Piyano
Piyano, klavyeli çalgılar içinde en çok tanınanıdır. Birçok müzik yapıtında kullanılır. Piyano için, öbür çalgılardan daha fazla yapıt bestelenmiştir. Sık sık tek başına, solo olarak çalındıktan başka, senfoni orkestralarında, oda müziği topluluklarında ve şarkılara eşlik etmekte de kullanılır. Güzel konçertoların çoğu, piyano ve orkestra için yazılmış olanlardır.
“Piyano” sözcüğü İtalyanca’da “yumuşak” (piano) ve güçlü (forte) anlamına gelen pianoforte sözcüğünün kısaltılmış biçimidir. İlk piyanoyu 1709’da, Floransalı çalgı yapımcısı Bartolomeo Cristofori’nin (1651-1731) yaptığı sanılmaktadır. Bestecilerin klavsenden daha güçlü ses çıkaran bir çalgı aradıkları dönemde ortaya çıkan piyano, müzik çevrelerinde olağanüstü bir ilgiyle karşılandı. Piyanoda ses, klavsende olduğu gibi tuşlara bağlı mızrapların telleri çekmesiyle değil, küçük çekiçlerin tellere vurmasıyla oluşuyordu. Parmak tuşa basmayı sürdürse bile, tuşun bağlı olduğu çekiç tele vurur vurmaz küçük bir yayın yardımıyla tekrar yerine dönüyordu. Ayrıca sesin şiddeti daha kolay denetlenebiliyordu. Tuşlara sert basıldığında kuvvetli, yumuşak basıldığında hafif ses veriyordu. 1821’de Fransız klavsen yapımcısı Sebastien Erard, Cristofori’nin piyanosunu geliştirerek, tele vuran çekici tamamen eski yerine dönmeden, tele yakın bir yerde beklemesini sağlayan yeni bir düzenek ekledi. Böylece tuşa arka arkaya basıldığında, hazır durumda bekleyen çekiç tele aynı çabuklukla vurabiliyordu. Bu yenilik piyanoya klavsende olmayan bir üstünlük kazandırdı. Çalma kolaylığı ve güçlü ses özelliklerinden dolayı piyano Avrupa’da kısa zamanda yaygınlaştı. Cristofori’den esinlenen Avrupalı çalgı yapımcıları bazı değişiklikler ekleyerek kendi piyanolarını yaptılar. 18. yüzyılın en çok tanınan piyano yapımcıları Alman Johann Andreas Stein, Gottfried Silbermann ve onun öğrencisi Johannes Zumpe’ydi.
Büyük besteci Johann Sebastian Bach’ın oğullarından Johann Christian Bach, 1768’de Londra’da Johannes Zumpe’nin yaptığı dört buçuk oktavlık küçük bir masa piyanoyla ilk piyano resitallerinden birini verdi. Bu konser, piyanonun İngiltere’de sevilmesini ve yaygınlık kazanmasını sağladı. Alman Cari Bechstein, Alman asıllı ABD’li Henry Steinway, Avusturyalı Ignace Joseph Pleyel gibi usta piyano yapımcıları özgün teknikleriyle piyanonun ses niteliğini yetkinleştirdiler. Wolfgang Amadeus Mozart, Ludwig van Beethoven, Franz Liszt ve Frederic Chopin gibi ünlü besteci ve piyanistler piyano için olağanüstü güzellikle müzik parçaları bestelediler.
Piyanonun Yapısı
Piyanonun 88 sesi, dolayısıyla 88 tuşu vardır. Bu bakımdan, org dışında, müzik aletleri içinde sesi en güçlü olanıdır. Tuşları keçe kaplı çekiçlere bağlayan düzenek, parmakla tuşa basıldığında, gene keçeden yapılmış susturucuların tellerden ayrılmasını ve çekicin belli bir tele ya da tel grubuna vurduktan sonra geri çekilmesini sağlar. Böylece tellerin titreşmesinden ses oluşur. Parmak tuştan kaldırıldığında çekiç yerine döner; susturucular yeniden tellere değerek titreşimi durdurur ve ses kesilir. Tiz ses tuşlarına üçer tel, orta ses tuşlarına ikişer tel, pes ses tuşlarına birer tel bağlıdır. Tellerin titreşimi bir eşik aracılığıyla ses tablasına iletilir. Tahtadan yapılmış ses tablası sesi büyütür ve niteliğini etkiler.
Piyanistler ayaklarıyla alt bölümdeki pedallara basarak piyanonun sesini değiştirebilirler. Sol pedal seslerin daha hafif çıkmasını, sağ pedal seslerin uzamasını sağlar. Kuyruklu piyanolarda bulunan orta pedal ise yalnızca pedal basılırken çalınan seslerin uzaması içindir. Eskiden piyanoların şasisi tahtadandı. Teller ancak hafifçe gerilebildiği için sesleri yeterince güçlü değildi. 1788’de teller çelik kasalara gerilmeye başladı. 1826’da Fransız yapımcı Henri Pape, çekiçleri deri yerine keçeyle kaplamaya başladı. Zamanla çeşitli yenilikler eklenerek piyanolar geliştirildi. Günümüzde kullanılan piyanolar çelik şasili ve 18. yüzyıl piyanolarından çok daha gür seslidir. Ses genişliği “la” ile “do” arasında yedi oktav ile bir küçük üçlüden oluşur. Başlangıçtan bu yana sürekli bir değişme ve gelişme geçiren piyano, çeşitli biçimlerde ve boylarda üretildi. 19. yüzyıl sonlarında yapımı bir zanaat olmaktan çıktı ve piyano bir sanayi ürünü durumuna geldi. Bazı büyük ABD ve Japon şirketleri yeni değişikliklerle çalgının ses hacmini geliştirmeyi denediler.
Telleri ve ses tablası yatay olan kuyruklu piyano, telleri ve ses tablası düşey olan duvar piyanosu ya da konsol piyano, 1880’e doğru ABD’de geliştirilen mekanik ya da otomatik piyano ve üstünde çıkıntılar bulunan bir silindirin kolla döndürülmesiyle çalışan sokak piyanosu en çok bilinen piyano çeşitleridir.