Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Kırklareli

  • Okunma : 401
Kırklareli Resim

Kırklareli, sınır illerimizden biridir. Türkiye’nin Trakya’daki topraklarının kuzeydoğu kesiminde yer alan Kırklareli ili kuzeyde Bulgaristan’a, doğuda Karadeniz’e, güneyde Tekirdağ ve batıda da Edirne illerine komşudur. Bazı kaynak ve haritalarda güneydoğuda ortak sınırı olduğu belirtilen İstanbul ilinden kısa bir kıyı parçasıyla ayrılır.

    Bugünkü Kırklareli il topraklarının ilkçağdan beri hareketli bir yerleşme alanı olduğu anlaşılmaktadır. Bu yörede Traklar’dan kalan bazı tümülüslere rastlanmıştır. Çağlar boyunca Trakya, Balkanlar ve Anadolu’yu ele geçirmek isteyenlerin egemenlik mücadelelerine sahne olmuştur. Günümüz Kırklareli halkının önemli bir bölümü 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başlarında Balkanlar’dan gelmiş göçmenlerden oluşur.

Doğal Yapı

Kırklareli topraklarının yaklaşık yarısı dağlık alanlar, yarıya yakını da orta yükseklikte ya da alçak yaylalardır. Türkiye’nin Trakya’daki en yüksek kesimini oluşturan ve Yıldız Dağları olarak da bilinen Istranca Dağları Kırklareli il sınırları içinde kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanır. İlin kuzey ve doğu kesimlerini engebelendiren bu dağlık alanın en yüksek noktası, Demirköy kasabasının batısında 1.031 metreye ulaşan Mahya Dağı’dır. Kuzey yamaçları sık ormanlarla kaplı olan Istranca Dağları güneydoğuda yüksekliğini yitirerek orta ve alçak düzlüklere dönüşür. Istranca Dağları ile Karadeniz kıyısı arasında bazı yaylalar yer alır.

    Kırklareli ilinin güney ve batı kesimlerinde yer alan ve birçok alçak tepeyle engebelendirilen düzlükler Ergene Havzası adıyla anılır. Bir çöküntü alanı olan Ergene Havzası, Kırklareli ilinin başlıca tarım alanıdır.

    İl topraklarından kaynaklanan suların bir bölümü Karadeniz’e dökülürken, bir bölümü de Ege Denizi’ne doğru akar. Karadeniz’e ulaşan küçük akarsulardan başlıcaları Rezve, Deringeçit ve Pabuç dereleridir. Kuzeydoğuda Bulgaristan ile ülkemiz arasındaki doğal sınırı Rezve Deresi oluşturur. İl topraklarında akan en önemli akarsu Ergene Irmağı’dır. Bu ırmağa katılan başlıca kollar Sulucak, Poyralı, Kaynarlı, Babaeski (Şeytan) ve Teke dereleridir. Tarım alanlarını sulamak ve Teke Deresi’nin yol açtığı taşkınları önlemek amacıyla Kayalıköy Barajı kurulmuştur. Ergene Irmağı Kırklareli il sınırları dışında Meriç Irmağı’na katılır.

    Geniş ovalara ve fazla girinti çıkıntıya rastlanmayan Karadeniz kıyısında, bataklıklarla çevrili küçük kıyı gölleri ve doğal plajlar vardır. Bu kıyıdaki başlıca çıkıntılar İğneada ve Servi burunlarıdır. Kıyıda yer alan başlıca doğal göller Erikli. Mert ve Sakpınar gölleridir. Kırklareli ilindeki başlıca yapay göl ise Kayalıköy baraj gölüdür.

    Kırklareli ilinin Karadeniz’e kıyısı olan doğu kesimi ile Istranca Dağları’nın ardında kalan iç kesimi iklim yönünden farklılık gösterir. Kıyı kesiminin ılıman olmasına karşılık iç kesimler kara ikliminin etkisi altındadır. Kırklareli kenti ile ilin büyük bölümünde kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise sıcak geçer.

    Kırklareli ilinin ikliminde gözlenen bu farklılık doğal bitki örtüsünü de etkiler. Istranca Dağları’nın Karadeniz’e bakan yamaçları, tepelerden eteklere kadar kayın ormanlarıyla kaplıdır. Istranca Dağları’nın güney yamaçlarının bazı bölümlerinde de rastlanan kayın ormanlarında en çok görülen bitki ormangülleridir. Dağların iç kesiminde eskiden yoğun olarak rastlanan meşe ormanları ise büyük ölçüde yok edilmiştir. Ergene Havzası’nın doğal bitki örtüsü ise bozkır (step) görünümündedir.

Tarih

Eski bir yerleşme alanı olan Kırklareli yöresinde günümüzden yaklaşık 6.000 yıl öncesinden kaldığı sanılan duvar kalıntıları ile çanak çömleklere rastlanmıştır. Kırklareli yöresi İÖ 13. yüzyılda Traklar’ın yurduydu. Daha sonra bir süre Atina ve Pers egemenliği altında kalan yörede İÖ 5. yüzyılda Odris (Odrys) Krallığı kuruldu. Bir ara Byzantion'u (İstanbul) bile ele geçiren Odris Krallığı, İÖ 4. yüzyılda Makedonyalılar tarafından yıkıldı. Daha sonra Selevkoslar’a bağlanan yöre, Galatlar’ın ve Bitinya Krallığı’nın egemenliğine girdi. İÖ 1. yüzyılda başlayan Roma yönetimi sırasında tüm Trakya’yla birlikte Got, Avar ve Bulgar istilasına uğradı. İstilalar Bizans döneminde de sürdü. Önce Haçlılar’ la Latinler’in eline geçti, daha sonra da Bulgarlar ve Tatarlar tarafından yağmalandı. 1361’de Osmanlılar’ın eline geçen yöre, 1365’te kısa bir süre için Bulgar yönetimine girdi. Daha sonra gene Osmanlılar'a bağlanan ve 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Ruslar tarafından işgal edilen Kırklareli yöresi, 3 Mart 1878'de imzalanan Ayastefanos Antlaşması uyarınca yeni kurulan Bulgar Prensliği' ne verildi. Aynı yıl 13 Temmuz’da yapılan Berlin Antlaşması hükümlerine göre yöre gene Osmanlı Devleti’ne bırakıldı. Balkan Savaşları sırasında Bulgar saldırısına uğrayan bu topraklar, 1913 ortalarına kadar işgal altında kaldı. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra 4 Kasım 1918’de yörenin güneybatı kesiminden geçen demiryolu hattı Fransızlar tarafından denetim altına alındı. Kısa bir süre sonra Fransızlar, işgal ettikleri demiryolunu Yunanlılar'a devretti. Temmuz 1920’de başlayan Yunan işgali karşısında fazla tutunamayan Osmanlı ordusu geri çekilince Doğu Trakya Yunanlılar’ın eline geçti. Büyük Taarruz ile amacına ulaşan Kurtuluş Savaşı sonrasında 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Mütarekesi uyarınca yabancı işgali 10 Kasım 1922’de sona erdi ve 1924’te de Kırklareli ili kuruldu.

Ekonomi

Yaklaşık yarısına yakını kasaba ve kentlerde yaşayan Kırklareli ili halkı geçimini daha çok tarım ve ormancılıktan sağlar.

    Yetiştirilen başlıca bitkisel ürünler buğday, şekerpancarı, ayçiçeği, karpuz, patates, arpa, domates, yulaf, soğan ve kavundur.

    Kırklareli ilinde daha çok koyun ve sığır yetiştirilir. Hayvancılık, mandıralarda beyazpeynir, kaşarpeyniri ve yoğurt üretimine yönelik olarak yapıldığından et üretimi azdır. Karadeniz kıyısında yapılan balıkçılık gelişmemiş düzeydedir.

    Istranca Dağları çevresinde yaşayan köylülerin bir bölümü bu ormanlarda mevsimlik işçi olarak çalışır. Önemli miktarda tomruk ve maden direği elde edilen bu orman alanlarında ağaçlandırma çalışmalarının yürütülebilmesi için ilin bazı kesimlerinde fidanlıklar kurulmuştur.

    Türkiye’nin ilk şeker fabrikası Babaeski ilçesine bağlı Alpullu köyü yakınında 1926’da üretime başlamıştır. Bundan başka Kırklareli ilindeki başlıca sanayi kuruluşları un, bitkisel yağ, süt ürünleri, konserve, yem, dokuma, tarım alet ve makineleri, cam, ölçü araçları, çimento, orman ürünleri, elektrik malzemeleri, sabun, boya, kaset, kireç, tuğla ve kiremit fabrikalarıdır.

    Türkiye çapında önem taşıyan ve ülkemizin Avrupa ile bağlantısını sağlayan kara ve demiryolları il topraklarından geçer. Bunlar, E-5 Karayolu ile Edirne-İstanbul Demiryolu’dur. Kırklareli ilinin Bulgaristan sınırında Dereköy sınır kapısı yer alır.

    Ülkemizin başlıca doğal gaz üretim alanı Lüleburgaz ilçesine bağlı Hamitabat köyündedir. Bulgaristan’dan geçerek gelen SSCB-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı’yla buraya ulaşan ve Hamitabat’ta üretilen doğal gazdan, ildeki bazı fabrikalar ile burada kurulan santral yararlanmaktadır. Doğal gazdan başka başlıca yeraltı kaynakları bakır, dolomit, manganez ve mermer yataklarıdır.

    Kırklareli ilinin Karadeniz kıyısı ile bu kıyı ardındaki yöreleri eşsiz güzellikler sunan doğal zenginliklere sahiptir. Bu yörelerden bazılarında varlığını sürdüren yabanıl yaşam koruma altına alınmıştır. Kıyılarında doğal plajlar da olan koylarda rastlanan Akdeniz fokları, soylarının tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Toplum ve Kültür

Kırklareli’de kültürel gelişme Anadolu’dan farklı bir çizgi izler. Bu yöre Trakya’daki kültürel gelişmenin etkisi altında kalmıştır. Avrupa’ya ya da Asya’ya geçen çeşitli kavimler bu yörede kendilerine özgü izler bırakmışlardır. Makedonya egemenliğinden sonra yüzyıllar boyunca Eski Yunan kültürünün etkisi altında kalan Trakya’ya, daha sonra Osmanlı kültürü girdi.

    19. yüzyılın başlarında Kırklareli’nin nüfusunu Türkler, Bulgarlar ve Rumlar oluşturuyordu. Bu yüzyılın sonları ile 20. Yüzyılın başlarında yaşanan savaşlar ve üst üste gelen bozgunlar yörenin toplumsal yaşamını derinden etkiledi. Özellikle 1828 ve 1877-88 Osmanlı- Rus savaşları sonunda yitirilen topraklardan göç eden Müslüman toplulukların bir bölümü Kırklareli’ne yerleşti. Bu arada ilde yaşayan Bulgarlar ile Rumlar da ülkeden ayrıldılar. Göçmenler farklı yaşam biçimlerinin yanı sıra yöreye yeni toprak işleme teknikleri de getirdiler.

    Kırklareli halkının başlıca geleneksel el sanatı dokumacılıktır. 19. yüzyılda çok yaygın olan dokumacılık, hemen her evde bulunan el tezgâhlarında yapılırdı. Bu tezgâhlarda kilimler, havlular, seccadeler ve dayanıklı bir çeşit yün kumaş olan şayak dokunurdu. Bu yörede şayak ve çul boyamacılığı da gelişmişti.

    Kırklareli’de varlığını sürdüren el sanatlarından biri de sap örmeciliğidir. Göl kıyılarında yetişen ve “papır” adıyla anılan sazların, çavdar saplarının ve mısır yaprağının ılık suda yumuşatılmasından sonra örülmesiyle kemer, şapka ve çanta yapılır.

    Kırklareli Osmanlı egemenliğine girmeden önce şarapçılıkta çok ünlüydü. Daha sonra şarapçılık oldukça geriledi ama ilde oturan Rumlar alkol derecesi yüksek şarap üretme geleneğini sürdürdüler. Ayrıca hardaliye adı verilen alkolsüz bir içki daha vardı. Bu içki üzüm suyunun şaraplaşmasım engellemek için hardal katılarak yapılırdı.

    Kırklareli ilindeki başlıca eğitim ve kültür kurumu Trakya Üniversitesine bağlı Kırklareli Meslek Yüksekokuludur.

İl Merkezi: Kırklareli

Kırklareli kentinin kuruluşuna ilişkin yeterli bilgi yoktur. Kent Bizans döneminde Saranta Ekklesiai adıyla anılıyordu. Kentin bilinen bu ilk adı Yunanca “40 kilise” anlamına geliyordu. Osmanlı döneminde de eski adına uyularak kente “Kırkkilise” adı verildi. 1924’te il merkezi yapılan kentin adı Kırklareli olarak değiştirildi.

    İlin batı kesiminde yer alan kent, Istranca Dağlarin’ın güney eteklerindeki tepelik bir alanda kurulmuştur. Edirne-İstanbul Demiryolu ile bağlantı kuran demiryolu hattının sona erdiği istasyonun yer aldığı güneybatıya doğru gelişen kentin çevresinde askeri alanlar vardır. Istranca Dağlarinm güney yamaçlarını izleyen eski İstanbul-Edirne yolu ile E-5 Karayolu’nu Dereköy sınır kapısına bağlayan yol kentte kesişir. Kırklareli, 1985’te nüfus açısından Lüleburgaz’dan sonra ilin ikinci büyük kentiydi.

    Kentin nüfusu 40.881’dir (1985).

Kırklareli İline İlişkin Bilgiler

Yüzölçümü: 6.550 km2.

nüfus: 297.098 (1985).

İl Trafik No: 39.

İlçeler: Kırklareli (merkez), Babaeski, Demirköy, Kofçaz, Lüleburgaz, Pehlivanköy, Pınarhisar, Vize.

İlgi Çekici Yerler: Limanköy, İğneada, Kıyıköy (Midye) ve Çilingoz koyları; Dupnisa Mağarası; İncekoru ve Kavaklı Meşe Korusu orman içi dinlenme yerleri; Vize Kalesi; Vize Mağara Manastırı; Midye Ayazma ve Manastırı; Hızır Bey ve Sokullu Mehmed Paşa külliyeleri; Kadı, Bayezid (Paşa), Kapan, Eski Cami, Cerit Ali Paşa ve Gazi Süleyman Paşa camileri; Alpullu (Sinanlı), Babaeski ve Lüleburgaz (Sokullu Mehmed Paşa) köprüleri; Kadı, Kapan (Salıyeri), Kayımoğlu ve Alman çeşmeleri; Zindan ve Binoklu Haşan Baba türbeleri.

Kırklareli Resimleri