ARGO
Öğrenciler, askerler, denizciler, sporcular, sanatçılar gibi toplumdaki çeşitli meslek gruplanndan insanlar, kendi aralarındaki konuşmalann kapalı kalmasını istediklerinde yalnızca kendilerinin anlayabileceği sözcükler ve deyimler kullanırlar. Çoğunlukla, toplumda kullanılan ortak dildeki sözcüklerin anlamlarını değiştirerek türetilen bu tür sözcük ve deyimlerin oluşturduğu özel dile argo denir.
Argo aslında gizli bir anlaşma, konuşma aracı olarak kullanılan, bir toplumun genel dilinden ayrı, ama ondan türemiş özel bir dildir. Hangi çevrede ya da meslek grubu arasında türemişse yalnızca o toplulukça anlaşılır. Ama zaman içinde toplumun başka kesimlerince de benimsenerek kullanılabilir.
Argo sözcükler, yaygın olarak kullanılan ortak dildeki sözcükler gibi yazılır ve okunur. Kullanım amacında gizlilik yatan argo, yapı bakımından genel düden ayrılmaz. Bu özel dilde, ortak dilden bağımsız biçimler yaratılmaz, dilbilgisi kuralları da değiştirilmez. Argonun oluşması için, sözcüklerin alışılmışın dışında bir anlamda kullanılması, yeni anlamlarla donatılması yeterlidir. Aktarılacak bilgi, sözcüklerin anlamlan değiştirilerek gizlenmiş olur.
Argo sözcükler çoğu zaman, genel olarak kullanılan dilde var olan bir sözcüğe başka bir anlam yükleyerek türetilir. Örneğin çalışkan ve saf öğrenci anlamına gelen inek ve para anlamına kullanılan arpa sözcükleri böyle türetilmiştir. Yabancı dillerdeki sözcük ya da sözcük parçalarını değiştirmeden ya da bozarak alıp Türkçe’deki sözcük parçalanyla birleştirerek türetilen argo sözcükler de vardır. Örneğin, Türkçe’deki atma sözcüğünü Fransızca tion ekinden bozma syon'la birleştirerek oluşturulan atmasyon, uydurma, yalan haber anlamına gelir.
Kimi argo sözcükler ise Türkçe’den ya da yabancı dillerden yararlanıp uydurma, yakıştırma, benzetme yoluyla türetilmiştir. Boş, değersiz anlamına gelen p o f yoz, yalan karşılığı kullanılan maval ya da aptal anlamındaki keriz bu tür argo sözcüklerdir. Sözlük hazırlayanlar, dilbilimciler, öğretmenler ve uzmanlar arasında hangi sözcüklerin argo olduğu konusunda bir anlaşma yoktur. Çünkü, argonun birçok sözcüğü öbür dil grupları arasına kanşmıştır. Ama, kesin bir aynm yapılamasa da argoyu insanlar arasındaki senli benli konuşmada kullanılan dilden, halk dilinden ve kaba konuşmadan ayırmak gerekir.
Argo kullanımı Türkiye’de daha çok İstanbul’da ilgi çekmiştir. Kayış dili olarak da adlandınlan İstanbul argosunun gelişmesinde külhanbeylerin, eski dönemlerin itfaiyecileri olan tulumbacılann ve ayaktakımmın büyük rolü olmuştur.
Argo kullanımının nedenlerinden biri de, konuşmaya ya da yazıya canlılık getirmesidir. Pek çok argo sözcükte şaka ya da mizah duygusu gizlidir. Edebiyat alanında argodan, gülünç durumlar yaratma, gündelik dile yaklaşma, dile yeni ve canlı bir boyut getirme gibi amaçlarla yararlanılır.
Argonun yazı diline geçmesi, gizliliğin ortadan kalkmasına neden olur. Argo sözcükler herkesçe kullanılır hale gelince argo olmaktan çıkar. Kimi argo sözcükler yalnızca belli bir süre kullanılır, daha sonra kaybolup gider. Bu değişkenlik ve kendini yenileme argonun başlıca özelliklerinden biridir. Buna karşılık kimi sözcükler de günlük dile kabul edilir. Eskiden argo olan sözcükler zamanla gündelik dilde kullanılmaya başlar. Örneğin, eskiden argo sayılan ve tembel, kaytarıcı anlamında kullanılan hayta sözcüğü günlük dilde yaygın bir kullanım kazanarak argo olmaktan çıkmıştır. Bu olguya aşağı yukan bütün dillerde rastlanır. Tümü de Latince’den türemiş olan Fransızca, İspanyolca ve İtalyanca’daki pek çok sözcük, kitaplarda kullanılan klasik Latince’den değil, halkın günlük yaşamında kullandığı Latince’den ve Roma ordusunun argo sözcüklerinden kaynaklanır. Sözgelimi, Fransızca’da baş anlamına gelen tete sözcüğü Latince’de baş anlamına gelen caput sözcüğünden değil, Latince bir argo sözcük olan ve testi ya da toprak kap anlamına gelen testa’dan türemiştir. Eskiden daha çok ağızdan ağıza yayılan argo sözcükler, günümüzde çeşitli kitle iletişim araçları aracılığıyla çok kısa sürede yaygınlık kazanmaktadır.
Argo yersiz ve zamansız kullanıldığında kötü izlenim yaratır; çok sık kullanıldığında da tüm gücünü yitirir. Bu durum hem kaba, küfürlü sözcükler, hem de “kibar” argo türleri için geçerlidir. İlk kullanıldıklannda yeni ve eğlencelidirler, ama sürekli kullanıldıklannda sıkıcı olmaya başlarlar.