Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

ALEVİLİK

  • Okunma : 322
ALEVİLİK Resim

Alevilik, halife Ali’ye bağlı olan mezheplerin ortak adıdır (bak. Alİ, Hz.). Başlangıçta, Hz. M uhammed’in ölümünden sonra halifeliğin Ali’nin hakkı olduğunu savunanların siyasal bir örgütlenmesi niteliğindeydi. Sonradan Kuran’ın yorumu ve ibadet biçimleri konusunda da öbür Müslüman gruplardan değişik bir inanç sistemine dönüşen Alevilik İslam tarihçilerine göre 400 kola ayrılır.

    Aleviler Hz. Muhammed, Hz. Ali, karısı Fatma ve çocukları Haşan ile Hüseyin’i “Tanrı’yı iyi anlamış kişiler” anlamındaki “ehlibeyt” sözcüğüyle adlandırırlar. Aleviler’e göre ehlibeyt ve Hz. Ali’nin soyundan gelen 12 imam en yüksek dinsel ve siyasal otoritedir; sözlerinin Tanrı buyruğu olarak kabul edilmesi gerekir.

    Ehlibeyte bağlılık konusunda Aleviler’in ortak inançları vardır. Buna karşılık yaşadıkları bölgenin gelenek ve göreneklerinden, inançlarından, düşünce akımlarından ve uygarlık düzeyinden etkilenen Aleviler değişik inanç sistemleri geliştirmişlerdir. Suriye, Irak, İran, Mısır, Hindistan, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Anadolu’yu kapsayacak kadar geniş bir alana yayılan Alevilik her bölgede değişik özellikler taşır.

    Türkiye’deki Alevilik ile İran’daki Şiilik temelde birbirinden ayrılan inanç sistemleridir. Her ikisi de Ali’den önceki halifeleri tanımamak ve ehlibeyte bağlılık konusunda uyuşur. Ama Türkiye’deki Alevilik ibadet biçimlerinde bile İslam öncesi Şaman inançlarının izlerini taşır. Orta Asya Türkleri İslam dinini benimsediklerinde bu yeni dini eski Şaman inançlarına göre yorumlamışlardı. Bu inançlardan birçoğu göçebe Türkmenler aracılığıyla Anadolu’ya taşınmış, özellikle Aleviler arasında varlığını sürdürmüştür. Örneğin Orta Asya Türkleri’nce kutsal olan kayın ağacı Aleviler’ce de kutsal sayılır ve bu topluluğun önderi olan Alevi dedeleri ellerinde birer kayın dalı taşır.

    Alevilik 13. yüzyıldan sonra Anadolu’da yayılmaya başladı. Aleviler’in bir kolu olan Hurufiler’in Tim ur’un ordusundan kaçıp Anadolu’ya yerleşmesi, Orta Asya’dan göç eden bilgin ve ozanların etkisi, İran Hükümdarı Şah İsmail’in “Şah Hatayi” takma adıyla ve Türkçe yazdığı Alevi şiirleri bu mezhebin Anadolu’da benimsenmesinde etkili olmuştur. Sarı Saltık gibi “eren” denen kişiler Anadolu’da Alevilik’in öncüleri sayılır. Ama bu inancın yayılmasında en büyük pay Alevi mezhebinin bir kolu olan Bektaşilik’in kurucusu Hacı Bektaş Veli’nindır (bak. BEKTAŞİLİK; HACI Bektaş V e l î). Sonraki dönemde Otman Baba gibi erenlerin, Nesimi, Fuzuli, Pir Sultan Abdal, Kul Himmet, Yemini, Kazak Abdal gibi şairlerin etkisiyle Alevi inançları giderek yayılmıştır.

Alevi Törenleri

Aleviler’i Sünni ve Şii Müslümanlar’dan ayıran en önemli özellik ibadet biçimleridir. Aleviler Kuran’a ve hadislere inanır, ama namaz, oruç ve hac konusundaki inançlarıyla öbür İslam mezheplerinden ayrılırlar. Hz. Ali’nin doğum günü kabul edilen Nevruz (21 Mart) Aleviler’in bayramıdır. Muharrem ayında ise çölde aç ve susuz bırakılarak öldürülen Hz. Hüseyin’in anısına 12 gün oruç tutarlar. Yasla geçen bu süre içinde yalnız içmek için değil yıkanmak için bile su kullanmazlar.

    Aleviler’in en önemli dinsel etkinliği “cem ayini” denen toplantılardır. Bu toplantılar genellikle kış aylarında ve dedenin önderliğinde yapılır. Yatalak ya da hasta olanlar ve suç işleyenler dışında kadın, erkek, büyük, küçük herkes cem ayinine katılmak zorundadır. Toplantıyı yöneten dede Alevi inançlarının özünü anlatır ve bu konuda öğütler verir. Ardından Alevi şairlerin “deyiş” adı verilen dinsel şiirleri türkü biçiminde ve saz eşliğinde okunur; kadınlar ve erkekler “semah” denen oyunlar oynarlar. Kurban etinden yapılan yemekler dağıtılır ve Alevi dedesi topluluk içindeki anlaşmazlıkları çözerek suç işleyenleri cezalandırır.

    Aynı kökenden gelen Alevi ve Bektaşi inançları arasında büyük bir ayrım yoktur. Yalnız sonradan Bektaşi olunabilir, ama insan ancak Alevi olarak doğar. Alevilik daha çok kırsal kesimde, Bektaşilik ise kentlerde yayılmıştır.

ALEVİLİK Resimleri