Amerika Birleşik Devletleri Eğitim
Amerika Birleşik Devletleri Eğitim, ABD'de parasız eğitim, yılda 170 milyar dolardan fazla harcanarak 83 000'i aşkın ilk ve orta dereceli okulda verilmektedir. 3 500'den çok özel ve devlet koleji ile üniversite vardır. Bu okullara 80 milyar dolardan çok para harcanmaktadır. Ayrıca özel okullar, okul öncesi eğitim programları, yetişkinler için eğitim programları, federal Kızılderili okulları ve dış ülkelerde federal askerî üslerdeki okullar, ABD'nin eğitim sistemini tamamlayan kurumlardır. Düzenli yatısız okul öğrencilerinin yaklaşık % 88'i ve yükseköğrenim gören öğrencilerin % 80'i devlet kuruluşlarında kayıtlıdır.
Amerika Birleşik Devletleri Eğitim TEMEL İSTATİSTİKLER
Kayıtlar: XX. yy. başlarında kayıtların düşük olmasına karşın, 1980'lerde 5-13 yaş arasında olanların aşağı yukarı tümü ve 5-17 yaş arasında olanların % 90 ından çoğu okullara kayıtlarını yaptırmışlardır. Ortaokul diploması alan 17 yaşındakilerin oranı 1901'deki % 7'den, 1981 -1988'de % 74'e çıkmıştır. 1971 ile 1984 arasında devlet okullarına kayıt olanların sayısı 7 milyon öğrenci olmuştur. 1985'te başlayan ilkokul kayıtlarındaki ağır tırmanışın, yüzyılın geriye kalan bölümünde de sürmesi beklenmektedir.
Okula kayıt olmalarda görülen önemli değişiklikler, nüfus artışındaki bölgesel farklılıklardan da doğmaktadır. Büyük nüfus patlamasının olduğu başlıca alanlar güney ve batı eyaletleridir. Kentleşmiş kuzeydoğu eyaletleri ve iç eyaletlerdeyse, nüfus giderek azalmaktadır. Arizona'daki ilk ve orta dereceli okul öğrencilerinin üçte birinden çoğu Phoenix'tedir ve yaklaşık 1 milyon öğrenciyle New York City okul sistemi,Kaliforniya ve Texas dışında, Mississippi'nin batısında bulunan her eyaletinkinden daha büyüktür.
Maliyet: 1987-1988'de devlet okullarının maliyeti, % 6'sı federal kaynaklardan, % 50'si eyalet kaynaklarından, % 44'ü yerel kaynaklardan, 172 milyar dolardı. Öğrenci başına 1987-1988 harcamaları 4 200 dolar kadar tutuyordu. Bu harcamalar en düşük maliyet olan 2 454 (Utah) ve 2 548 dolar (Mississippi ile en yükseği 7 151 dolar (New York) ve 7 971 dolar (Alaska) arasında değişmekteydi.
YEREL OTORİTE:
Okul bölgeleri: ABD'de yaklaşık 15 300 devlet okulu bölgesi bulunmaktadır. Bu bölgelerin % 50'sinden çoğu 1 000 öğrenciden daha azını kayıtlarına geçirir. İlkokul bölgeleri ve ortaokul bölgeleri farklıdır ve hiçbiri siyasal sınırlamalara bağımlı değildir.
Yetkilerin ve sorumlulukların tarihi: Amerikan kamu eğitimi yerel bir çaba olarak XVIII. yy. sonlarında başladı. Yurttaşlar toprağı temizlemek, okullar inşa etmek, öğretmenler tutmak, para toplamak ve bu etkinliklere kimin başkanlık edeceğine karar vermek için inisiyatifi ellerine aldılar. XIX. yy. sonlarında okulların temel yapısı tüm öğrenciler için sıradan bir basit eğitimden, bu genç kişileri çeşitli toplumsal görevlere hazırlamaya yönelik bir düzeye kaydı. 1860'lardan başlayarak profesyonel olarak eğitilmiş öğretmenler ve yöneticiler ortaya çıktılar.
Bu dönem içinde okullar giderek laikleşti. Okullara zorunlu olarak devam etme yasaları 1920'lerden önce yaygınlaştı. Günümüzde okul kurulu yetkililerinin okul müdürlerini işe alma ve onları görevleri başında eleştirme, okul programlarını saptama, yönetsel hareketleri ve önerileri onaylama gücü vardır. Bazı büyük bölgelerde yerel danışma kurulları, resmî bir yetkileri bulunmadığı halde, öğretmenlerin, müdürlerin ve ders kitaplarının seçimini etkilemekterdir.
EYALET YETKİSİ:
Ana yetki: Resmî Amerikan okullarının resmî denetimi, eyalet yönetimi tarafından yapılır. Genel olarak eyaletler okul tüzükleri çıkarıp benimsetme, akademik standartları belirleme, vb. yetkileri ellerinde tutar. Eyalet yasama organı, okulun finans sistemini, okul personelinin yeterlilik ölçütünü ve okula zorunlu gidiş yaşlarını kararlaştırır. Eyalet temsilcileri, öğretim programlarını gözden geçirmek, nitelik denetimi yapmak ve eğitim kuruluşlarının genel teftişi gibi işlerden sorumludurlar. Eyaletlerin özel eğitimi yasaklama hakları yoktur ama, öğretim programları gerekliliği, denklik belgesi standartları ve profesyonel personelin yeterlilik ölçütleri aracılığıyla özel kuruluşlar üstünde dolaylı denetim kurabilirler.
Yetkilerin ve sorumlulukların tarihi: Eğitimde eyalet etkisi resmî okul akımınca özendirildi (1830-1860). Resmî okul savunucuları daha çok okul kurmak ve eyaletlerde karşılaştırmalı okullar için sistemler düzenlemek istediler. Bu akımın en büyük liderlerinden biri olan Horace Mann, resmî okulların ulusal yaşamı sürdürme güvencesinin gereği olan üstün yetenekli yurttaşlar yetiştirecek "yeni bilim merkezleri" olacaklarını öne sürdü: "Yeni gelen göçmenleri Amerikanlaştırıp, gençlere kötülüklerden ve suçtan kaçınmayı öğretin." Bu hedefe ulaşmak için okulların kapsamlı, karşılaştırmalı ve kolayca girilebilir olması gerektiği tartışıldı. Bunlar yerel kaprislerin rüzgârına bırakılamazdı. 1861 'de Kuzey hükümetine bağlı olan çoğu eyaletin çalışır durumda resmî okulları vardı ve resmî okullar 1900'de eyaletlerin yaklaşık yarısına yayıldı. Önceleri yetkililer sadece bilgi toplayıp, gelişmeleri öneriyor ve okulları denetleyerek karşılaştırıyorlardı. Yukarıda sözü edilen geniş kapsamlı yetkiler XX. yy'da gelişti.
FEDERAL MÜDAHALE:
Yetkiler ve sorumluluklar tarihi: ABD Anayasası açıkça eğitimden söz etmez. İç savaş sonrasına kadar Kongre'nin heriki meclisi de eğitimle ilgili sürekli komisyonlar kurmayı reddetmişti. 1830'larda fazlalık federal fonlar birtakım amaçlar -eğitim dahil- için kullanılmak üzere eyaletlere geri verilmişti. İşte, resmî okul akımı bu sıralarda gelişti. Kızılderili kabileler için eğitim programları 1820'den önce başladı. Tarım Bakanlığı kurulunca (1862), eğitim daireleri bakanlığın en büyük görevlerinden birini üstlendiler. Eğitim Bakanlığı 1867'de onaylandıysa da, daha sonra İçişleri Bakanlığı'nda bir büro olarak yeniden düzenlendi ve burada yaklaşık bir yüzyıl ancak çok küçük bir rol oynadı.
XIX. yy'ın eğitimle ilgili büyük federal yasası, 1862'de yürürlüğe giren Murrill Yasası olmuştur. Bu yasa, en az bir kolej kurup irat bağlanması için eyaletlere toprak bağışında bulunmayı öneriyordu, ikinci bir yasa (1890) Toprak bağışlanmış kolejler için federal desteğin devam etmesini sağlamaktaydı. Ancak, bu yıllık ödenekler ırk ayrımı uygulayan eyaletlerden ayrı Siyah Kolejler açmadıkları takdirde kesilecekti. Yasa, siyahlar için 17 okul kurulmasına yol açtı. Toprak bağışlı kolejler arasında Cornell ve Rutgers üniversiteleri, Michigan Devlet Üniversitesi, Illinois Üniversitesi, Texas Tarım ve Mühendislik Üniversitesi gibi ünlü kuruluşlar vardır. XX. yy'ın ilk yarısında Kongre, meslek okullarına, büyük İktisadî bunalım sırasında, bayındırlık işlerine ilişkin eğitime, veteranların eğitimine ve federal memurların çocuklarının gittikleri okul bölgelerine yardım edilmesini onayladı.
1958'deki gelişmeler ve daha sonrası: 1958'in Milli Savunma Eğitim Yasası (NDEA), federal fonların bilim ve matematik eğitimini ve modern yabancı dil öğrenimini desteklemek üzere kullanılmasını onayladı. 1965'in İlk ve Orta Dereceli Eğitim Yasası (ESEA), ABD tarihinde eğitime yapılan en büyük federal müdahaleyi temsil etmekteydi. ESEA, federal yönetimi herkese eşit eğitim fırsatı tanımaya zorladı. Bunu 1960'lar boyunca eğitimi desteklemek üzere girişilen büyük federal fonlar izledi. 1978'de federal eğitim programlarının maliyeti 25 milyar doları aşmıştı. 1981 'in Eğitimi Pekiştirme ve Geliştirme Yasası, 42 programı 7 program halinde birleştirerek federal eğitim fonlarının büyük bir bölümünün dağıtım biçimini değiştirdi.
Federal müdahale yürürlükteki yerel ve eyalet bütçelerini ne artırabilmiş ne de eğitim üzerinde doğrudan bir denetim kurabilmiştir. Yaklaşık 40 temsilcilik arasında dağılmış pek çok program bulunmasına karşın, ABD Eğitim Bakanlığı bunun başlıca temsilcisidir.
Yüksek mahkeme kararları: 1960'larda, 1970'lerde ve 1980'lerde ABD Yüksek Mahkemesi öğrenci hakları, okulun finansmanı ve eğitime giriş alanlarında örnek oluşturacak büyük kararlar verdi. Des Moines Bağımsız Halk Bölge Okulu'nun Tinker'e karşı açtığı davada (1969), devlet okulu öğrenci ve öğretmenlerinin söz ve konuşma özgürlüklerinin anayasal hakları olduğu ve kısıtlanamayacağı yönünde karar verdi. Gross'un Lopez'e karşı açtığı davada (1975), okuldan geçici tard ve ihraç gibi durumlarda öğrencilere hakları gereğince sınavlara girme hakkı tanıdı. İngraham'm Wright'a karşı açtığı davada (1977) mahkeme, anayasanın zalimce ve olağandışı cezalandırmayı yasaklayan maddesinin dayak gibi bedensel cezayı yasaklayamayacağı kararına vardı. San Antonio Bağımsız Bölge Okulu'nurı Rodriguez'e karşı açtığı davada (1973),okul finans reformunun anayasal bir sorun değil, eyalet yasa koyucuları tarafından çözülecek bir konu olduğu belirtildi. Mueller'in Allen'e karşı açtığı davada (1983), bir Minnesota yasasından yararlanarak, kamu ve özel eğitim giderlerinin vergiden düşülebileceğini karara bağladı. Brown'm Topera (Kansas) Eğitim Kurulu'na karşı açtığı davada (1954), öğrencilerin ırk dolayısıyla ayrımını reddeden mahkeme, ayrı okulların doğal olarak eşit olmadıklarına karar verdi. Bu, ırk ayrımının doğrudan kaldırılmasına yönelik bir dizi kararın ilkiydi. Kaliforniya Üniversitesi'nin Barke'e karşı açtığı davada (1978), mahkeme bazı grupların eğitimi desteklemek amacıyla okula alınmasını onayladı, ama bunlar için grup kotalarının kullanımını yasakladı.
GÜNÜMÜZDEKİ SORUNLAR:
Amerikan eğitiminin karşı karşıya bulunduğu sorunlar arasında okullara gidenlerde görülen azalma ve iki dilli eğitimin programa alınıp alınmaması dikkat çeker. Her iki sorun da ülke demografisinin değişmesiyle yoğunluk kazanacaktır. Okul yaşı nüfusu, toplam nüfusun giderek azalan bir oranını temsil etmektedir. Vergi verenlerden çok az sayıda kişinin ana - baba olarak okulların niteliğiyle ilgilenmesi, eğitim harcamalarının daha da gerilemesine yol açabilir. İspanyolca konuşan nüfusun ötekilere oranla giderek artması iki dilli eğitim üzerindeki anlaşmazlıkları etkilemektedir. Eğitimde 1990'ların sonunda ana babanın tercihi sorunuyla ve daha büyük sorunlarla karşılaşılacağı ileri sürülmektedir.
Öğrenci başarıları: Son çalışmalar öğrenci başarılarının okuma, matematik, bilim ve sosyal bilimler dalında önemli ölçüde gerilemiş olduğunu göstermektedir. Kent merkezi okullarındaki öğrenciler, özellikle alt gelir düzeyinde ve azınlık grubu ailelerden gelenler, genellikle, banliyölerde okuyan orta sınıftan öğrencilerden daha düşük not almaktadırlar. 1980'lerde bu durumu eleştiren bazı raporlar daha uzun bir okul günü ve eğitim yılı önerdi. Taze kaynakların yokluğu, sınırlı başarıların genişlemesini desteklemek üzere varolan fonların yeniden bu amaca ayrılmasını gerektirmektedir. Öğretmen sıkıntısı ve başarı primi: Nitelikli öğretmen yetersizliği, özellikle bilim ve matematik dallarında, 1990'ların sonunda büyük bir endişe kaynağı olacaktır. Okul personelinin tarihsel olarak başlıca kaynağını oluşturan kadınlar değişik mesleklere gitmektedirler. Son yapılan incelemeler öğretmenler arasında çalışma koşulları açısından güçlü bir hoşnutsuzluk olduğunu göstermektedir. Bunun bir sonucu olarak öğretmen adaylarının sayısı ve niteliği düşmüştür. Öğretmenler için başarı primi ve ünlü öğretmenler ve başöğretmen için yeni kariyer yollarının yaratılması önerilmiştir. Böylece mesleğe çok daha yetenekli kişiler çekileceği umulmaktadır. Ama öğretmen örgütleri bu önerilerin genelde öğretmen ücretlerindeki eşitsizlikleri düzeltmeye yönelik çabaları baltayacağından korkmaktadırlar.