İbrani Edebiyatı
İbrani edebiyatının en eski örneği, Kutsal Kitap’ın Eski Ahit (Tevrat ve Zebur) denen bölümüdür. İbraniler’in Kutsal Kitap’ı, Talmud ve Midraş gibi yapıtların da kaynağıdır. Bu yapıtlarla daha sonraki İbrani edebiyatı örnekleri İbraniler’in Kutsal Kitap’ındaki düşüncelere ve yasalara açıklama getirir. Kutsal Kitap’ın üslubu yalnızca İbrani edebiyatını değil, başka dillerdeki edebiyat yapıtlarını da etkilemiştir.
İbraniler’in Kutsal Kitap’ı İÖ 1300’den başlayarak 1.000 yıl süren bir zaman içinde yazılmış metinlerin toplamıdır. Bu metinlerin yazarları da çoğu zaman bilinmemektedir.
Eski Ahit’te hem tarih, hem de öyküler vardır. İÖ yaklaşık 2000’deki Hz. İbrahim döneminden, İÖ yaklaşık 450’de Yahudi sürgünlerin Ezra ile Nehemya’nın önderliğinde dönüşlerine kadarki İbrani tarihinin kaynağı da Eski Ahit’tir. Eski Ahit üç ana bölüme ayrılmıştır: Musa’nın beş kitabından (Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye) oluşan Tora, Neviim (“Peygamberler”) ve Ketuvim (“Yazılar”). İbraniler’in Kutsal Kitap’ı değişik edebiyat türlerinin yanı sıra hukuk, ahlak öğretileri ve atasözlerini de içerir.
Eski Ahit ilk dönemde yazılan kitapların hepsini içermez. Orada sözü edilen Rabbin Cenkleri ve Yaşar Kitabı gibi birçok kitap kaybolmuştur. Ayrıca bilinçli olarak Eski Ahit’in dışında bırakılan kitaplar da vardır. Bunlara Yunanca’da “gizli” anlamına gelen apokrifa denir. Bunların en ünlülerinden biri Sirak’ın Bilgeliği'dir. Kaynağı belirsiz kitapların bazılarında, örneğin Ester'de, tarihsel bilgilerden başka öyküler, şiirler ve dualar da vardır.
1947’de bazı eski mağaralarda Lût Gölü Ruloları’nın bulunması gibi önemli bir olay Kutsal Kitap elyazmaları konusuna yeni bir ışık tutmuş oldu. Yeni bulunan metinler arasında, özgün mezmurlar örnek alınarak yazılmış 20 mezmuru da içeren “Şükran İlahileri” de vardır.
İbrani düşüncesinin ve edebiyatının önemli bir bölümü Talmud'da bir araya getirilmiştir. Talmud da Kutsal Kitap gibi, yaklaşık 1.000 yılı aşan bir zaman içinde oluşmuş ve İS 200 yıllarında yazıya geçirilmiştir. Yahudiler’in gündelik yaşamını düzenleyen yasaları anlatan Mişna ile bu yasaları açıklayan Gemara Talmud'u oluşturur.
Ortaçağ
En yüksek düzeyine Magripliler’in İspanya’yı istila ettikleri dönemde ulaşan Arap kültürünün etkisi altında, İspanyol Yahudileri’nin birçoğu bilgin ve şair olarak ün kazandı. 900 ile 1200 arasında Yahudiler’in İspanya’ya yerleşmeleri sırasında pek çok önemli yapıt ortaya çıktı. Bu dönem bu yüzden Yahudi yaratıcılığının “altın çağı” olarak bilinir.
Ortaçağın en ünlü Yahudi düşünürü İbranice adı Moşe Ben Maymon olan İbn Meymun’du (1135-1204). Kurtuba doğumlu olan İbn Meymun daha sonra Mısır’a giderek Kahire yakınlarına yerleşti. Orada Selahaddin Eyyubi’nin saray hekimi oldu. Astronomi, tıp, mantık, felsefe ve hukuk gibi birçok konuda yapıtlar kaleme alan İbn Meymun Delaletul-Hairin (1204; “Şaşırmışların Kılavuzu”) adlı felsefe yapıtında dinsel sorunları ele aldı.
Bu dönemin önde gelen şairleri arasında İbn Cebirol (1021-70) ile Yehuda ha-Yevi (1075-1140) gibi aynı zamanda düşünür olan kişiler vardı. İbn Cebirol özellikle Tanrı’ya bağlılığını dile getiren “Krallık Tacı” adlı şiiriyle ün kazandı. Ha-Yevi ise Kutsal Kitap döneminden sonraki en güzel dinsel ve dindışı şiirleriyle, özellikle de “Siyon’a Övgü”yle tanındı.
Fransa ve Almanya’daki Yahudiler arasında da birtakım bilginler yetişti. Bunların en ünlüsü Rashi (Rabbi Şlomo Yitshaki) idi (1040-1105). Kutsal Kitap’ı yorumlayan bilginlerden en önemlisi olan Rashi, Tevrat'ı ve Talmud'u açık ve yalın bir dille açıklayan yapıtlar yazdı.
Çağdaş Dönem
Yahudiler’in 1492’de İspanya’dan sürülmelerinden sonra edebiyatlarında belli bir gerileme görüldü. Yahudi toplulukları Avrupa’nın değişik kentlerinde getto denen özel kesimlerde yaşamak zorunda kaldılar. Bu dönemdeki İbrani edebiyatının büyük bir bölümünü hahamlar yazdılar. Bu yapıtların çoğu da hukukla ilgili metinlerdi. Yahudiler’in çoğunun sığındığı Osmanlı İmparatorluğu topraklarında, Yasef ben Efraim Karo da hukukla ilgili olan Şulhan aruh'u (1565; “İyi Kurulmuş Sofra”) yazdı.
Çağdaş İbrani edebiyatının İtalya’da ürün veren şair ve oyun yazarı Moşe Hayyim Luzzatto (1707-46) ile başladığı kabul edilir. Öbür Avrupa ülkelerindeki Yahudiler’in yaşama koşulları da 18. yüzyılın sonuna doğru düzelmeye başladı. Gettolarından çıkmalarına izin verilmesiyle gerçekleşen bu değişim çok olumlu sonuçlar doğurdu. Yahudi cemaatleri bu olayı bir aydınlanma hareketi (Haskala) saydı. Bu yeni akımın öncülerinden biri de Yahudi düşünür Moses Mendelssohn’du (1729-86).
Aydınlanma dönemi edebiyatı Almanya, Avusturya ve Rusya’da gelişti. İbrani yazarları okurlarına yeni düşünceler ve yeni bir yaşam biçimi aşılamaya çalıştılar. Rusya’da Abraham Mapu (1808-67) İsrailoğulları’nın Kutsal Kitap dönemindeki parlak günlerini anlatan ilk yeni İbrani romanı sayılan Siyon Sevgisi’ni yayımladı (1854). Bu dönemin önde gelen şairi Yehuda Leib Gordon (1830-92) aydınlanma hareketinin Rusya’daki sözcüsü oldu. İbranice gazetelerin yayımlanmasıyla bu dil yalnız dinsel değil, dindışı konularda da kullanılmaya başlandı. Ne var ki, Yahudiler’e karşı 1800’lerde başlayan büyük baskılar ve kıyımlar sonunda bazı Yahudi büyükleri bu tehlikeye karşı tek çözümün Kutsal Kitap’ta sözü edilen Filistin’e dönmek olduğu görüşünde birleşti. Bu görüş Siyonizm adıyla yaygınlaştı.
İbranice'nin Yeniden Doğuşu
Siyonizm’den etkilenen İbrani yazarların öncüsü, bu akımı yaygınlaştırmak için büyük çaba harcayan Theodor Herzl’di (1860-1904). Yahudiler’in yeniden doğuşu ile ilgili denemeler yazan Ukraynalı Aşer Ginzberg ise daha çok Ahad Haam adıyla ün kazandı (1856-1927). Ha-Şiloah adlı dergiyi yöneten Ahad Haam çok sayıda Yahudi’nin Filistin’e yerleşmesine yol açan ulusal bilincin pekişmesinde bu dergi yoluyla önemli bir rol oynadı.
Yeni İbrani edebiyatının gelişmesindeki en önemli yazarlardan biri de Rusya’da doğup ömrünün büyük bir bölümünü Filistin’de geçiren Haim Nahman Bialik’ti (1873-1934). Halkının çektiği acıları ve Filistin’e dönme özlemini dile getirdiği için Bialik “ulusal İbrani şairi” olarak ünlendi. Ayrıca güzel bir dille birçok öykü ve deneme de yazan Bialik, çağdaş İbrani edebiyatının yapıtları başka dillere en çok çevrilen yazarıdır.
Bialik’in çevresinde birçok önemli yazar bir araya geldi. Bunlardan şair Saul Çernihovski (1875-1943) doğa bilimleri ve yabancı diller uzmanıydı. Homeros’un, Longfellow’un ve daha birçok yazarın yapıtlarını İbranice’ye çevirdi. Öbür önemli yazarlar arasında Zalman Şneur (1887-1959) ve Yakov Kohen (1881-1960) gibi şairler ile ince alaycılığın usta bir temsilcisi olan denemeci David Frishman sayılabilir.
I. Dünya Savaşı’ndan önce İbrani edebiyatı Rusya, ABD, Polonya ve başka ülkelerde büyük gelişmeler gösterdi. İbrani yazarlar eski dilde romanlar ve şiirler yazdılar. Ne var ki, İbranice’nin gerçekten yeniden doğduğu yer, bu dili okullarda ve gündelik yaşamda kullanarak resmi dil olarak benimseyen İsrail’dir.
İsrail’de en tanınmış romancı ve öykü yazarları 1966’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Shmuel Yosef Agnon (1888-1970) ve Hayyim Hazaz’dı (1898-1973). Daha sonraki yıllarda Amos Oz (doğumu 1939) ile A. B. Yeoşua (doğumu 1936) çağdaş İsrail toplumunun önde gelen romancıları olarak ün kazandılar. İsrail’in ilk şairleri arasında ise Uri Tsvi Grinberg (1894-1981), Abraham Şlonski (1900-73) ve Şapiro Şalom (doğumu 1904) sayılabilir. Daha sonraki genç şairler kuşağı 1950’lerde ve 1960’larda Romantizm’e karşı çıkan “Yeni Dalga” geleneğine başkaldırdı; dilde daha özenli ve uyumlu bir şiir anlayışı getirdi.