Likya
Likya, Anadolu’nun güneybatısında, Aksu ile Dalaman Çayı arasındaki bölgeye ilkçağlarda verilen addır. Bugünkü Muğla ilinin doğu bölümleri ile Antalya ilinin batı bölümlerini kapsayan Likya’nın kuzeybatısında Karya, kuzeyinde Frigya, kuzeydoğusunda Pisidya ve Pamfilya bulunuyordu. Likya’da ilk yerleşmeler İÖ 30. yüzyılın başlarında gerçekleşti. İÖ 20. yüzyılda bölgede Likyalılar’ın ataları olduğu sanılan Lukalar yaşamaktaydı. Lukalar İÖ 14.-12. yüzyıllar arasında Doğu Akdeniz’de korsanlıklarıyla ün saldılar. Kıbrıs kralı, Mısır Firavunu Ahenaton’a yazdığı bir mektupta, her yıl adada bir kenti ele geçiren bu korsan kavimden yakınıyordu.
Herodot’a göre Likyalılar, Girit kökenliydiler. Homeros ise İlyada'da Likyalılar’ın Truvalılar’ın yanında savaştığından söz eder. Hitit Devleti’nin Arzava’yı ele geçirmesinden sonra Likyalılar bu devletin yanında yer aldılar ve Kadeş Savaşı’na Hititler’in yandaşı olarak katıldılar. Hitit Devleti’nin yıkılmasından sonra Likya kent devletleri küçük birer güç olarak varlıklarını korudu. İÖ 7. yüzyılın ilk yarısında bölgedeki kentler dış saldırılara karşı birleşerek bir cumhuriyet yönetimi oluşturdu. 23 kentin delegelerinin bir araya geldiği “Likya Birliği” Likyalılar’ı yönetmeye başladı. Frigya ve Lidya bölgenin kentlerini egemenlikleri altına alamadılar. Ama İÖ 6. yüzyılın ortalarında Anadolu’yu işgal eden
Persler, Likya topraklarını da ele geçirdiler. Persler döneminde Likya Sart’taki satraplığa bağlı bir krallıkla yönetiliyor ve özel askeri gücüyle donanması bulunuyordu. Pers Hükümdarı Kserkses’in Yunanistan’ı ele geçirmek için çıktığı seferde donanmasına Likyalılar 50 gemiyle katılmışlardı. Likyalılar İÖ 5. yüzyılın ortalarında Persler’e karşı oluşturulan Delos Birliği’ne katıldılar. İÖ 4. yüzyılın ortalarında bölgedeki kentler bir kez daha birlik oluşturmaya çalıştı. İÖ 362’de Persler’e karşı gerçekleştirilen ayaklanmaya katılan Likyalılar ayaklanma bastırıldıktan sonra Karyalı Mausolos’un yönetimine verildiler. Bölge İÖ 334’te Büyük İskender tarafından alındı. Ölümünden sonra generallerince kurulmuş olan devletler arasında birkaç kez el değiştiren Likya İÖ 190’da Romalılar tarafından Rodos’a bırakıldı. İÖ 167’de tam anlamıyla birliğin sağlandığı Likya, Romalılar’m ayrıcalık tanımasıyla özgürlüğüne kavuştu. İÖ. 1. yüzyılın ortalarında Likya’nın Olympos (Çıralı) ve Phaselis (Tekirova) kentlerinde üslenen korsanlar bölgeyi yağmaladılar. Başlangıçta buralarda yürütülen köle ticareti Romalılar’ın giderek artan köle gereksinmelerini karşıladığı için korsanlık serbest bırakılmıştı. Ama zamanla korsanların Romalılar’a zarar vermeye başlaması Roma İmparatorluğu’nun Kilikya eyaletini kurarak bölgeyi buraya bağlamasına yol açtı. Daha sonra Likya
tek başına eyalet oldu. İÖ 43’ten sonraki yıllarda Likya gelişip zenginleşti. Savaşsız geçen bu yıllar yöredeki kentlerin zenginleşmesini sağladı.
Likyalılar’ın yörelerinde yetişen servi ve sedir ağaçlarından yararlanarak yaptıkları teknelerde kullandıkları ağaç katranı ve uyguladıkları “çivisiz geçme” yönteminden bugün de tekne yapımında yararlanılmaktadır. Ayrıca Likyalılar’ın mezar yapımı yöntemleri tahıl ambarlarının yapımında sürmekte; ahşap çatkı ve yapım yöntemlerinden izlere de rastlanmaktadır.
Likya’da 60’a yakın kent kurulmuştu. Bunlardan Olympos kentinin 7 km batısındaki Yanartaş Tepesi’nde tarihöncesinden beri hiç sönmeyen alev Yunan mitolojisine göre olimpiyat meşalesinin yakıldığı yerdi.
Antalya ve Muğla illerini ayıran Eşen Çayı’nın kenarındaki Ksantos (Kınık), Likya’nın başkenti sayılır. Likya’nın en zengin kenti olan Ksantos’taki birçok yapıt bugün İngiltere’de British Museum’dadır. Likya kentlerinden Myra (Demre) ise ortaçağa kadar bir Hıristiyanlık merkezi olmuştur. Noel Baba geleneğinin yaratıcısı Aya Nikola burada yaşamış, metropollük yaptığı bu kentte ölmüştür. Noel Baba geleneği Aya Nikola’nın her yıl 26 Aralık’ta üç yoksul kız kardeşe birer kese altın vermesini ölümünden sonra varlıklı kişilerin sürdürmesiyle doğmuştur.