İlk yardım
İlk yardım, Bir hastaya ya da bir yaralıya, daha ayrıntılı tıbbi yardımın uygulanmasından önce yapılan ön bakım. İlk yardımda amaç, kişide daha çok hasar oluşmasını önlemek, hastaya yaşamsal destek sağlamak ve durumunun etkili biçimde tedavisine başlamak, zararı en aza indirgemek ve ölümü önlemek için müdahalede bulunmaktır. İlk yardım alanında eğitilenlerin acil bir durumun nitelik ve derecesini değerlendirebilecek ve|profesyonel tıbbi yardım sağlanıncaya kadar uygulanacak en iyi yöntemin hangisi olduğuna karar verebilecek durumda olmaları gerekir.
Yaralanmaların, ölüm nedenleri arasında dördüncü sırayı aldığı düşünülürse, ilkyardım eğitiminin önemi açıkça görülür. Düşmeler, yaralanma nedenlerinin en yaygın olanıdır, buna karşılık en çok ölümlere neden olan kazalar, motorlu taşıt kazalarıdır.
İlk yardım, bir kazanın ya da hastalığın oluş yerinin, oluş biçiminin ve koşullarının gözlemlenmesiyle başlar. Kazaya uğrayan kişinin (ya da kişilerin) yanına yaklaşmadan önce, olayın gerçekleşme koşullarının kazaya uğrayan kişiyi ve kurtarıcıyı tehlikeye atıp atmayacağını (sözgelimi taşıt kazalarında aracın ateş alma tehlikesi) kararlaştırmak için, olay yerinin gözden geçirilmesi gereklidir. Sonra, kazaya uğrayan kişinin yaşamını kurtarmak için yaşam kurtarıcı işlemlerin acil olarak uygulanmasının gerekli olup olmadığı, bir ön incelemeyle belirlenir. Ön inceleme, şu belirlemelerin yapılmasını kapsar: 1) Hasta ya da kazaya uğramış kişinin solunum, yollarında bir tıkanma ve boynunda kırık var mı? 2) Soluk alıp verebiliyor mu? 3) Kan dolaşımı sürüyor mu? 4) Kazaya uğrayan kişide gözle görülür bir kanama var mı?
Hastaya ya da kazaya uğrayan kişiye uygulanacak yaşam kurtarma işlemlerinden ilki, kalp-akciğer masajıdır. Bu işlem, nabzı duyulmadığı ve soluk almadığı zaman hastaya ya da kazaya uğramış kişiye temel yaşam desteği sağlamak için gerekli olabilir. Önemli önlemlerden biri de boğulma tehlikesi geçiren kişilere uygulanan, soluk borusunu tıkayan maddelerin dışarı çıkmasını sağlamak için kuvvet uygulamasına dayanan Heimlich manevrasıdır. Yaralanmalarda omuriliğin zarar görmesi, kazaya uğranan kişileri kıpırdatmadan önce boynun tespit edilmesi gerektiğinin anlaşılmasından sonra, yüzde 30-45 azalmıştır. Dış kanama durumunda uygulanan bir başka ilk önlem, kanayan yeri yükseğe kaldırmak ve üstüne doğrudan baskı uygulamaktır.
Bu ilk gözlemlerden sonra yapılması gereken gözlemler bütün bedenin incelenmesi, nabız denetimi, solunumun sayılması (1 dakikadaki soluk alıp-verme sayısı) ve derinin genel durumunun gözden geçirilmesidir. Sözgelimi kalp şoku, inme, iç kanama gibi ciddi tıbbi sorunların gözle görünen tek belirtisi, şok olabilir. Şok durumundaki kişilerde deri soğuk, ıslak ve soluk renklidir; nabız zayıf ve hızlıdır(dakikada 100'den çok), dakikada solunum sayısı 20'den azdır; yaralı bitkin ve dalgın durumdadır. Şokun tedavisi, bedendeki sıcaklık yitiminin en aza indirilmesi, bedenin başka yerlerine bir rahatsızlık ya da zarar vermeden bacakların yükseğe kaldırılması ve elden geldiğince acil yardım sağlanmasına dayanır.
Kırık, incinme, burkulma olgularında ilk yardım, buz tamponları konması, destek yapma, yükseğe kaldırma ve alçıya alma işlemlerini kapsar. Bu ilk yardım önlemleri ağrı ve şişmeyi azaltır; daha çok zarar oluşması olasılığını en aza indirger.
Açılmış yanık yaralarının bulunmadığı birinci ve ikinci derece yanıklarda ilk yardım, yanan bölgenin soğuk su altına tutulması ve gevşek bir biçimde bandajlanmış ıslak tamponlar uygulanmasına dayanır. Açılmış yanık yaraları bulunan ikinci ve üçüncü derece yanıklara, kuru gazlı bezle tampon yapılmalı ve yanık alanı sargılanmalıdır. Deride yanıklardan oluşan kabarcıklar patlatılmamak, yaraların üstüne yağlı kremler ya da merhemler sürülmemelidir. Yanık, bir kimyasal maddeden ileri gelmişse, bölge bol soğuk suyla yıkanmalı, kuru gazlı bezle tamponlanarak, yaralı hastaneye ulaştırılmalıdır.
Sara nöbetlerinin, gözden kaçabilecek yaralanma olasılıklarını en azına indirecek biçimde tedavisini gerektirir. Nöbeti geçiren kişinin ağzına hiçbir şey sokulmamalıdır. Nöbetin sona ermesinden sonra hasta gevşediği zaman, solunum yollarının tıkalı olup olmadığını anlamak, nabız ve solunumun bulunmaması durumunda kalp-akciğer masajına başlamak için solunum yollarını incelemek gerekir.
Kolayca mikrop kapan hayvan ve insan ısırıklarının özenle temizlenerek yıkanması gerekir. Ayrıca tetanoz ve kuduz olasılıkları göz önünde tutularak, bir hekime başvurulmalıdır. Yılan sokmalarının en iyi tedavi edildiği yer hastanelerin acil servisleridir. Olay yerinde uygulanacak fazla bir|şey bulunmamakla birlikte, birçok uzman, yaranın özenle yıkanıp temizlenmesi ve acil servise taşıma sırasında kalpten aşağı bir düzeyde tutulması gerektiğinde görüş birliğine varmışlardır. Kan akımını durdurmak için sıkı sargı yapmak, sokulan yerde "kesi yapıp emmek" ve buz tamponu uygulamak öğütlenmemektedir.
Sıcak çarpması, sıcaktan bunalma ve sıcak krampları, rüzgâr esintisinin bulunmadığı sıcak günlerde yaygın olarak görülür. Çok küçükler, yaşlılar, şişman kişiler ve atletler bu durumlara özellikle yatkın kanserlerdir. Sıcaktan kaynaklanan bu durumlarda yapılabilecek en iyi şey, etkilenen kişileri sıcaktan uzaklaştırarak, titreme nöbeti geçirmelerine yol açmaksızın hızla ser n tir. Sıcak çarpması yaşamı tehdit edici bir nitelik taşıyabileceğinden, etkilenen kişiyi hastaneye ulaştırmak en iyi çözümdür.