Halk Dansları
Günümüz danslarının pek çoğu eski halk danslarından türetilmiştir. İlkel toplumların dansları uzun bir süre özgünlüklerini korumuş, bazıları zamanla ya unutulmuş ya da birtakım değişikliklere uğramıştır. Halk dansları iki ayrı grupta toplanabilir: Dinsel ya da törensel amaçlı danslar ile eğlenmek amacıyla yapılan danslar.
20. yüzyılda Cecil Sharp ve Bela Bartök gibi bazı kişilerce ulusal müzik ve danslara ilişkin bilgilerin derlenmesine yönelik çalışmalar yapıldı. Bu çalışmaların sonucunda eski danslar canlandırıldı. Günümüzde ilgiyle izlenen halk dansları artık törensel nitelik taşımamakta , yalnızca gösteri ve eğlence amacıyla yapılmaktadır.
Giysiler
Halk dansları çoğu zaman geleneksel giysilerle yapılır. İspanyolların flamenko ya da Meksikalıların zapateado dansların da olduğu gibi, ayak vurmalı danslarda erkekler ve kadınlar çoğunlukla yüksek topuklu ayakkabılar giyer. Topuk vurma, erkeklerin geleneksel giysilerinin bir parçası olarak mahmuz taktıkları ülkelerin danslarında yer alır. Dönerek yapılan Macar halk danslarında kadınlar kat kat etekler giyer. Ellerle bacaklara vurma ise erkeklerin kısa deri pantolon giydikleri Alman ve Avusturya danslarının bir figürüdür. Meksikalılar sombrerolarının çevresinde dönerek dans ederler. Birçok başka dansta da çiçekler, kurdeleler, ziller ve çemberler gibi aksesuarlar kullanılır.
Dans Figürleri
Değişik yöre ve ülkelerde başka başka dans türlerinin görülmesine karşın, bunların çoğunda dansın yapılma düzeni benzerlikler gösterir. En eski ve en basit olan daire düzeni tüm halk danslarında görülür ve eskiden tapılan bir nesnenin çevresinde dönerek yapılan dinsel törenlerden kaynaklanır. Dansçılar birbirlerinin ellerinden , bileklerinden , dirseklerinden tutarak ya da kollarını birbirlerinin omzuna ya da beline dolayarak dans ederler. Bazı halk danslarında dansçılar dairenin dışına çıkarak bağımsız hareketler yapar ya da çiftler oluştururlar; bazılarında ise erkekler ve kadınlar ayrı olarak iç içe iki daire oluştururlar.
Zincir düzeninde, dansçılar el ele tutuşarak uzun bir sıra oluşturur ve en öndeki dansçıyı izlerler. Böylece bazen dans ederek bütün köyü dolaşırlar. Bunların yanı sıra, uzunlamasına düzende erkekler ve kadınlar iki ayrı sıra oluştururlar; geometrik düzenlerde ise üç ya da dört çift belli figürleri yaparak dans eder.
Halk danslarında ayak figürleri de değişik yürüme , sıçrama ve dönme adımlarıdır. Bu adımlar yapılan dansa göre kısa, uzun, yavaş ya da hızlı olabilir. Bazı danslarda özellikle erkekler yere çömelir ya da eşlerini belinden tutup kaldırırlar.
Çeşitli Halk Dansları
Dünyanın birçok bölgesinde ilk baharda gençler bir araya gelerek dans ederler. Aslında bu dans eskiden ürünün bereketini ve hayvan sürülerin de doğurganlığın artışını sağlamaya yönelik bir dinsel tören niteliği taşıyordu. Hıristiyanlık’tan sonra da bir gelenek olarak sürdürülen bu dansların değişik ülkelerde başka başka adları vardır. İngiltere’nin geleneksel Morris dansı eskiden üründe bereket sağlamak için yapılan dinsel bir danstı. Bazı danslar ise halkın yaptığı işle ilgilidir. Örneğin Filipinler’de pirinç ekicilerinin, Japonya’da kömür madenlerinde çalışan işçilerin dansları vardır; bir Yunan dansı olan hasa pikos başlangıçta kasapların dansıydı.
İrlanda halk dansı olan jig , keman ya da gayda ile çalınan kıvrak ezgilerin eşliğinde yapılır. Jig tek başına yapıldığı gibi, bağımsız dans eden eşlerce de yapılabilir. Bir söylentiye göre , İrlanda halk dansı tullach da bir kar tipisi sırasında geciken rahibi bekleyen halkın ısınmak için şarkı söyleyip dans etmeye başlaması üzerine ortaya çıkmıştır.
Saray danslarına , eski Avrupa halk dansları, özellikle erkeklerin genç kızlara kur yapmalarını sergileyen danslar karışınca, halk danslarındaki canlı hareketler yerini daha zarif hareketlere bıraktı. Erkek eşini havaya kaldırmıyor, bunun yerine önünde eğilip elini tutuyordu . Giderek grup danslarının yerini de çiflerin yaptığı vals ve polka gibi danslar aldı.
ABD’de de yapılan “meydan dansı” da eğlence amacıyla yapılan geleneksel bir danstır. Keman müziği eşliğinde dans edilirken , bir kişi yüksek sesle çiftlere ne yapacaklarını söyleyerek onları yönetir, bazen de uyaklı dizeler söyler.
Türk Halk Oyunları
Türkçe’de “halk dansları” yerine çoğu kez “halk oyunları” denir. Yörelere göre farklılıklar taşıyan halk oyunları değişik adlarla, değişik müzik, giysi ve hareketlerle oynanır. Halk oyunlarının bayram, şenlik, düğün, askere gidenleri uğurlama, karşılama gibi her türlü toplu eğlenti ve gösteride yeri vardır.
Türk halk oyunları, oyun sırasında yapılan çeşitli hareketlerle değişik olay ve ilişkileri simgeler. Bazı oyunlarda savaştan zaferle dönenlerin sevinçleri simgesel bir gösteriyle sunulur. Bu tür halk oyunlarında sıçramak, hoplamak , tepinmek gibi coşkun hareketler yapılır, haykırış ve çığlıklarla sevinç dışa vurulur. Bazı oyunlarda doğaya ve beklenmedik olaylara karşı duyulan tepkiler, tarımsal üretim etkinlikleri, iki sevgilinin birbirine davranışları, hayvan ses ve hareketlerinin taklitleri ve toplu yaşamdan değişik kesitler simgesel hareketlerle ortaya konur.
Türk halk oyunları yörenin özel giysilerini giymiş oyuncular tarafından, her zaman müzik eşliğinde oynanır. Bu müzik yalnızca çalgı ya da sözle oluşturulduğu gibi çalgılı ve sözlü de olabilir. Birçok halk oyununun müziği çok yaygın ve ünlüdür. Özellikle türküsüyle çok tanınan ve türküsü daha çok bilinen halk oyunları da vardır.
Halk oyunları, onanış biçimlerine ve yöresel özelliklerine göre değişik öbeklerde toplanır.
Oynanış Biçimlerine Göre Halk Oyunları
Halk oyunları oynanış biçimlerine göre “tekli oyunlar”, “ikili oyunlar” ve “toplu oyunlar” olmak üzere üçe ayrılır.
Tekli oyunlar, genellikle zeybek, bengi türü oyunlar ile çiftetelli türü oyunları kapsar. Bunlar zaman zaman birden çok kişinin katılmasıyla oynansa bile oyuncuların el ele tutuştuğu görülmez.
İkili oyunlar, savaşan iki kişiyi canlandıran ve kılıç, bıçak, hançer ya da sopayla oynanan oyunlardır. Topluca ve takımlar halinde oynanan Bursa yöresinin “kılıç-kalkan” oyunu da aslında ikili oyunlardan sayılır. Aleviler’in dinsel toplantıları olan “cem ayini”nde oynadıkları semahlar da ikili oyunlardandır.
Toplu oyunlar, ikiden fazla kişinin bir dizi oluşturarak el ele, kol kola, omuz omuza, yan yana oynadıkları oyunlardır. Bunlardan bazıları halka oluşturarak da oynanır.
Bölgelere Göre Halk Oyunları
Türkiye, halk oyunlarının çeşitliliği ve bölgesel özelliklerin büyük farklılıklar göstermesi bakımından altı bölgeye ayrılmaktadır. Bu bölgelere giren illerden bazılarının oyunları yakın bölgenin oyunlarının özelliklerini de taşıyabilir. Bir halk oyununun yaygın olduğu bölgede başka bir oyun da görülür.
Bar Bölgesi Erzurum, Erzincan, Bayburt, Kars, Artvin ve Ağrı illerini kapsar. Barlar en az beş kişiden oluşan dizi halinde oynanır. Başlangıçta ağır sayılabilecek bir ritimle başlayan bu oyunlar giderek hızlanır. “Sekme” ya da “yelleme” bölümlerinde çabuk ve çevik hareketlerle sürer. Davul zurna eşliğinde oynanan barlarda dizi başındaki oyuncuya “barbaşı” adı verilir. Barbaşı öteki oyuncuları yönetebilecek bilgisi ve oyun deneyimi olan kişiler arasından seçilir. Dizinin öteki başında yer alan, barbaşının işaret ve ünlemlerine göre oyunun düzenine yardımcı olan oyuncu ya da “pöççük” denir. Barbaşı ve pöççük serbest kalan ellerinde mendil tutarlar. Barlar genellikle erkekler tarafından oynanırsa da kadınların oynadığı barlar da vardır. Oynanış sırasına göre bazı bar adları şöyledir: Baş Bar, Sarhoş Barı, İkinci Bar, Dikine Bar, Sekme Barı, Hoş Bilezik, Aşırma, Nari, Timür Ağa, Tamzara ve Hançer Barı.
Halay Bölgesi Sivas, Çorum, Yozgat, Kayseri, Malatya, Elazığ, Gaziantep, Urfa, Diyarbakır illerini kapsar. Halay dizi halinde ve her zaman davul zurna eşliğinde oynanır. Her halayın kendine özgü müziği ve çalgı eşliğinde söylenen türküsü vardır. Halay dizisi “halaybaşı” adı verilen oyuncu tarafından yönetilir. Dizinin başında duran halaybaşının yardımcısı dizi sonundaki “pöççük”tür. Barda olduğu gibi her ikisinin de elinde birer mendil vardır. Genellikle çok ağır başlayan halaylar, “ağırlama” da denen bu bölümün ardından giderek hızlanır. Sıçramaların sıklaştığı, hareketlerin keskinleştiği görülür. En ünlü halaylar arasında Sivas, Çorum, Turnalar, Kargın, Koç, Abdurrahman, Gelin ve Kartal halayları anılabilir.
Horo (ya da Hora) ve Karşılama Bölgesi Kırklareli, Tekirdağ ve Edirne illerini içerir. Horo da bar ve halay gibi yan yana dizilerek oynanır. Horo, ayak vuruşlarıyla yeri döverek oynanır ve bu ortak özellikten dolayı bu yöre oyunları genel olarak bu adla anılır.
Kasap oyunları da bu bölgeye özgüdür ve “ kasap havası” adı verilen bir ezgi eşliğinde oynanır. Türkiye’de oynanan biçiminde Balkanlar’a özgü hareketler ile Türkler’e özgü hareketler bir arada sergilenir.
Bu bölgede ve İzmit, Adapazarı, Çanakkale, Bursa, Bilecik, Bolu illerinde görülen “karşılama” da en az iki kişi tarafından karşılıklı ve birbirinin eşi hareketlerle, belirli bir uyum içinde oynanan bir oyundur. Kadın erkek karşılıklı oynadığı gibi yalnızca erkekler ya da kadınlar arasında da oynanabilir.
Horon Bölgesi Karadeniz’in doğusunda başta Rize, Trabzon ve Ordu illeri ile Sinop, Samsun, Giresun, Artvin illerini de yer yer kapsar. Horonlarda topluca ve dizi halinde oynanan halkoyunlarıdır. Dizi oluşturulurken oyuncular birbirlerinin omuzlarından tutmazlar, ama sıkışık düzen içinde el ele tutuşa bilirler. Genellikle kemençe eşliğinde oynanan horonlara bazı yörelerde davul zurna ve tulum denen bir çeşit üflemeli çalgı da eşlik eder. Genellikle erkeklerin oynadığı bir oyun olan horonların kadınlara özgü olanları da vardır. Kemençe çalınırken çoğu zaman Karadeniz ağzıyla söylenen türkülerde horona eşlik eder. Düz, Atlama, Kız, Bıçak horonları gibi çeşitleri vardır.
Zeybek, Bengi ve Seymen Bölgesi Balıkesir, Bergama, Ödemiş, Aydın, Denizli, İzmir, Muğla, Uşak, Burdur, Kütahya, Manisa illerini kapsar. Ankara, Bolu, Kastamonu illerinde de Ege’nin zeybek oyunlarını andıran, ama onlardan birçok yönden ayrılan efe ve seymen oyunları görülür. Bu oyunlar, eskiden bu yörelerde yaşayan ve zeybek, efe, seymen adıyla anılan yiğit kişilerin oynadığı, köklü bir geleneği olan oyunlardır. Bu oyunlar günümüzde de efe ve zeybek giysileriyle, tavırlarıyla oynanır. Her birinin kendine özgü ezgisi vardır. Ya davul zurna ya da yöresel çalgılardan biri eşliğinde oynanan bu oyunların çoğunun türküsü de vardır ve bu türkü oyun sırasında söylenir.
Kaşık Dansları Bölgesi İçel’in Silifke ve Mut ilçeleri ile Antalya’yı kapsar. Konya, Kırşehir, Eskişehir, Bartın ve Safranbolu yörelerinde de kaşık oyunları görülür. Kaşık, oyun sırasında bir ritim aracı olarak oyuncuların ellerinde bulunur. Oyuncu her iki elinde birer çift kaşık tutarak ve bunları uyumlu bir biçimde birbirine vurarak müziğe eşlik eder. Silifke ve Mut yöresinin kaşık oyunları ve müziği son yıllarda ülke çapında yaygınlık kazanmıştır. Ayrıca SSCB ve İran’a komşu olan Kars yöresinde Kafkas ve Azeri halk oyunları da oynanır.
Türk Halk Oyunlarıyla İlgili Çalışmalar
Türk folklorunun ana dallarından birini oluşturan halk oyunları yalnızca oynanışları bakımından değil giysi, müzik ve gelenekler bakımından da incelenmiştir. Halk kendi yöresinin oyunlarını yüzyıllar boyunca kendi kendine yaşatıp sürdürmüştür. Daha sonra değişen toplumsal yaşayış içinde halk oyunlarının yaşatılması, değerlendirilmesi ve yurt çapında tanıtılması amacıyla çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Halk Bilgisi Derneği’nin (1927) ve Halkevlerinin (1932) kuruluşundan sonra folklorun öteki dallarıyla birlikte halk oyunlarına da önem verilmiştir. 1935 ve 1936 yıllarında gerçekleştirilen Balkan Festivallerin de Atatürk’ün halk oyunlarına gösterdiği ilgi bu konuyla ilgili çalışmaların hızlanması bakımından önemlidir. Günümüzde her yörenin oyunlarını sergileyen, bunlarla ilgili çalışmalar yapan birçok dernek vardır. Kültür Bakanlığının kurduğu Devlet Halk Dansları Topluluğu da Türk halk oyunlarının müziğini ve hareketlerini bozmadan çağdaş bir yorumla sergilemektedir. İstanbul Teknik Üniversitesi ile Ege Üniversitesi’ne bağlı Devlet Türk Müziği konservatuvarlarında son yıllarda Halk Oyunları bölümleri açılmıştır. Bu bölümlerde halk oyunlarımızın kökeni, özgün giysi ve yorumlama biçimleri incelenmekte, konuyla ilgili bilimsel çalışmalar yapılmaktadır.