Ticari Marka
Evlerde kullanılan eşyaların birçoğunda, örneğin kibrit kutularının, süt şişelerinin, konservelerin üzerinde, kazak, gömlek gibi giysilerin yaka içlerinde ticari markalara rastlarız. Bunlar sözcük, harf, resim ya da şekil biçiminde olabilir. Bir ticari marka ürünün adını da içerebilir.
Bir kişi ya da fabrika tarafından üretilen bir malı benzer başka mallardan ayırmaya yarayan ticari markalar çok eski zamanlardan beri kullanılmaktadır. Mısır’da yapılan kazılarda, üzerine yapanın adının ya da başka simgelerin işlendiği tuğlalar bulunmuştur. Eski Yunan’ da çömlekçiler yaptıkları çömlekler üzerine mutlaka kendi adlarını yazar, bazen de çağdaş ticari markalara benzer özel markalar kullanırlardı. Romalılar ise lambaları, kiremitleri, göz merhemi kutularını ve hatta peynirleri bile markalardı.
15. ve 16. yüzyıllarda bazı metal işçileri, duvar halısı dokumacıları, kâğıt yapımcıları, matbaacılar, demirciler, dericiler ve zırh yapımcıları ticari marka kullanırdı. Markaların kullanımına ilişkin katı yasalar çıkartılmıştı. Başka birinin ticari markasını çalan kişi, bu yüzden ölüm cezasına çarptırılabilirdi. Ama, alıcıların çoğu malın kimin tarafından yapıldığını bildiği için ticari marka kullanımı çok yaygın değildi.
Bugün satın alınan malların hemen tümü fabrikalarda üretilmektedir. Bu malları belirli ticari markalar altında tanıtmak için büyük reklam harcamaları yapılmaktadır. Böylece insanlar kimin ürettiği malı aldıklarını bilerek alışveriş ederler. Bu nedenle büyük değer kazanan ticari markaların nasıl kullanılacağını düzenleyen yasalar çıkarılmıştır. Yasalara uygun olmayan biçimde ticari marka kullanan kişiler dava edilebilir. Burada korunan ürünün kendisi değil, simgesi ya da adıdır. Bu nedenle ticari markalar patent ve telif hakkından farklıdır.
Birçok ülkede, belirli bir süre kullanılmayan ticari markanın kullanım hakkı yitirilebilmektedir. Ayrıca ABD'de, örneğin Aspirin ya da Kleenex gibi bir ticari marka benzer ürünler için de kullanılan “genel bir terim" olmuşsa, ticari marka özelliğini yitirmiş sayılmakta ve artık yalnızca o ürünün markası olarak kabul edilmemektedir.
Ticari markalara ilişkin uluslararası düzenlemeler de yapılmıştır. 1883’te imzalanan ve daha sonra birkaç kez gözden geçirilen Paris Sözleşmesi’ne katılan 80’den fazla üye ülke bulunmaktadır.
Osmanlılar döneminde markalara ilişkin ilk düzenleme 1888’de çıkarılan Alameti Farika Nizamnamesi’dir. Türkiye’de ticari markalar 1965 tarihli Markalar Kanunu ile düzenlenmiştir. Ticari marka hakkından yararlanmak için markanın Sanayi ve Ticaret Bakanlığında tescil ettirilmesi gerekir. Bir markayı ilk tescil ettiren kişi o ticari markanın sahibi olur. Marka hakkı, tescilinden başlayarak 10 yıl sürer; 10 yıl sonra yenileme için başvurulabilir. Aynı mala ilişkin olarak, Türkiye’de tescil edilmiş ya da daha önce tescili için başvurulmuş markalar başkaları adına tescil edilemez.