, dönüşüme uğramasını işlediler.
XX. yy. XX. yy. başlarında bazı Flaman yazarları (Şair Karel von de Woestijne, romancı Stijn Streuvels, vb.), Hollanda ve Flaman edebiyatında yeni bir atılım gerçekleştirdiler. Dönemin en ünlü oyun yazarı Herman Heijermans, İyi Talih (1901) adlı yapıtıyla uluslararası ün kazandı. Bilim adamı ve hekim Simon Vestdijk, bilimsel yapıtlarının yanı sıra öyküler, şiirler, denemeler, eleştiriler, vb. yayınladı.
İkinci Dünya Savaşı öncesinde yazmaya başlayan çağdaş romancıların başlıcaları arasında Marnix Gijsen, Fleming Louis Paul Boon (1912-79), tiyatro oyunları ve senaryolar da yazan Hugo Claus (1929), W.F. Hermans (1921), Gerard Reve (1923), Harry Mulsch (1927) ve Jan Walkers sayılabilir. Bu yazarların tümü, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra önem kazanan temaları (toplum düzenine başkaldırı, yabancılaşma, modern çağın baskıları karşısında bireysel sorunlar, vb.) işlemektedirler.