Kelebek Çalısı
Kelebek çalısı adı verilen küçük ağaç ya da çalı boyundaki bitkilerin, Amerika’nın, Güney Afrika’nın, Asya’nın tropik ve ılıman bölgelerinde kendiliğinden yetişen 100’ü aşkın türü vardır. Bazıları kışın yapraklarını döken, bazıları da yaz, kış yeşil kalan bu türlerden özellikle Çin kökenli olanlar yaygın biçimde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Bu bitkilerin bilimsel cins adı (Buddleia) 17. yüzyılda yaşamış İngiliz botanikçi Adam Buddle’ın onuruna verilmiştir.
Kelebek çalılarının çan biçimli mor, beyaz ya da sarı renkli minik çiçekleri vardır. Ama bunlar tek tek değil, uzunluğu 40 santimetreye varan salkımlar halinde bulunur. Yalnızca bunlardan bir türün (Buddleia globosa) salkım değil top biçiminde çiçek kümeleri vardır. Bu düzenleme sayesinde kokuları ve renkleri iyice yoğunlaşan çiçeklerin, böcekler tarafından bulunmaları kolaylaşır. Nitekim güneşli ve sıcak günlerde kelebek çalılarının üstü çiçeklerden balözü almaya gelen kelebeklerle ve öbür bazı böceklerle donanır. Bitkiler adını da işte bu özellikten alır.
Kelebek çalılarının mızraksı yapraklarının ucu sivri, kenarları düz ya da dişli, alt ve üst yüzü de yünsü ya da ince yapılı gri tüylerle kaplıdır. Bu tüyler yaprak gözeneklerini kapayarak bitkinin aşırı su kaybını önlerler.
Süs bitkisi olarak en çok yetiştirilen türlerden biri (Buddleia davidii) ilk kez 1890’larda anayurdu olan Çin’den Avrupa’ya götürülmüş ve giderek Avrupa’nın yerli bitkisi haline gelmiştir. Bu türün küçük, kanatlı tohumları gübreli topraktansa, taşlı yerlerde filizlenmeye daha uygundur. Hatta tuğla ya da taş duvarlar arasındaki yarıklardan bile çıkar; nitekim II. Dünya Savaşı’ndan sonra uzun süre dokunulmayan yıkıntılar bu bitkilerle dolmuştur. Türkiye’de de özellikle kıyı kentlerdeki park ve bahçelerde süs amacıyla yetiştirilir.
Asya’ya özgü bir türden (Buddleia asiatica) balık zehiri olarak kullanılan özüt elde edilir; Amerika’da yetişen bir türden (Buddleia americana) ise ilaç olarak yararlanılır.