Dantel Ve Oya
Dantel Ve Oya, ipliklerin ağ gibi bir doku oluşturacak biçimde iğne, mekik ya da tığla örüldüğü, genellikle motiflerle bezeli bir örgü türüdür. Dantel üretiminde bugün pek çok yapay elyafın da kullanılmasına karşılık, en çok keten, pamuk ve ipek kullanılır.
Dantelin kökeni, çok eski el sanatları olan, makramayı andıran düğümlü ağ işinden nakışa kadar uzanır. Düğümlü ağ işi örnekleri Eski Mısır mezarlarında ve İsviçre’deki göl evlerinde bulunmuştur. Kumaşın ipliklerle bezenmesi anlamına gelen nakış ise, yüzyıllarca önce Çin, Hindistan, İran ve Yakındoğu’da yapılırdı.
Dantel yapmanın başlıca iki yolu vardır: Bobinlere ya da makaralara sarılmış ipliklerle yapılana mekik danteli ya da kopanaki denir. İğneyle yapılana ise iğne danteli ya da oya denir. Bu iki yöntem birleştirilerek de dantel yapılabilir. Günümüzde makinelerde üretilen danteller elde örülmüş izlenimi vermektedir.
Dantel Sanayisinin Doğuşu
Dantel yapımının tarihi 16. yüzyıla, Venedik’e dayanır. Oraya da doğudan gelmiş olabilir. Venedik’te hem iğne, hem de mekik danteli yapılırdı.
İğne dantelinde önce keten kumaştan iplikler çekilir, bu ipliklerden çeşitli yollarla işlemeli desenler oluşturulur ve buna antika işi denir. Kumaşın kenarlarına iplikle sarma işi yapılmasıyla oluşturulan fisto adlı dantel türleri de vardır. Ağ ya da file dantel türünde ise motifler gevşek ilmekler atarak oluşturulur.
Venedikliler’in iğne danteli sanatı çok geçmeden İsviçre, İspanya ve hemen sonra da Flandre’da moda oldu. İspanyol dantelleri altın ve gümüş ipliklerle yapılıyordu ve Magripliler’in desenlerinden izler taşıyordu. Venedik danteli daha sonra, aralarında Fransa da olmak üzere Avrupa’nın birçok bölgesine yayıldı. Fransızlar, Venedik dantellerini satın almak için öyle çok para harcadılar ki, bunun üzerine XIV. Louis’nin maliye bakanı Jean Baptiste Colbert, Alençon ve Argentan yakınlarında bir dantel sanayisi kurdu. Yöre halkını eğitmek üzere Hollanda ve İtalya’dan dantel ustaları getirtti. Fransa dantel sanayisi güçlenince kralın emriyle yabancı ülkelerden dantel alımı durduruldu. Fransa Venedik’in yerini alarak iğne dantelinin merkezi durumuna geldi.
Zarif desenli iğne ve mekik dantelleri ve yüksek nitelikli keten iplikleriyle ünlü Flamanlar, aynı zamanda çok çeşitli geleneksel dantel desenleri geliştirdiler. İngiltere’ye dantel yapma sanatını Flamanlar götürdü.
Gene Venedik’te geliştirilen mekik danteli, bobinler üzerine sarılı ipliklerle yapılan çok zarif bir örgü tipidir. Bobinler küçük saplı makaralara benzer. Desen ne kadar büyük ve ayrıntılıysa, kullanılan bobin sayısı o kadar artar. İşlemeler, içi pamukla doldurulmuş bir yastık ya da silindir üzerine yapılır. Desen bir parça parşömen ya da kalın bir kâğıt üzerine çizilir ve yastığın üzerine gerilir. Desenin çizgileri boyunca küçük iğneler sokulur ve oldukça karışık olan örgü ya da dokuma işine başlanır. Bobinler öne ve arkaya atılarak, parşömen model üzerinde taslağı belirlenen ağ örgüsü oluşturulur. En ünlü mekik dantelleri Fransa ve .İngiltere’de yapılmaktadır. El yapımı çok büyük mekik dantelleri 13 cm genişliğinde şeritler halinde yapılır ve birbirlerine birleştirilir.
16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar geçen süre içinde el dantelleri çok çeşitli amaçlarla kullanıldı. En zarif danteller kilise törenlerinde giyilen giysiler için yapıldı. Düğün ve saray giysileri de aylarca emek verilerek örülen dantellerden yapılırdı. Ayrıca, dantel ya da üzerinde zarif dantel süslemeler bulunan keten masa örtüleri kullanılırdı.
Türklerde Dantel ve Oya
Dantel ve oya Türk el sanatlarının kadınlarca yürütülen önemli bir koludur. Kökenleri, uygulamaları ve ürünleri farklı olan dantel ve oya ayrı ayrı gelişmiş el sanatlarındandır. Bazı araştırmacılar Türkiye’ye 16. yüzyıldan sonra Venedik’ten ve öteki Avrupa ülkelerinden ilk dantel örneklerinin geldiğini ileri sürerken; bazıları da doğu ülkelerinde ve özellikle Anadolu’da çok gelişen oya türünden el sanatı ürünlerinin Venedikliler’ce Avrupa’ya götürüldüğünü ve buradan “dantel” adıyla, biraz daha değişmiş olarak Türkiye’ye geldiğini belirtir.
Türkiye’de dantel çeyiz içinde yer alır; yatak, divan ve masa örtülerinde, yastık kenarlarında, çevre ve mendillerde süs öğesi olarak kullanılır. Bütünüyle dantel olan perde ve örtüler de vardır.
Oya dantelden farklı olarak çiçek, meyve, yaprak gibi bitkisel motifler ile simgesel şekillerin ibrişim ya da başka bir iplikle örülmesiyle elde edilir. Kimi oyalarda renk renk küçük boncukların kullanıldığı da görülmektedir. Dantelin motifleri çoğunlukla örülürken oluşturulur. Oysa oyalar bütünüyle, simgelediği varlığın biçimine uygun olarak örülür; top top, salkım salkım, yaprak yaprak sıralanmış motiflerden oluşur.
Oyalar Anadolu genç kızlarının ve kadınlarının günlük yaşamlarında karşılaştıkları her varlığı ve kendilerini etkileyen her olayı renkli iplikle ya da boncukla biçimlendirip oluşturdukları bir kenar süsüdür.
Oyalar ya iğne, tığ, firkete ve mekik gibi yapıldıkları aracın ya da ilk çıktıkları kentin adıyla anılır. Ayrıca simgeledikleri ya da benzetildikleri varlığın adıyla anılan oyalar da vardır. İğne, tığ, firkete, mekik oyaları; Bursa, Selanik oyaları; yaprak, gül, sümbül, biber oyaları; oğlan perçemi; komşu çatlatan; çarkıfelek gibi adlar buna örnektir. Boncukla yapılan oyalar da boncuk oyası diye adlandırılır.
Kuşaktan kuşağa aktarılarak geliştirilen Türk oyaları, yalnız kadınlar tarafından değil, bir dönemde erkekler tarafından da kullanılmıştır. Delikanlılar, külhanbeyler külahlarının etrafına sevgililerinin armağan ettiği oyalı yemeniler sararlardı. Batı Anadolu ve bazı İç Anadolu illerinin zeybek ve efeleri de son derece süslü oyalarla çevrelenmiş baş yemenileri kullanmışlardır. Bu oyalı yemeniler uzun efe külahlarına kat kat sarılırdı ve efeye ayrı bir gösteriş katardı.
Oya günümüzün Anadolu genç kız ve kadınlarının da severek yaptıkları el sanatlarının başında gelmektedir. Her genç kız ya kendisi örerek ya da bu işlerle geçimini sağlayan oyacı kadınlara ördürerek başörtülerinin etrafına geçirilmiş ya da herhangi bir iş için kullanılmaya hazır oyaları çeyizinde bulundurur.
Kadınların toplumsal durumları ile uygun oyalarla süslenmiş başörtüleri takmaları eskiden yaygın bir gelenekti. Evli, nişanlı, nişanlısı askerde, hamile, dul ve yaslı kız ya da kadınların iç dünyalarını yansıtan oyalar vardı.
Günümüzde yeni adlarla da anılarak yapılmakta olan oyalar başörtüsü dışında bazı eşyaların kenarına dikildiği gibi, yaka iğnesi, kemer ve çanta süsü olarak da kullanılmaktadır.
Makine Yapımı Danteller
18. yüzyılın sonlannda ve 19. yüzyıl başlarındaki Sanayi Devrimi dantel üretiminde büyük değişikliklere yol açtı. Dantel üretiminde kullanılan ilk makineler örgü makinesi tem eli üstüne kurulmuştu. 1780’e gelindiğinde bu makinelerin bazıları Fransa ve İngiltere’de kullanılıyordu. 1809’da İngiliz John Heathcoat elde yapılan mekik dantelinin ağını dokuyabilen bir makine yaptı.
El dokumacıları bu makine örgüsü ağı daha çok, sonradan bezenecek bir yüzey olarak kullandılar. Üzerine desenler işlediler, kaliteli muslin kumaşlarla aplikeler yaptılar, arasından kurdeleler geçirdiler ya da iğne oyası motifler iliştirdiler.
1813’te geliştirilen Levers makinesiyle el işi dantellere benzeyen zarif dantel motiflerinin üretilmesi sağlandı.
Modern Levers dantel makinesi ise yaklaşık 15 ton ağırlığındadır ve 2,5 metre ya da daha fazla genişlikte dantel dokuyabilir; bir defada 600 tane dar ara danteli çıkarabilir. Ara dantelleri, ağartılıp boyandıktan ve kayganlık verildikten sonra şeritleri birleştiren tek bir ipliğin çekilmesiyle birbirlerinden ayrılır.
Dantele benzer bir başka dokuma türü de Schiffli nakış makinesiyle yapılır. Bu makinede tül ya da organze gibi ince ve saydam kumaşlar üzerine desenler işlenir.
Modern makine dantelleri pamuk, ipek, yün, yapay ipekli kumaş, naylon ya da bu gereçlerin karışımıyla yapılabilir.