Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Güreş

  • Okunma : 750

Güreş, İki sporcunun çeşitli oyunlar uygulayarak birbirlerinin sırtını yere getirmek için yaptıkları karşılaşma.

Eski Mısır'da ortaya çıktığı (İ.Ö. 2000 yılları) bilinen, eski Yunanistan'da İ.Ö. 700'e doğru temel beş spordalından biri olan güreş, Türklerin ata sporudur. Çok eski tarihlerden başlayarak, şölenlerde, düğünlerde uygulanan bir spor ("karakucak güreşi") olan güreşin, pehlivanların "kispet" adı verilen bir deri pantolon giyip, güreşten önce bedenlerini ve kispetlerini iyice yağladıkları biçimi yağlı güreşe Osmanlı İmparatorluğu döneminde büyük önem verilmiş, "güreş okulu" diye nitelenebilecek birçok pehlivan tekkesi açılmıştır. Bayezit I, Mehmet II, Selim I, Süleyman I, Murat IV, Mahmut II ve Abdülaziz, güreşçileri korumuş ve desteklemişler, Özellikle Abdülaziz, pehlivanları korumasının yanı sıra, kendi de güreş yapmış, döneminin ünlü pehlivanlarıyla güreşmiştir. Osmanlı döneminin başlıca güreşçileri arasında Kırkpınar başpehlivanlığını 26 yıl boyunca elinde tutan Kel Aliço, Adalı Halil, Çolak Mümin Molla, Hergeleci İbrahim, Koca Yusuf, Kara Ahmet, Kurtdereli Mehmet, Şamdancı Kara İbo, Yörük Ali, Katrancı Halil sayılabilir.

XIX. yy'da dönemin en büyük güreşçilerinden Koca Yusuf, Kara Ahmet ve Kurtdereli Mehmet, Avrupa ve ABD'de yaptıkları güreşlerle Türklerin güreşteki ustalığını kanıtlamışlar, Kara Ahmet, dünya şampiyonu unvanını kazanan ilk Türk güreşçisi olmuştur.

Minder güreşi

Minder güreşi Türkiye'ye, XX. yy. başlarında Batı'dan geldi ve bu dalda ilk önemli girişim, Beşiktaş Jimnastik kulübünde başladı (1903). Türkiye İdman Cemiyetleri Birliği'nin kurulmasıyla, 1923'te ilk Türkiye Güreş Federasyonu oluştu. Türk minder güreşinin yurt dışına açılması, 1924 Paris Olimpiyatları'nda gerçekleşti. 1927'de Türk Milli Güreş takımı, Avrupa Grekoromen şampiyonasına katıldı. Yurt dışında derece alan ilk Türk güreşçisi Tayyar Yalaz, 1928 Amsterdam Olimpiyatları'nda 79 kiloda dördüncü oldu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Türk güreşi 1960 Roma Olimpiyatları sonuna kadar altın çağını yaşadı ve birçok büyük güreşçi yetiştirdi: İlk olimpiyat şampiyonu Yaşar Erkan, Mersinli Ahmet, Yaşar Doğu, Gazanfer Bilge, Celal Atik, Mustafa Dağıstanlı, Nasuh Akar, Kâzım Ayvaz, Ahmet Ayık, Hüseyin Akbaş, Ali Yücel, İsmet Atlı, Çoban Mehmet, Hamit Kaplan, Mahmut Atalay, Nihat Kabanlı, vb.

Minder güreşi iki kategoride yapılır: Serbest; grekoromen. Serbest güreşte, uluslararası güreş kuralları dışına çıkmamak koşuluyla, rakibin bütün bedenine oyun uygulanabilir; bu oyunlar sırasında bedenin her yanından yararlanmak da serbesttir. Grekoromende, rakibin belinden aşağısına oyun uygulamak yasaktır.

Güreş karşılaşmaları sırasında güreşçilerden biri kırmızı, öbür mavi mayo giyer. Karşılaşma, suni köpükten yapılmış 9 m çapındaki bir minderde yapılır.

Karşılaşmada faullü güreşen ya da pasif kalan güreşçiye ihtar verilir. Üç ihtar alan güreşçi, diskalifiye edilir ve hükmen yenik sayılır. Turnuvalarda ve şampiyonalarda karşılaşmalar eleme yöntemiyle yapılır.