Sivas
Sivas ili toprakları Anadolu’nun orta kesiminde, dağlık ve engebeli bir alanda yer alır. Büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi’nde olan ilin daha küçük bölümleri Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinin sınırları içinde kalır. İlin ve il merkezi kentin adı bazı haritalar ile kaynaklarda Sivas olarak da geçer.
Tarihinin çok eskilere dayandığı bilinen bir yörede başlıca yerleşim yeri olan Sivas kenti eskiden beri bir ulaşım ve konaklama merkezidir. Anadolu’nun çeşitli yörelerini birbirine bağlayan yollar burada kesişir. 11. yüzyılın ortalarından sonra doğudan Türkmenler’in gelip yerleşmesi ve Danişmendliler’in yörede etkili olması kentteki toplumsal ve kültürel yapıda bazı değişimlere neden oldu. Anadolu Selçuklularının güçlenmesi, tarım ve ticaret etkinliklerinin gelişme göstererek Anadolu’nun zenginleşmesine yol açtı. Bundan en çok yararlanan kentlerden biri de Sivas’tı. Bu yükseltili dönemde Sivas kenti Ceneviz, Rus ve Arap tüccarların buluştuğu önemli bir ticaret merkeziydi. Zenginleşmesi, bilim ve kültür yaşamı açısından da gelişmesine yol açtı. 1217’de yaptırılan İzzeddin Keykâvus Darüşşifası, bir sağlık kurumu olmasının yanı sıra tıp derslerinin verildiği bir yüksekokuldu. Kentte yeni cami, misafirhane ve hanlar yapıldı; medrese, kitaplık, zaviye ve imaretler kuruldu. 13. yüzyılda başlayan Moğol saldırılarından kaçan dönemin bazı ünlü bilim adamlarının sığındığı Anadolu kentlerinden biri de Sivas’tı. Mevlana’nın (bak. Mevlana) babası Bahaeddin Veled’in Konya’ya yerleşmeden önce bir süre Sivas’ta kaldığı bilinir. Eretna Beyliği’ne bir süre başkentlik yapan kent, Kadı Burhaneddin Devleti’nin de merkeziydi.
Osmanlı döneminde yöre halkı Ermeni, Rum, Kürt ve Türkmenler’den oluşuyordu. 19. yüzyıl sonlarına doğru Kafkasya’dan gelen Çerkez göçmenlerin bir bölümü Uzunyayla’ya yerleştirildi. Yörede yaşayan Müslüman halkın bir bölümü günümüzde de olduğu gibi Alevi’ydi. Eskiden Aleviler
başlarına “taç” denen kırmızı bir sarık giydiklerinden, halkın öteki kesimleri tarafından “kızılbaş” adıyla anılırlardı.
Doğal Yapı
Sivas ili Anadolu’nun en dağlık ve engebeli kesimlerinden birinde yer alır. Yalnızca bazı akarsu vadilerinde 1.000 metreden alçak alanlara rastlanır. Sivas ili topraklarının yaklaşık yarısı dağlık alanlardan, öteki yarısı da yüksek yaylalardan oluşur. Yükseltisi fazla olmayan, ova denebilecek düzlüklerin kapladığı alan ise çok azdır.
Sivas ilinin kuzey kesimini Kuzey Anadolu Dağları, doğu kesimini Doğu Toroslar, güney kesimini de Orta Toroslar engebelendirir. Karadeniz Bölgesi sınırlarının içinde kalan kuzey kesimdeki başlıca yükselti, doruğu 2.812 metreye erişen Köse Dağı’dır. Sivas ilinin güney ve güneydoğusunda yer alan bazı toprakları Doğu Anadolu Bölgesi’nin sınırları içinde kalır. Bu kesimdeki başlıca yükselti Yama Dağı’dır (2.735 metre). Bu kütle, Karasu-Aras Dağları adıyla tanınan Doğu Toroslar’ın bir parçasıdır. İlin batı kesimini engebelendiren başlıca dağ dizileri Çamlıbel ve İncebel dağları ile Akdağlar’dır. Tecer Dağları ilin orta kesiminde, güneybatıkuzeydoğu doğrultusunda uzanır. Sivas ilinin en yüksek noktası, Kızıldağ’da 3.025 metreye erişen Peynirlitepe’dir. Kızıldağ, İç Anadolu Bölgesi’nin en doğudaki topraklarını oluşturur. İlin önemli bir bölümünde yükselti yaklaşık 1.500 metre dolayında olduğundan dağların çoğu fazla yüksekmiş gibi görünmez. Kuzey kesimde ise bu görüntü bozulur. Dorukları 2.800 ve 3.000 metreyi aşan yükseltilerin yer aldığı bu kesimdeki dağlık alanlardan biraz kuzeye doğru gidilince 800 metre yükseklikteki Kelkit vadisine inilir.
Sivas ilinde hayvancılık açısından büyük önem taşıyan yüksek düzlükler geniş alanları kaplar. Bu dalgalı düzlüklerin başlıcaları, doğu kesimi il sınırları içinde yer alan Uzunyayla ile Sivas kentinin kuzeyindeki Meraküm Yaylası’dır. Orman örtüsünden yoksun olduğundan şiddetli bir aşınıma uğrayan bu yaylaların deniz düzeyinden yüksekliği yaklaşık 1.500 metre kadardır. Üstünde bazı dağlar yükselen Uzunyayla ile Meraküm Yaylasındaki akarsu vadilerinde yükselti daha azdır.
Sivas ili topraklarından kaynaklanan sular büyük akarsulara katılarak Karadeniz, Basra Körfezi ve Akdeniz’e ulaşır. Kuzey kesiminden doğan suları Karadeniz’e taşıyan başlıca akarsu Yeşilırmak ve bu kesimden aşağı yukarı doğu-batı doğrultusunda geçen Kelkit Irmağı’dır. Bu ırmağın genel olarak Çoruh-Kelkit Vadi Oluğu adıyla bilinen vadisi, Doğu Karadeniz Sıradağlarının bir bölümü il sınırları içinde kalan kıyı dağları ile iç sıralarını birbirinden ayırır. Karadeniz’e dökülen Melet Çayı’nın başlangıç kolları da bu kesimden çıkar. Tüm çığırı ülkemiz topraklarında olan Kızılırmak, Kızıldağ’ın yamaçlarından kaynaklanarak Sivas ilinde aşağı yukarı kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda akar. Kızılırmak’a il sınırları içinde katılan başlıca akarsular Tavra ve Tecer sularıdır. Fırat Irmağı’nın önemli kollarından biri olan Karasu Irmağı’na katılan Çaltı ve Tohma suları ile Kuruçay il topraklarından kaynaklanır. Akdeniz’e dökülen Ceyhan ve Seyhan ırmaklarının bazı başlangıç kolları da il topraklarından çıkar. Sivas ilinde yer alan başlıca göller Kızılırmak vadisinin kuzeyinde, Zara ile Hafik arasında yer alır. Genellikle Hafik Gölleri adıyla anılan ve alçıtaşından (jips) oluşan arazide yer alan çukurlukların içinde suların birikmesi sonucunda ortaya çıkan bu göllerin suları tuzludur.
Kuzey ve güney kesimdeki bazı kuytu alanlarda Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinin yumuşak ikliminin etkileri duyulursa da, Sivas ili genel olarak sert bir kara ikliminin etkisi altında kalır. En çok ilkbaharda yağış alan Sivas’ta il merkezine düşen yağışın yıllık ortalama miktarı 500 milimetreyi bulmaz. Sivas ili en az yağışı yazın alır. Karla örtülü olduğu süre yılda ortalama iki ayı geçen Sivas’ta kışın — 30°C’nin altına düşen soğuklara, yazın da 35°C’yi aşan sıcaklara rastlanır.
Sivas orman açısından ülkemizin en yoksul illeri arasında yer alır. Ormanları büyük ölçüde yok edilmiş olan Sivas ilinde doğal bitki örtüsü bozkır (step) görünümündedir. Kuzey ve batı kesimindeki dağlık alanlarda yer yer sarı çam ve ardıç topluluklarına, akarsu boylarında da kavaklara rastlanır.
Tarih
Bu topraklardaki ilk yerleşim yerlerinin günümüzden 7.500 yıl önce başlayan Bakır Çağı’nda (Kalkolitik Çağ) kurulduğu bilinmektedir. İÖ 2000’li yılların ortalarında Hattiler’in yurdu olan topraklar arasında yer alan Sivas, İÖ 17. yüzyılda Eski Hitit Devleti’ne bağlıydı. İÖ 7. yüzyıla kadar Hititler’in hüküm sürdüğü yöre, daha sonra Kimmerler ile İskitler’in saldırısına uğradı. İÖ 6. yüzyılda Lidyahlar ile bir antlaşma yapan Medler, Kızılırmak’ın doğusundaki toprakları egemenlikleri altına aldılar. Pers yönetimi sırasında Kapadokya Satraplığı’nın sınırları içinde yer alan Sivas yöresi, Büyük İskender’in Anadolu’yu Makedonya Krallığı’na bağladığı sırada kurulan Kapadokya Krallığı’nın yönetimine girdi. Daha sonra Pontos Krallığı ve bir süre de II. Dikran’ın denetiminde kalan yöre, İS 17’de Roma İmparatorluğuna bağlandı. Yöre bir süre Romalılar ile Partlar arasında el değiştirdi. 11. yüzyılda Bizans İmparatorluğumun Seoasteia Theması’nın (yerel yönetim birimi) sınırlan içinde yer alan yöreye bu yüzyılın ortalarında Türkmenler gelmeye başladı. 1071’den sonra doğu kesimi Mengücükler, öteki kesimleri Danişmendliler tarafından yönetilen yöre, 12. yüzyılda Anadolu Selçuklu Devleti’nin egemenliğine girdi. Anadolu Selçukluları yönetiminde önemli bir bölümü bayındır bir yöre haline gelen Sivas, İlhanlı, Eretna Beyliği ve Kadı Burhaneddin Devleti yönetiminden sonra Timur tarafından büyük bir yıkıma uğratıldı; Moğol askerleri binlerce SivaslI’yı kılıçtan geçirdi. 15. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti’nin topraklanna katılan Sivas yöresi, 1472’de bu kez Akkoyunlular tarafından yağmalandı. 16. yüzyıl başlarında yöreyi de etkileyen bir ayaklanma Yavuz Sultan Selim tarafından, çoğu Sivaslı olmak üzere 40 bin Alevi’nin katledilmesiyle bastırıldı. Celali Ayaklanmaları ve kıtlıklardan Osmanlı döneminde en çok zarar gören yörelerden biri de Sivas’tı. Bugünkü il toprakları 19. yüzyıl sonunda Sivas vilayetinin sınırları içindeydi. O zamanlar Amasya, Tokat ve günümüzde Giresun’a bağlı olan Şebinkarahisar (Karahisar-ı Şarki) bu vilayetin sancaklarıydı. I. Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan işgallere karşı ulusal direnişin ilk adımlarından birinin atıldığı yer olması bakımından Sivas kentinin Kurtuluş Savaşı tarihinde önemli bir yeri vardır.
Ekonomi
Kışları kar yağışlı, sert ve uzun geçen, bunun yanı sıra topraklarının engebeli olması ve şiddetle aşınıma uğraması nedeniyle ekime elverişli alanları kısıtlı olan Sivas ilinde halkın önemli bir bölümü geçimini hayvancılıktan sağlar. Çok miktarda koyun yetiştirilen Sivas’ ta sığırcılık da yapılır. Elde edilen başlıca hayvansal ürünler et, süt, yün ve deridir. Bu ürünler yöredeki bazı işletmelerde işlenerek değerlendirilir. Yaygın olarak arıcılık da yapılan Sivas ilinde önemli miktarda bal elde edilir.
Yetiştirilen başlıca bitkisel ürünler buğday, şekerpancarı, arpa, patates, çavdar, yulaf, kavun ve karpuzdur. Yüzölçümü açısından Konya ve Ankara’dan sonra ülkemizin üçüncü büyük ili olan Sivas’ta toplam ekili alanlar 1985 verilerine göre il topraklarının yüzde 16’sını kaplar. Oysa bu oran Konya ilinde yaklaşık yüzde 40, Ankara ilinde de yüzde 38’dir. 1987’de üretilen buğday miktarı ise Konya’da 1,8 milyon ton, Ankara’da 1,7 milyon tonken, Sivas’ta 460 bin tonu bile bulmuyordu. Başlıca tarımsal kuruluşlar olan Hafik ve Ulaş tarım işletmelerinin yaptığı çalışmalara karşın hayvansal ve bitkisel üretimde yeterli gelişme sağlanamamıştır. Bunun yanı sıra sanayi kuruluşlarının da yeterli düzeyde olmaması nedeniyle Sivas ilinde nüfus artış hızı genel olarak çok düşüktür. Sivaslılar’ın bir bölümü yeni iş olanakları bulmak umuduyla ya yurtdışına gider ya da büyük kentlerimize göç eder.
Sivas ilindeki en önemli sanayi kuruluşu, Devlet Demiryolları İşletmesi’ne (TCDD) bağlı olan ve vagon üretiminin yanı sıra çeşitli dökümler yapan, beton travers üreten fabrikalardır. Bundan başka et ve süt ürünleri, un ve unlu ürünler, dokumacılık ürünleri, yem, yedek parça, metal eşya, çimento, tuğla ve kiremit üreten fabrikalar da vardır. Küçük sanayi etkinliği ise oldukça yaygın ve canlıdır.
Sivas ili yeraltı kaynakları açısından oldukça zengindir. İl topraklarında gümüş, demir, linyit ve manganez cevheri yatakları vardır. Ülkemizin demir cevheri gereksiniminin önemli bir bölümü Divriği’deki yataklardan karşılanır.
Sivas ülke ulaşımında önemli bir konumu olan illerimizdendir. Başlıca yerleşme merkezlerini birbirine bağlayan kara ve demiryolları il topraklarından geçer.
Toplum ve Kültür
Eskiden beri ulaşım ve ticaret açısından önemli bir konumda olmasının yanı sıra tarihi boyunca birçok yönden gelen değişik halkların kültüründen etkilenen bir yöre olan Sivas, güçlü devletlerin ele geçirmek için savaştığı başlıca alanlardandı. Birçok kez yağmalanarak yıkıma uğramasına karşılık sonradan gene kendisini toparlayan Sivas, Osmanlı döneminde önce eyalet, sonra da vilayet merkezi olarak önemini korudu. Ama gerek devletin, gerek yerel yöneticilerin halkı ağır bir vergi yükü altında bıraktığı Sivas’ta zaman zaman tüm Anadolu’yu da etkileyen ayaklanmalar çıktı. Bazı dönemlerde görülen kıtlıklar nedeniyle büyük güçlükler çeken Sivaslılar din ve mezhep ayrımcılığı nedeniyle uygulanan baskılardan da çok zarar gördü. Aleviler kendilerine özgü bir yaşama biçimi içinde kaldılar ve kendilerine özgü bir kültür geliştirdiler. Bu baskılardan çok zarar gören yörenin en acılı günlerinin yaşandığı 16. yüzyılda bu kesimin sözcülüğünü üstlenmiş olan Pir Sultan Abdal’ın şiirleri, günümüzde de canlılığını koruyan Alevi kültürünün başlıca ürünlerindendir. Cumhuriyetten sonra laikliğin benimsenmesi, Aleviler’in üzerindeki baskıların hafiflemesi açısından da büyük önem taşır.
19. yüzyıl sonlarında Sivas yöresinde birçok Müslüman ve Hıristiyan okulu vardı. Bu okullarda 20 binden fazla çocuk eğitim görüyordu. Bunlardan başka Sivas’ta Amerikalılar’ın ve Fransızlar’ın okulları da vardı. Günümüzde Sivas ilinde yüksek düzeyde başlıca eğitim ve kültür kurumu Cumhuriyet Üniversitesi’dir.
Sivas ilinin geleneksel el sanatları dokumacılık, bakırcılık, çubukçuluk ve bıçakçılıktır. Sivas’ta halı ve kilim dokumacılığının geçmişi Selçuklular’a dayanır. Sivas halılarının başlıca özelliği sık dokulu ve tümüyle yün olmasıdır. En az 12 rengin kullanıldığı bu halılar günümüzde de Selçuklu motifleriyle süslenir. Daha çok siyah ve kırmızı renklerin egemen olduğu Sivas kilimlerinde geometrik desenler kullanılır. Eskiden özellikle Gürün’de gelişme göstermiş olan çorap örücülüğü yaygınlığını yitirmektedir. Bu çoraplarda kullanılan başlıca motifler “yârimi eller aldı” , “eli mektuplu”, “âşık kirpiği” ve “gönül kilidi” adlarıyla anılır. Bakırcılık eski önemini yitirmiş durumdadır. Sigara ağızlığı yapımcılığına “çubukçuluk” denir. Çubukçuluk günümüzde turistik açıdan değer taşır. Eskiden kılıççılığın yaygın olduğu yörede daha sonraları çakı ve bıçak yapımcılığı gelişmiştir. Sivas’ın siyah kemik saplı bıçakları ünlüdür.
Ünlü halk şairi Âşık Veysel ile tanınmış şairlerden Haşan Hüseyin (Korkmazgil) Sivas ili doğumludur.
İl Merkezi: Sivas
Kentin bilinen en eski adı Kaberia ya da Kabeira’dır. Daha sonra “tanrı Zeus’un kenti” anlamında Diopolis ve “büyük kent” anlamında Megalopolis adlarıyla anıldı. Roma döneminde verilen Sebasteia adının anlamı “imparatorun kenti”ydi. Megalopolis-Sebasteia olarak da adlandırılan kentin bugünkü adının Sebasteia’dan kaynaklandığı sanılmaktadır.
Stratejik açıdan önemli bir konuma sahip olması nedeniyle eskiden devlet, eyalet ve vilayet merkezi olarak seçilmiş olan Sivas kenti, ilin orta kesiminde yer alır. İç Anadolu Bölgesi’nin doğu kesimindeki önemli bir ticaret, hizmet ve kültür merkezi olma özelliğini koruyan kent, Kızılırmak vadisinin kuzey kesiminde, Tavra Suyu’nun iki kıyısında gelişmiştir. Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerindeki başlıca merkezleri birbirine bağlayan kara ve demiryolları kentten geçer. Ulaşım açısından en önemli yol, doğuda Gürbulak sınır kapısından gelip batıda Ankara’da E-5 Karayolu’yla kesişen E-23 Karayolu’dur. Kentin kuzeybatısında bir havaalanı da vardır.
Kentin nüfusu 198.553’tür (1985).
Sivas İline İlişkin Bilgiler
Yüzölçümü: 28.488 km2.
Nüfus: 772.209 (1985).
İl Trafik No: 58.
İlçeler: Sivas (merkez), Akıncılar, Altınyayla, Divriği, Doğanşar, Gemerek, Gölova, Gürün, Hafik, İmranlı, Kangal, Koyulhisar, Suşehri, Şarkışla, Ulaş, Yıldızeli, Zara.
İlgi Çekici Yerler: Fidanlık ve Eğriçimen orman içi dinlenme yerleri; Sıcakçermik, Soğukçermik-ve Balıklıçermik; Divriği Kalesi; Sivas Ulucamisi, Divriği Ulucamisi ve Darüşşifası; İzzeddin Keykâvus Darüşşifası; Gök Medrese (Sahibiye Medresesi), Buruciye Medresesi ve Çifte Minareli Medrese; Meydan, Kale (Sivas), Ali Ağa, Ali Baba ve Kale (Divriği) camileri; Ahi Emir Ahmed, Kadı Burhaneddin ve Abdülvahap Gazi türbeleri, Güdük Minare (Şeyh Haşan Bey Türbesi); Sitte Melik ve Kameriddin kümbetleri; Boğazköprü, Eğriköprü, Kesikköprü ve Şahruh Köprüsü; Behram Paşa Hanı; Meydan Hamamı; Sivas Müzesi, Sivas 4 Eylül Atatürk Müzesi.