Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Kuşatma

  • Okunma : 356
Kuşatma Resim

Eskiden çok kullanılan, yakın tarihte de zaman zaman görülen bir savaş yöntemi olan kuşatma, bir kaleyi ya da iyi savunulan bir kenti ele geçirmek için çevresini sarıp dışarıyla ilişkisini keserek savunanları teslim olmaya zorlamaktır. 14. yüzyılda topun bulunmasından önce kalelere ve sağlam taş
duvarlarla yapılmış tahkimatlara karşı girişilen saldırılar genellikle başarılı olamıyordu .Bu tür hedeflere karşı kullanılan ve duvarların ötesine iri taşlar atmaya yarayan büyük mancınıklar yeterince etkili bir silah değildi.

    Bir kale ya da tahkimatı ansızın yapılacak bir saldırıyla ele geçirmek için bazı yöntemler geliştirilmişti. Gece karanlığında merdiven dayayarak surlara tırmanmak, kale duvarlarına yanaştırılan tekerlekli büyük tahta kulelerden kaleye geçmek, duvarı yıkmak ya da duvarın öbür yanma geçmek amacıyla duvarın altından tüneller kazmak, koçbaşı adı verilen büyük kütüklerle vurarak duvarı yıkmaya çalışmak bu yöntemlerin başlıcalarıydı. Ama dikkatli bir savunma bunların çoğunu boşa çıkarabilirdi. Kalenin kayalık bir alanda yapılmış ve su hendekleriyle çevrilmiş olduğu durumlarda
bu yöntemlerin uygulanması daha da zordu. Bu durumda kaleyi ele geçirmek isteyen ordu kale çevresinde kamp kurar, kaleye giriş çıkışı engelleyerek içerdekilerin açlıktan teslim olmasını sağlamaya çalışırdı.

    Haçlı Seferleri sırasında bu tür birçok kuşatma yapılmıştır. Bunların en ünlülerinden biri Filistin’deki Akka Kalesi’nin kuşatılmasıdır. Kuşatmaya iki yıl dayanan kale, 1191’de İngiltere Kralı I. Richard komutasındaki Haçlı ordusuna teslim olmuştur.

    Bir başka önemli kuşatma Osmanlı ordusunun 1453’te İstanbul’u kuşatmasıdır. 53 gün süren kuşatma sonunda Fatih Sultan Mehmed’in komutasındaki Osmanlı ordusu İstanbul’a girerek Bizans İmparatorluğu’nun varlığına son vermiştir.

    Kuşatma savaşında kullanılan yöntemlere 17. yüzyılda bir yenisi eklendi. Bu yöntemle kazılan bir siperin içinden geçirilen toplar kale duvarının çok yakınına getiriliyor ve sonra bütün toplar tek bir noktaya doğru ateşlenerek kale duvarlarında bir gedik açılıyordu. Ama kaleye doğru siper kazılırken kaleden açılacak bir ateşe karşı korunulamıyordu. Bu nedenle zikzaklı bir biçimde kazılan siperlerle kale duvarına yaklaşılıyor sonunda kale duvarının hemen dibinde, duvara paralel olarak bir siper kazılıp toplar bu sipere yerleştiriliyordu.

    Fransız Mareşali Sebastien Le Prestre- de Vauban’ın bulduğu bu yöntem ilk kez 1673’te Hollanda’da Maastricht Kuşatması’nda kullanıldı. Topların ateşiyle duvarda gedik açılınca genellikle savunanlar teslim olurdu; eğer teslim olmazlarsa siperde topların yanında bekleyen birlikler, açılmış olan gedikten içeriye saldırırdı. Bu yöntem son kez Kırım Savaşı’nda (1853-56) Türk, İngiliz ve Fransız saldırılarına karşı 11 ay dayanan Sivastopol Kalesi’nde Ruslar’a karşı uygulandı.

    Daha sonra yüksek patlama gücü olan mermiler atan uzun menzilli topların ortaya çıkmasıyla savunma yöntemleri değişti. Kentler, çevreye yayılan küçük küçük birçok kaleyle savunulmaya başlandı. 1870-71’de Almanlar’ın dört aylık kuşatması sırasında Paris böyle savunuldu. Ama açlık ve Alman bombardımanı karşısında kent 28 Ocak'ta teslim oldu.

    En uzun kuşatmalardan biri de, İspanyolların Cebelitarık’ı kuşatmasıdır. İngiliz birlikleri Cebelitarık Kalesi’ni 21 Haziran 1779’dan 6 Şubat 1783’e kadar savunmuşlardır.

Kuşatma Resimleri