Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Kuaförlük

  • Okunma : 333
Kuaförlük Resim

Kuaförlükte saç modası da giyim gibi yüzlerce yıldan beri sürekli değişmekte, erkekler de, kadınlar da çoğunlukla saçlarına günün modasına uygun biçimler vermeye özen göstermektedir.

Çağlar Boyunca Saç Biçimleri

4.000 yıl önce Mezopotamya uygarlıklarında insanlar saçlarına uzun süre dayanacak bir kıvırcıklık kazandırmak için değişik yöntemlere başvururdu. Saçlarına temiz ve yaş kil sürerek biçim verir ve kil kuruyuncaya kadar güneşte otururlardı. Kuruyunca ufalanan kil, saçlar taranırken dökülürdü. Böylece saç dalgalı bir biçim alırdı. Bir başka yöntem de saçları ısıtılmış çubuklara dolamaktı.

    Saçlara bukleli ve dalgalı bir biçim vermek için kızgın maşa da kullanılırdı. Eski Mısırlılardan, Asurlular’dan ve Yunanlılar’dan kalma, İÖ 2500 gibi çok eski tarihlerde kullanılmış saç maşaları, güzel oyma taraklar ve saç tokaları bulunmuştur. Saç kesmek için ilkel makasların kullanımı İÖ 3000’lere dayanır. Günümüzde kullanılan makaslar ise ilk olarak Romalılar döneminde ortaya çıkmıştır.

    Eski zamanlarda saç erkekler için çok önemliydi. İbraniler bir erkeğin saçlarının onun gücünün ve onurunun kaynağı olduğuna inanırdı. Kutsal Kitap’ta da anlatıldığı gibi, bu inanışa göre, Samson’un olağanüstü gücünü yitirmesinin nedeni, Dalila’nın onun saçlarını kesmesiydi. Asurlular’dan kalma heykellerin çoğunda erkeklerin saçlı ve sakallı olduğu görülür.

    Eski Mısırlı kadınlar ve erkekler, saçlarını tıraş eder, güneşin sıcağından korunmak için gösterişli, siyah ya da parlak renklerde peruklar takardı. Krallar, yüksek devlet görevlileri ve bazen kraliçeler bile törenlerde takma sakal takar; altın ipliklerle örülen bu sakallar peruğun altından bantlarla tutturulurdu.

    Eski Yunan’da kadınlar saçlarına birbirinden güzel biçimler verirdi. Bazen de saçlarını ensede toplayarak topuz yaparlardı. Bu çağlar boyunca hiç modası geçmeyen bir saç biçimi oldu. Eski Yunan erkekleri uzun saçlı ve sakallıydı. Ne var ki, Büyük İskender göğüs göğüse çarpışırken, düşmanların askerlerinin sakallarına yapışacağından korktuğu için, sakallarını kesmelerini buyurmuştu.

    Romalı kadınlar genellikle saçlarını boyar ya da rengini açar ve kıvırarak özenli biçimler verirdi. Erkekler genellikle kısa saçlıydı ve sakal ya da bıyık bırakmazdı. Oysa senatörler sakala düşkündü. Düşünürler de sakallarını kesmezdi. Sakal ayrıca yas simgesiydi. Japon kadınları, bugünkü saç spreylerinin öncüsü olan vernikle, saçlarının kabarıklığını korurlar, süslü taraklar, çiçekten taçlarla saçlarını donatırlardı.

    Eski Britonlar için dalgalı uzun saçlar bir övünç nedeniydi. İÖ 55’te Jül Sezar İngiltere’yi işgal ettiğinde erkeklerin mavi ya da yeşile boyanmış uzun, sarkık bıyıkları dikkatini çekmişti. Daha sonraki yüzyıllarda giyime verilen önem arttıkça saçlarda da hüner gerektiren modeller ortaya çıktı. Saç örgüsü çeşitli zamanlarda kadın başını güzelleştiren bir öğe oldu. Kadınlar saçlarını ikiye ayırarak örüyor, bazen bu saç örgülerini takma saçlarla zenginleştirerek topuklarına kadar sarkıtıyor ya da taç gibi başlarının çevresine doluyorlardı. 16. yüzyılda Avrupa’da kadınlar kadar, erkekler de giyim ve görünüşlerine özen göstermeye başladı. Değişik biçimler verilen sakalların bakımına büyük özen gösteriliyor, limonla sertleşmesi sağlanıyor, pomatlar, parfümler sürülüyor, sıcak maşayla bukleler yapılıyor ve biçimi bozulmasın diye geceleri kartonla korunuyordu. Varlıklı kadınlar ise saçlarını değerli taşlar ve incilerle süslüyordu.

    Fransa Kralı XIII. Louis döneminde peruk soylu erkeklerin giyimlerinin vazgeçilmez bir öğesi oldu. XIII. Louis 1624’te 23 yaşındayken saçları tümüyle dökülünce peruk taktı. Saraylı erkekler de hemen onu örnek aldılar. Peruk modası İngiltere’ye 17. yüzyılın ortalarında geldi ve 150 yıl sürdü. Peruklarda malzeme olarak kullanılan saç gereksinimi o kadar çoktu ki, hırsızlar saçlarını kesmesin diye, çocukların tek başına sokağa çıkmaları yasaktı.

    16. yüzyılda berberler saç ve sakal kesmenin yanı sıra apse açma, pansuman ve diş çekme gibi hekimlerin ve cerrahların küçümsedikleri işleri de yapardı.

    18. yüzyılda kadınlar arasında çok yüksek ve kabarık saç biçimleri moda oldu. 1770’lerde saçlar yağlanarak kalıplanıyor, bir çerçeveye dolanarak ya da altına pamuk yerleştirilerek yükseltiliyordu. En tepesineyse, yelkenli gemi modelleri, minyatür çiçek bahçeleri ya da oyuncak askerleri ve toplarıyla savaş alanlarının canlandırıldığı süsler konuyordu. Saça bir kez biçim verildikten sonra haftalarca dokunulmuyor ve bozulmasın diye kadınlar geceleri başlarını bir tahtaya dayayarak uyuyordu.

    Erkek ve kadınların saç modellerinde beyaz pudra kullanılıyordu. Ne var ki, pudra olarak kullanılan buğday ve pirinç ununun saçın yağıyla karışması sonucunda, saçlar her çeşit böceğe hatta farelere bile yuva olabiliyordu.

    Bu abartılı modeller, peruk ve pudralı saçlar 1789’da Fransız Devrimi’yle son buldu. Kadınlar klasik Yunan ve Roma benzeri saç biçimlerine döndüler. Erkekler de kısa kestirdikleri saçlarını çoğunlukla kulaklarının üzerinde öne doğru taramayı âdet edindi. Sakal ve çenenin iki tarafında bırakılan favoriler moda oldu.

    Cumhuriyet dönemine gelinceye kadar Osmanlı kadınlarında saç modası pek değişmedi. Kadınların kendi saçlarından ya da inci, yaşmak, yemeni gibi şeylerden yaptıkları hotoz her yaşta kadının yaygın olarak kullandığı bir saç süsüydü. Taranarak arkada serbest bırakılan ya da toplanarak örülen saçların
üzerine konan hotoz, çeşitli biçimlerde dolanarak başa oturtulurdu. Sokağa çıkılacağı zaman ise üzerine örtü alınırdı.

    Anadolu’nun çeşitli yörelerinde ise kadınlar saçlarını küçük tutamlar halinde ayırıp ince ince örerler. Buna belik denir. Beliklerin ucunu bağcıklarla tutturarak üzerini boncuk nazarlık ya da paralarla süslerler.

20. Yüzyıl

1906’da saçlarda 12 saat süren bir işlemden sonra kalıcı dalgalar yaratan bir “perma” makinesi yapıldı. Günümüzde kimyasal maddelerle yapılan perma çok daha az zaman alır. 1920’lerde pek çok kadın kısa saç modasına uydu. 1930’larda daha uzun ve yumuşak dalgalı saçlar moda oldu ve 1950’lere kadar bu böyle sürdü. II. Dünya Savaşı’ndan sonra erkeklerde moda olan asker tıraşının yerini 1960’larda uzun saç aldı. ABD’de aynı yıllarda ırk ayrımcılığına karşı mücadele eden Siyahlar’da saç bir başkaldırı simgesi oldu. Çok kıvırcık olan saçlarını beyazlara benzemek için düzleştiren ya da boyayan bazı kadınlar, bundan vazgeçerek kıvırcık, kabarık, kara saçlarını doğal haline bıraktı.

    20. yüzyılda kuaförlük yaygın bir meslek oldu. Her kentte bulunan çok sayıda kuaför salonunda kadınlar ve erkekler saçlarını kestirir, yıkatır, boyatır, kıvırtır ya da düzelttirir.

    Günümüzde peruklar kelliği örtmek amacıyla olduğu kadar, süs diye de kullanılır. Bunlar doğal ya da yapay saçlardan yapılır. Bazı ülkelerde avukatlar mesleklerinin simgesi olarak peruk takar.

Kuaförlük Resimleri