Jüt
Jüt adını alan otsu bitkiler, gövdelerinden elde edilen lifleri için yetiştirilir. Ihlamurgiller familyasının Corchorus cinsinde yer alan bu bitkilerin iki türü vardır. Ortalama 2-5 metre arasında boylanabilen bitkinin dalsız, düz bir gövdesi (ya da sapı) ve dört taçyapraktan oluşan küçük, sarı çiçekleri vardır. Yaprakları ince, uzun ve kenarları testere gibi tırtıklıdır. Anayurdunun Hindistan olduğu sanılan jüte Hintçe pat denir.
Jüt ekimi ilkbaharda yapılır. Tohumların filizlenmesinden bir süre sonra fidelerin bir bölümü sökülerek ekili alan seyreltilir; böylece geriye kalan bitkilerin topraktan daha çok besin alarak daha iyi gelişmesi sağlanır. Yaz sonuna doğru, çiçeklerin solmaya başlamasıyla birlikte haşata geçilir. Bitkiler kökleriyle birlikte sökülerek 10 ile 30 gün arasında havuzlarda ya da akarsularda bekletilir. Hem bitkinin temizlenmesi, hem de sık bir doku oluşturan liflerin yumuşatılıp gevşetilmesi amacıyla uygulanan bu işlemde suda bekletme süresi çok önemlidir. Az bekletildiğinde yeterince yumuşayamayacağından lifler bitkiden kolayca ayrılmaz, çok bekletilirse de dayanıklılığı azalır ve çabuk kopar. Islatıp yumuşatma işleminin ardından lifler elle sıyrılarak saplardan ayrılır ve güneşte kurutulur.
Uzunluk, çap ve renk gibi bazı özelliklerine göre ayrılıp gruplandırılan lifler fabrikalarda da bir dizi işlemden geçirildikten sonra çeşitli ürünlere dönüştürülür. Jüt başlıca çuval, paket ipi, hasır, kilim ve halı tabanı yapımında, ayrıca elektrik kablolarının yalıtımında kullanılır. Bitkinin köklerinden ve dokumacılıkta yararlanılmayan kaba liflerinden de kâğıt yapılır.
Başta gelen jüt üreticisi ülkeler Bangladeş, Hindistan ve Çin’dir. Brezilya da önemli üreticilerden biri olmasına karşılık ürünün tümü iç pazarda değerlendirilir, ülke dışına satılmaz. Japonya, Almanya Federal Cumhuriyeti, İngiltere, Belçika ve Fransa en çok ham jüt alan ülkelerdir. Jüt ipliği üreten ilk fabrika 1820’lerde İskoçya’daki Dundee kentinde kurulmuştur