Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Doğada taklitçilik

  • Okunma : 1058

Doğada taklitçilikCanlı organizmalarda, düşmanları yanıltmak için biçim ve renk değişikliğine dayanan savunma yöntemi. Doğada taklitçilik, temelde ikiye ayrılır. Bunlardan birincisinde, zararsız birey kendini, zehirli ya da tehlikeli bir türe benzetir; böylece, taklit edilen modeli yemeyi başaramamış olan düşman, taklit edeni yemeye kalkışmaz. Sözgelimi, larva evresinde beslendiği bitkilerden geçmiş zehir içeren hükümdar kelebeğini(Danaus ple-xippus) zehirli olmayan birkaç başka tür kelebek, renk ve kanat deseni yönünden taklit eder; böylece, zehirli olanı bir kez tattıktan sonra ona benzeyen öbür kelebeklere dokunmayan kuşlardan korunurlar. Taklitçiliğin bu biçimi taklit edilen modelin yaygın, taklit edeninse az sayıda olduğu durumlarda çok başarılıdır. Tersi durumda, avcılar, yaygın olmayan biçim ve renge koşullanmayabilirler. Doğada taklitçiliğin ikinci biçiminde, tadı iyi olmayan ya da iyi korunan bazı organizmalar, ortak bir renk ve desen oluşturmuşlardır. Sözgelimi yabanarılarının ve halanlarının çoğunda aynı sarı-siyah çizgiler vardır. Bu türlerdeki hayvanlar, düşmanın birkaç tatsız eşekarısı ya da balansı yedikten sonra, aynı renk ve desendeki öbür bireylere dokunmamasıyla, korunmuş olurlar; ama avcı tatsız olduklarını anlayana kadar, az sayıda da olsa kurban verirler.

Arı orkidesi gibi bazı bitkilerse, arıyı taklit ederler. Bu durumda bir arı, orkideyi arı sanarak onunla çiftleşme girişiminde bulununca, orkide çiçektozunu arıya aktarır. Arı, bir başka orkideyi görüp yeniden yanılarak yakgin of Species, 1859) adlı yapıtında , doğal ayıklanma terimini, canlıların bir çevrede yaşama ve üreme yeteneklerinin farklı olması nedeniyle, bir topluluk içindeki gen sıklığı değişikliklerinin farklı olmasına yol açan süreci tanımlamak için kullanmıştır. Evrim kuramında bu süreç, evrimin kalıtımsal temelini oluşturur.

Bir canlının yaşam çevriminin bütün yönleri (yaşama yeteneği, yaşam uzunluğu ve üreme dahil), doğal ayıklanmanın etkisindedir. Bazı birey öbekleri, belirli bir çevrenin gereklerine uymakta öbürlerinden daha başarılı oldukları için, doğal ayıklanma, bir tür topluluğunu oluşturan çeşitli kalıtımsal tipler (genotipler) arasında sağ kalabilme ve üreme oranlarında eşitsizliğe yol açar. Bazı grupların seçilerek yaşamaya ve üremeye devam etmesi, başkalarının elenmesiyle bir arada gerçekleşir; sonuç olarak, birbirini izleyen kuşaklarda belirli genlerin sıklıkları değişir. Değşinimin neden olduğu kalıtımsal çeşitlenmeleri etkileyen doğal ayıklanma, evrimsel değişikliği ortaya çıkaran güçlerin en önemlisidir.

Doğal ayıklanma, belirli bir topluluk üstünde, dengeleyici, yönlendirici ya da ayırıcı bir etken olarak üç değişik biçimde etkili olabilir. Dengeleyici ayıklanmada, çevre etmenleri, topluluğun var olan özelliklerini destekler. Sonuç olarak, herhangi bir belirleyici özelliğin uç çeşitlemelerini sergileyen bireyler elenir ve topluluk, uyum sağlamış özelliklerini daha dar bir çerçevede sergileme eğilimi taşır. Dengeleyici ayıklanma, evrimsel değişikliklerle sonuçlanmaz; daha çok, var olan uyum durumu sürdürülür.

Not: Hükümdar kelebeği (Danaus plexppus, kuşlar için zehirlidir ve bir hükümdar kelebeği yiyen bir kuş, şiddetle kusar. Limenitus archippus türü kelebeğin renkleri hükümdar kelebeğininkine benzer. Böylece hükümdar kelebeğinin zehirli olduğunu öğrenmiş bir kuş, Limenitus archippus'u da yemekten kaçınır.

Anayurdu İngiltere ve Batı Avrupa olan Biston betularia türü kelebek, yosunla kaplı ağaçlarda yaşar ve açık rengi sayesinde kendini çok iyi gizler. Ama ağaçların kurum nedeniyle karardığı sanayi bölgelerinde, doğal ayıklanma yoluyla, açık renkli bireylerin yerini büyük ölçüde koyu renkli ya da siyah bireyler almıştır. Daha sonra kirliliğin azalmasıyla, koyu renkli bireylerin sayısı da azalmıştır.

Çevre etmenleri yeni özelliklerden yana olduğunda ya da eski özelliklerde bazı değişikliklerin yapılmasını gerektirdiğinde, yönlendirici ayıklanma oluşur. Yeni nitelikler yaratan genotipler, üremede büyük başarı kazanır ve sonuç olarak, bu niteliklerin gen sıklıkları değişir. Yönlendirici ayıklanma sonucunda evrimsel değişiklikler oluşur; ne var ki bu, nispeten kısa dönemli bir süreçtir, çünkü yeni uyum durumuna ulaşıldıktan sonra, çevre etmenleri değişmediği sürece, topluluk dengeleyici ayıklanma aşamasına girer.

Ayırıcı ayıklanma, aynı bölge içinde çeşitli çevre etmenlerinin ve farklı genotiplerin bulunmasını gerektirir. Bir topluluk, toprak koşullan, yiyecek kaynakları ya da öbür etmenleri son derece farklı olan bir yaşama ortamında barındığı zaman, yeni gelişen alt topluluklar, bölgenin belirli özelliklerine uyum sağlayabilir. Ayırıcı ayıklanma evrimsel değişikliklere yol açar; ama bu bir kez gerçekleşince, alt topluluklar dengeleyici ayıklanma aşamasına geçerler.